Aydın Engin

Haydi bakalım savcı bey(ler), sıra sizde…

03 Haziran 2015 Çarşamba

“Savcı bey” dedim ama hanginizsiniz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu mu, başsavcı vekili İrfan Fidan mı bilmiyorum. Merak da etmiyorum. Yazdıklarımı hanginiz üstüne alınırsa yapması gerekeni yapsın. İkiniz birden üstleniyorsanız, daha iyi, hemen kolları sıvayın, iki koldan ödevinizi yapın.
Bu yazının yazıldığı ana kadar sizden herhangi bir hareket, bir girişim gelmedi. O yüzden ödevinizi size hatırlatmam, ne yapmanız gerektiğini öğretmem gerekiyor. Bunu iyi yapabileceğimi sanıyorum. Kıdemli bir basın sanığıyım. Mesleğe başladığımdan bu yana henüz ifade almayı bile beceremeyen nice basın savcısını dolaylı olarak eğittim, acemilik günlerini çabuk geçirmelerine katkıda bulundum. Keza “Yaz kızım” dedikten sonra ne diyeceğini bilemeyen, sanığın sözlerini tutanağa doğru dürüst aktaramayan nice acemi yargıcın da ustalaşmasında benim ve Alpay Kabacalı, Osman Arolat gibi arkadaşlarımın, Doğan Özgüden gibi meslek ağabeylerimin epey tuzu var.
Savcı bey (ya da beyler) şimdi lütfen kulak kesilin.
Okudunuz, Orhan Erinç gibi en kıdemli ağabeyimizden, yeni başlamış stajyer gence kadar bütün Cumhuriyet çalışanları kısa bir açıklama yayımladık.
Özü özeti “Ben sorumluyum” dedik.
Dikkat edin, “Yayın Yönetmenimiz, arkadaşımız Can Dündar’la dayanışma içindeyiz” gibi sıradan bir cümle kurmadık.
Sizin apar topar dava açtığınız, casusluk, devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak filan gibi suçlardan okkalı bir ceza istediğiniz Cumhuriyet’in haberinin sorumluluğunu bizim de taşıdığımızı ilan ettik.
Bakın suçlamalarınızı tartışmıyoruz; sizlere “Cumhurbaşkanı olan zattan talimat aldınız mı” filan gibi kinayeli sorular sormuyoruz. O silahlar kime gitti, kim yolladı, bunu yapmaya yetkisi ve yasal hakkı var mıdır gibi soruları da sormuyoruz.
Biz sadece ve çok açık seçik ilan ettik: Cumhuriyet’te ağır bir suç işlendiği iddiası ile açtığınız davada bizler de Can Dündar kadar sorumluyuz.
Tek sanık var sandığınız, sadece Can Dündar için açtığınızı belirttiğiniz o dosyada çok sanık olduğu, sanıkların samimi itirafları ile ortaya çıkmıştır.
Bu durumda size düşen, yani ödeviniz çok basit: Hepimiz hakkında dava açmak, hepimiz hakkında okkalı cezalar istemek zorundasınız. Evet, hepimiz hakkında, en kıdemlimizden yeni başlayan stajyer gencimize kadar hepimiz hakkında
Haydi, sıvayın kolları!..
Öyle “Acep seçimden sonraya mı bıraksak” filan gibi siyasetçi elebaşıların ya da “gazeteci kılığında istihbaratçı” zatların zırvalarına kulaklarınızı tıkayın ve hukukun gereğini yerine getirin. Boru değil casusluk, ajanlık, devletin gizli kalması gereken bilgilerini ifşa etmek gibi çok ağır suçlar söz konusu. Geciktirmeye gelmez. Yargı erki bir an önce işlemeye başlamalı, adalet bir an önce tecelli etmelidir…

***

Sayın savcı bey ya da savcı beyler...
Eğer dava açılırsa, ki bunu şiddetle dilemekteyiz, bizim için eğlenceli olacağı kadar sizler için de çok öğretici, eğitici olacaktır. Belki bugüne kadar düşünmediğiniz, irdelemeyi aklınıza bile getirmediğiniz bazı kavramları daha derinlemesine tartışacak ve sonunda öğreneceksiniz. Mesela devlet sırrı nedir, ne değildir? Basın özgürlüğünün sınırları nerede başlar, nerede biter? Savcıların ya da siyasetçilerin yayımlanan haberlerle ilgili yetkileri nerede başlar, nerede başlayamaz?
Durun daha bitmedi: “Devletin gizli kalması gereken bilgileri” cümlesini kurdunuz ya, böyle bir cümle kurulabilir mi? Oradaki “gereken” nitelemesini kim, hangi terazi ile ölçer?
Haydi bir nokta daha: Soruşturma açtığınızı daha dumanı tüterken ilan ettiğiniz haberle ilgili olarak Cumhurbaşkanı olan zat, “En ağır şekilde cezalandırılacaktır” buyurdu. Size ait bir dosya hakkında böyle konuşma hakkını kendinde gören bu zata cevabınız yok mu? Ona “Cezalandırma yetkisi yargı erkindedir, sizde değil; cumhurbaşkanı bile olsanız sizde değil” deseniz nasıl da onur kazanırdınız…
Görüyorsunuz, dava açıldığında duruşmalar sırasında ne kadar değerli bilgiler edineceksiniz.
Mesleğinizde her zaman böyle fırsatlar ele geçmez. Kullanın bu fırsatı. İşte sanıklar sözünü ettiğiniz suçu işlediklerini, “sorumlu benim” diye cayır cayır ilan etti.
Gecikmeden ödevinizin gereğini yerine getirin. Hem hukuk kazansın, hem demokrasi kazansın, hem siz kazanın…
Haydi…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları