Ayşe Emel Mesci

Ayşe Köroğlu’nu da kaybettik

04 Ocak 2021 Pazartesi

Devlet Tiyatroları bünyesinde cinayet gibi peş peşe sıralanmış ihmaller sonucunda, Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli sahne tasarımcılarından Ali Cem Köroğlu’nu yitirdikten sonra içim yanarak bir yazı kaleme almış ve başlıkta “Ali Cem Köroğlu’nun Hesabını Kim Verecek” diye sormuştum. Yazıyı kendi hesabından paylaşan Levent Üzümcü, bu başlığın altına kısacık bir yorum notu düşmüştü: “Hiç kimse.

Korkarım haklı çıkacak.

Köroğlu ailesi

5 Aralık’ta yitirdiğimiz Ali Cem Köroğlu’nun ardından yeni yılın ilk günü, 1 Ocak’ta da ablası Ayşe Köroğlu hayata veda etti. Güzelim iki kardeş bu hayattan alacaklı gittiler, sorumsuz yöneticilerin kurbanı olarak gittiler; soracak bir hesapları, bir alacakları kaldı!

Ali Cem ve Ayşe Köroğlu, hayatları tiyatroyla yoğrulmuş bir çiftin çocukları. Çetin Köroğlu 1952’de girdiği Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan 1961’de Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan Ankara Meydan Sahnesi’ni kurmak üzere ayrılmış. Eşi olan tiyatro sanatçısı Mediha Köroğlu da bu kuruluşta yer almış. 1973’te Ankara Meydan Sahnesi kapandıktan sonra tekrar Devlet Tiyatroları’na dönen Köroğlu çifti ondan sonra hep İzmir Devlet Tiyatrosu’nda görev yapmışlar, Çetin Bey 1979- 83 arasında İzmir DT müdürlüğü de yapmış.

Bu geçmişe kısaca değinme gereksinimi duymamın iki nedeni var:

1- Ali Cem Köroğlu ve Ayşe Köroğlu’nun çocukluklarından itibaren tiyatroyla, daha özel olarak da Devlet Tiyatroları ile nasıl iç içe geçmiş bir hayatları olduğunu hatırlatmak istedim. Ali Cem’in herhangi bir kurumun kimliğiyle sınırlanamayacak sanatçı kişiliğinden bağımsız olarak söylüyorum bunu. Bir kurumun aile boyu kendi bünyesinden yetişmiş değerlere bile bu kadar özensiz, bu kadar umursamaz, bu kadar ciddiyetsiz yaklaşacak, kendi tarihine bu kadar yabancılaşacak noktaya gelmiş olması çok üzücü. İzmir DT Müdürü’nün 6 Aralık 2020’de bir gazeteye verdiği ve genel müdürüne nasıl haksızlık edildiğini dokunaklı sözlerle anlattığı röportajda, bir gün önce hayatını kaybetmiş Ali Cem Köroğlu için kullandığı ifadenin buz gibi soğukluğunu hiç aklımdan çıkaramıyorum: “Dekor ve kostüm tasarımcısı Ali Cem Köroğlu, görevini tamamlayıp Ankara’ya döndükten sonra koronavirüs nedeniyle vefat etti. Çok üzgünüz.” Sanki yaşananlar son derece doğalmış gibi…

2- Belki koltuklara yapışmış vicdansızlık farkında değil veya umursamıyor ama bu cinayet gibi ihmaller zincirinin sonucunda bir aile yok oldu tarihiyle birlikte, bir ev söndü.

Cinayetin anatomisi bir kez daha

Lütfen unutmayalım.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’un Ankara’daki ofisinde çalışmayı bırakıp evine geçtiği hafta, 18 Kasım’da eşi İzmir’e, oğlu Akın Kurt’un evine gitti. Çünkü Akın Kurt tek kişilik oyun “Karıncalar” ile 24 Kasım’da prömiyer yapacaktı. Bu arada 20 Kasım tarihinde Mustafa Kurt’un Covid-19 testi pozitif çıktı. O test pozitif çıktığı andan itibaren temaslı sayılması gereken eşi her nasılsa filyasyona takılmadı ama İzmir’de rahatsızlandı ve prömiyeri izleyemedi. Akın Kurt da prömiyerin ertesi günü PCR testi yaptırdı, sonuç pozitifti. Ali Cem Köroğlu Ankara’ya dönmüştü. Evde fenalaştı, testi pozitifti, 5 Aralık’ta hayatını kaybetti. İzmir DT’de de pek çok kişide Covid-19 tespit edildi. Ayşe Köroğlu da kardeşinin cenazesini kaldırma, yasını tutma fırsatı bile bulamadan hastaneye kaldırıldı, 1 Ocak’ta da hayatını kaybetti.

CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in bütçe görüşmelerinde “cinayetin anatomisi”ni anlattığı konuşmadan sonra kürsüye gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, müfettişlerin görevlendirildiğini, konunun soruşturulduğunu söylemişti. Gerçekten bir soruşturma yürütüldüğünü biliyor ve ısrarla sonucunu bekliyoruz. Ayşe Köroğlu, hastaneye kaldırılmadan önce şöyle bir tweet atmıştı: “Beni arayıp başsağlığı dilemeniz kardeşimin katili olduğunuz gerçeğini değiştirmez ve aramanız suçunuzu aklamaz. Benim terbiyemi yanlış anlamış olabilirsiniz ama ben kasten işlenmiş bu cinayetin peşini bırakmayacağım. Cem de yaşasa bırakmazdı. Cem’im yolda babama kavuşacak ve ben bu cinayetin peşine düşeceğim. Ali Cem Köroğlu’nun katili kim peşini bırakmayacağım.” Ne yazık ki o kadar yaşayamadı.

Umarım “Hesabı kim verecek” sorusunun cevabı “hiç kimse” çıkmaz, hesap vermezlik döngüsü bu defa kırılır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları