Aydın Engin

Bir FETÖ’cüden bana müjdeli haber

02 Ağustos 2018 Perşembe

Kişisel sorunlarımı gazete köşesine taşımayacak kadar deneyim kazandığımı sanıyorum. Ama bugün kendimi tutamayacağım. Kendimle ilgili müjdeli haber aldım. Pek keyifliyim.
Hani Cumhuriyet davasında, başkanı ödül olarak Yargıtay üyeliğine yükseltilmiş 27. Ağır Ceza Mahkemesi hüküm kesmişti ve biz 12 Cumhuriyet çalışanı en düşüğü 2 yıl 6 ay, en yükseği 8 yıl 45 gün olmak üzere hapis cezalarına mahkûm edilmiştik. Bu paylaşımda Akın Atalay en yüksek cezayı aldı. Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve benim payıma da 7 yıl 6 ay düştü.
Şimdi dosya önce istinaf mahkemesinde, ardından da Yargıtay’da ele alınacak.
Sonuç ne olur?
Nasıl bilebiliriz ki?
Ülkede hâlâ hukukun hiç olmazsa kırıntılarının var olduğuna inananlar “Abi olacak iş değil. Kesin beraat çıkar Yargıtay’dan” demekteler. O kırıntıların da epeydir yok edildiğini ve yok edilmekte olduğunu düşünenler ise “Ne Yargıtay’ı abi. Karar siyasiydi sonucu da siyasi irade belirleyecek. Siyasi irade kim diye sormayacaksın herhalde…” diye başlayan cümleler kurup ağzımızın tadını kaçırmaya çabalıyorlar…
Ancak şimdilik dışarıda olmanın tadını çıkarıyoruz. Kendimden söz ederken “Evli, bir çocuklu, yedi buçuk yıla hükümlü” diye soğuk şakalar yaptığım bile oluyor.
Derken…
Derken eskinin Cemaat’i, bugünün FETÖ’sü olan örgütlenmeden olan ve olduğunu saklamayan, tanımadığım ancak ağzının fena halde köpürdüğü kolayca anlaşılan birinden uzunca bir mektup aldım.
Hepsini buraya aktaramam. Sığmaz. Ama birkaç öfkeli, bir de müjedeli paragrafı sizlerle paylaşmalıyım. Yazım hatalarını, düşük cümleleri filan hiç düzeltmeden…
Buyrun…

***

“… Geçenlerde Cumhuriyet’te bir yazı yazdın. Yurtdışında bulunan bizlere ‘Ya 15 Temmuz’u açıkça lanetleyin ya da darbe yaptığınızı itiraf edin’ demeye gelen çağrıda bulundun. Hızlı muhalif rolünde RTE’nin değirmenine su taşımaya devam ediyorsun. Bir kere yurtdışında oluşumuza kafayı takmışın. Ne yapacaktım, ne yapacaktık? ‘Bank Asya’nın önünden geçenleri bile tutukluyorlar’ diye yazan sensin. eğer yurtdışına çıkmasaydım şimdi hapiste olacaktım. Hapise girmedim diye beni, bizleri suçlamak alçaklıktır.
(…..)
Yazdıklarını okuyorum…Hapishanedekilere sık sık yer veriyorsun. Ama Hizmet hareketinin mensuplarının, sevenlerinin, gönül verenlerin çektiklerine dair tek satırın yok. Sen demokrat rolünde zulmün hizmetkarısın. Sonra kalkıp hukuktan dem vuruyorsun. Bumu senin hukuktan anladığın; bumu senin hukuk devletinden anladığın?
(……)
Abant Konferanslarında konuşman teklif edildiğinde reddedişin, oturacak yer seçişinde bu yaşında ille de genç muhabirlerin arasında oturmayı tercih edişine o zamanlar mana verememiştim. Şimdi veriyorum. Sen o toplantılara sinsi gayelerle katıldın. Günü geldiğinde Hizmet hareketine dair fikirlerini kusmak için oralardaydın. 15 Temmuz sonrasında seni işe koştular sen de gönüllü olarak vazife aldın…
(…..)
15 Temmuz hadisesinde hakikat bir gün elbet gün yüzü görecek. Hakikatı sen ve benzerlerin düzmece savcı iddianamelerinde, Hüseyin Gülerceleşmiş itirafçıların ifadelerinde arama, beyhudedir. Seni takip ediyorum zelil vaziyetlere düştüğünü ibretle görüyorum. Ama ne ediyorsan sen kendin kendine ediyorsun. İnançsız olman RTE’ye hizmet etmene mani değilmiş. Merak etme sana verilen 7,5 yıl göstermeliktir. Milletin gazını almak içindir. Göreceksin RTE tek bir gün hapise atmayacak seni. Arkadaşların Silivri zindanında yatarken senin emniyet nezarethanesinde 5-6 gün misafir etmekle iktifa ettikleri gibi...”

***

Vay be!..
Eğer bir bildiği varsa bu zatın, ben yırttım demektir. Bu yazıya noktayı koyup gazetedekilere sataşmaya gideceğim. “Oğlum sağlam yerden müjdeyi aldım, ben kesin beraat ediyorum. Siz başınızın çaresine bakın artık” diye dalgamı geçeceğim.
Keyiflenmekte haksız mıyım?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları