Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Balaban’ın ışıkları
Nâzım Hikmet’in “İşte seyreyle gözüm hünerini” dediği ressam İbrahim Balaban, “Şair Baba ve Damdakiler”in İbram Ali’si delikanlı ruhunu ve umudunu hiç terk etmeden geldi geçti bu dünyadan. En azından ben onu hep böyle hatırlıyorum.
Resimlerini zaten bilip hayran olduğum Balaban’ın cezaevi yaşamını, 12 Mart döneminde kendim de cezaevindeyken öğrenmiştim. “Şair Baba ve Damdakiler”i Sağmalcılar’da okumuş, elimden bırakamamıştım. Neredeyse 40 yıl sonra bu kitaptan yapılmış bir oyunlaştırmayı Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye koyacağımı, Balaban’ın da tüm ailesiyle birlikte oyunu izlemeye geleceğini hayal bile edemezdim herhalde…
Kerbela
Balaban ile ilk yüz yüze tanışmam ise sanırım TÜYAP Kitap Fuarı’nda, 90’lı yıllarda oldu. İlhan Selçuk tanıştırmıştı bizi. Hayranı olduğum ressamlar, Nuri İyem, Avni Arbaş, Abidin Dino da oradaydı. 2008’den sonra, en az üç dört yıl sık sık görüştük. “İbram Ali”nin çocuk gözlerindeki heyecanı; yaptıklarını, yapmak istediklerini, projelerini anlatırken yaşadığı coşkuyu hiç unutmuyorum.
2009’da “Kerbela”yı sahneye koyuyordum. O sezon Devlet Tiyatroları’nın 60. yılıydı, Genel Müdür Lemi Bilgin de sahnelenen oyunların afişlerini ressamlarımızdan istemek gibi güzel bir fikir geliştirmişti. Lemi Bey, “Kerbela” afişi için kimi düşündüğümü sorduğunda, hiç duraksamadan “Balaban” dedim. “Kerbela” oyun olarak çok ses getirdi, çok başarılı bir iş oldu, ama Balaban’ın “Kerbela” afişi de oyunu bütünleyen bambaşka bir zenginlikti.
Şair Baba ve Damdakiler
Sonra 2010 yılına geldik. 17 Kasım 2010. Vaktiyle şöyle not düşmüşüm o güne: “Kişisel tarihimin en unutulmaz günlerinden biri… Ankara Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’ndeyiz. En son sahneye koyduğum ve koreografisini de hazırladığım oyun olan ‘Şair Baba ve Damdakiler’in prömiyerindeyiz. Birinci sırada 8 kişilik bir aile oturuyor: Resim sanatımızın önemli köşetaşlarından İbrahim Balaban, oğullarıyla, kızıyla, torunlarıyla, hayat arkadaşıyla birlikte Bursa Cezaevi’nden, ‘Şair Baba’sıyla, Nâzım Hikmet’le geçirdiği mapusluk yıllarından sahneye süzülenleri izliyor.”
Unutulmaz bir gündü gerçekten. Balaban oyundan önce sohbet ederken çok içime dokunan bir anısını paylaşmıştı: Bugüne göre söylersek, yaklaşık 40-45 yıl önce köyüne gitmiş. “Şair Baba ve Damdakiler”in önemli kahramanlarından, onu hapiste çok kollamış arkadaşı “Pıtır”ı bulmuş. Birlikte, “ayıngacılık” yaparken, yani kenevir yetiştirirken yakalandıkları in gibi mağaraya gitmişler. Orada oturup geçmişi yâd ederlerken, Balaban yaşadıklarını kitaplaştırdığını, bunun bir gün belki sinema belki de tiyatro yapılacağını söyleyince, “Pıtır”ın gözünden sicim gibi yaş inmeye başlamış.
O gün oyunu izlerken, “Pıtır”, “İlez”, “Yanık Veli”, “Namazcı Cavit”, “Asri Yusuf”, “Karaborsacı Zeki Bey”, “Beethoven Hasan” ve tabii “Şair Baba” da Balaban ailesiyle birlikte oturuyorlarmış gibi gelmişti bana.
Balaban resimlerinin çeşitli dönemlerinin derlendiği “Balaban. Yaşantının İzdüşümü” adlı albümü açtığınızda, Balaban’ın el yazısıyla basılmış “Manifesto” ile karşılaşıyorsunuz. Beşinci maddede şöyle demiş usta ressam: “Ben boyaları açık, koyu leke endişesiyle değil, figürlerimin özünde çakmaklaşan ışığı yakmak için kullanıyorum.”
Bence Balaban’ı en güzel anlatan cümlelerden biri bu. O 98’lik delikanlı, Nâzım’ın dizeleriyle, “on yıl yatıp umudunu kaybetmediği mapus”tan sonra girdiği yolda milim sapmadan yürüdü; bütün ömrünü de, resimlerindeki boyalar gibi, kendi özünde çakmaklaşan ışığı yakmak için kullandı, bunda çok az kişinin yapabileceği kadar başarılı oldu.
O güzel ışıkların içinde yat sevgili Balaban, uğurlar olsun.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!