LİZBON - Stadın adı Luz; Türkçe kelime karşılığı ışık... Her Lizbonlu için büyük önem taşıyor bu dev futbol mabedi... Özellikle de Benficalı futbolcular, takımlarıyla özdeşleşen kartal stadın üzerinde uçtu mu farklı kimliğe bürünüyorlar... Felsefeleri de gaye kaideyi meşru kılar... Futbolun önünü arkasını iyi oynayıp istediklerini koparıyorlar... Dün de Fenerbahçe’nin avucuna kadar gelen Amsterdam biletini aldılar... Yazık oldu...

Lizbon’daki rövanşın ilk 15 dakikasında inanılmaz bir baskı vardı. Aksayan sol kanattan arka arkaya gelen orta yağmuru Gaitan ile gole dönüşünce Fenerbahçe için felaket senaryosu başlıyordu ki ilk atakta Benfica savunmasından Garay topu elle oynayınca tartışılan Fransız hakem “Penaltı” dedi. Hollandalı Kuyt, Baroni krizine izin vermeden Amsterdam umudunu yeşertti.

Erken geriye düşmüş ama beklediğinden de erken dengeyi kurmuştu Sarı - Lacivertliler. Sonrası o ünlü Benfica’nın çirkef futboluna tanıklık ettik. 1-1’in ardından seyircisinin de itelemesi dengeleri bozdu. Ceza alanındaki 2 penaltı itirazına ödün vermeyen Fransız hakem olmayan faulü Benfica’ya kullandırtınca Cardozo durumu 2-1’e getirdi ki bu skor her şeye açıktı. Kırmızılılar yükleniyor, Fenerbahçe direniyordu devre biterken Caner’in kestiği topu Sow ıskalamasa ya da Kuyt arka direkte tamamlasa çok şeyler değişebilirdi.

İlk yarının ardından olmak ya da olmamak bölümüne geçildi ki Fenerbahçe 11’i için her dakika artık final yürüyüşü anlamı taşıyordu. Ancak futbolun sadece savunma yönünü oynamak maçın seyrini belirledi. Üstelik genç Salih kötü günündeydi keza Ziegler de. Benfica da özellikle sol kenardan geldi de geldi, Gökhan’ın kalesini savunurken kendini feda edişi ise sonun başlangıcıydı. Soğuk Bekir oyuna girdi Cardozo tur için Benfica’ya yetecek golü attı. 3-1’in ardından Fenerbahçe Stoch’u oyuna sokup risk alarak 3-2’yi kovaladı. Keşke ilk dakikada yapsaydı Sarı - Lacivertliler bu düşünce devrimini ama süre yetmeyecekti. Ancak buralara kadar gelip final şansını uzatma dakikalarına kadar taşımak da başarıdır...