Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Canım Eros

20 Mart 2024 Çarşamba

Hızla geçen görüntüde seni göremedim. 

Sonrasında da nasıl bir kediciksin diye bir arayışa girmek istemedim. 

O cinayet görüntüsünde, ya da başka bir yerde görenler, sevimli, genç bir kedi olduğunu söylüyorlar. 

Zaten adından da belli. Sevgiyle büyütülmüş, bakılmışsın. 

Gençliğin belki de aleyhinde bir etkendi. Çünkü deneyimsizdin. İnsan denen yaratığa henüz güvenin vardı. İlk alçak tekmeyi yediğinde ilk hissettiğin şey belki de kaçıp kurtulma duygusundan çok şaşkınlıktı. 

Genç ya da değil, güzel ya da değil, bütün canlılar gibi yaşamaya kuşkusuz hakkın vardı. 

Alçakça, vahşice, canavarca katledilmek için değil, yaşamak için gelmiştin dünyaya. 

Böyle olmadı. 

Aklıma geldikçe içim daralıyor. 

Zaten aklımdan çıkmıyorsun. 

***

Seni göremedim. Fakat seni ezmek için yukarı kalkan, postal benzeri kalın ayakkabılı o alçak bacak gözlerimin önünde. 

Görüntü net olmasa da o surat da... 

Günlük yaşamda sayısız kez karşılaştığım. 

Kibirli, duygusuz, kendini beğenmiş. 

Günümüzün büyük olasılıkla tek bir kitap, tek bir şiir okumamı sıradan ve ne yazık ki genç kent insanlarından biri. 

Fakat böyle bir cani olmak için bir insanın yine de farklı bazı özelliklerinin olması gerekir. 

Yargıçın yerinde olsam, o caniye şunu sorardım: 

Onu neden öldürdün? 

Bu kadar acımasız olman için sana ne yaptı? 

Korunmasız, senden çok küçük bir canlıyı, bütün kaçıp kurtulma yollarını kapatarak ezip öldürme duygusu sana nereden geliyor? 

Şimdi de kendim olarak sorgulamayı sürdüreyim: 

Nasıl birisin? 

Kendini nasıl tanımlarsın? 

Hayat hakkında düşüncen nedir? 

Hayattan beklentin nedir? 

Ülkede, dünyada yaşanmakta olanlar konusunda ne düşünüyorsun? 

En son hangi kitabı okudun? 

Aklında tek bir dize olsun bir şiir kırıntısı var mı? 

Dün Bosna’da, bugün Gazze’de, daha önce faşizmin toplama kamplarında öldürülen günahsız insanlar, çocuklar hakkında ne düşünüyorsun? 

Postal benzeri ayakkabılı ayağın o hayvancığı ezerken hissettiğin şey neydi? 

Bildiğin ya da bilmediğin bir başka şeyin intikamını mı alıyordun? 

Utanmıyor musun? 

O kedicik rüyalarına girmeyecek mi? 

Aynada suratına nasıl bakacaksın? 

Birine nasıl sevgilim, arkadaşım, çocuğum diyeceksin? 

Sen nasıl birisin, nasıl bir insansın? 

Acımasız, vahşi cinayetinden sonra kendini sorgulamak, eleştirmek, suçlamak duygusu geçmeyecek mi içinden? 

***

Korkarım ki hayır! 

Çünkü bu caninin kişiliğinde kendine özgü, bilemediğimiz, belki kendisinin de bilincinde olmadığı bazı özel dürtüler olsa da: cinayeti işlerkenki duruşunda, davranışında, beden hareketinde, kararlılığında, günümüz insanında, özellikle de gençlerde sıkça karşılaşır olunan bazı ortak özellikleri görüyorum: Kibir, kendini beğenmişlik, bencillik, vurdumduymazlık; altta olanı (aslında kendisi dışında herkesi, her şeyi) küçümseme, ezme, yok etme duygusuzluğu... Bütün bunlar ise aslında derin bir aşağılık duygusunun dışavurumlarıdır. 

***

Canım Eros, masum, sevimli, sevgili varlık... Seni böylesine bir acımasızlıkla, kinle, nefretle katleden insan görümlü kişi, toplumumuzda açık ya da gizli var olan ve ne yazık ki küçümsenemeyecek sayıdaki benzerleri gibi; bugünkü çağdaş görünümü, varsa eğer düşünceleri ve toplumsal konumu ne olursa olsun, günün birinde IŞİD kafası bu topluma egemen olursa, duraksamaksızın bu kafanın ve işleyeceği cinayetlerin işbirlikçisi, suç ortağı, celladı olmaya hazırdır. 

Seni katleden tek bir kişi olsa da aslında insan görünümlü o kişiyi üreten, yaratan ahlaksızlık, sevgisizlik, duygusuzluk ortamı; birbirine bencil, soğuk, yapayalnız bir uzaklıkta yaşamakta olan insan görünümlü canlıların oluşturduğu günümüz toplumudur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları