14 Kasım 2002 Pazartesi sabahı, merkez medyanın en dikkat çekici başlığını Vatan gazetesi atmıştı: “Sandıktan öfke çıktı!”

“Yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlik ve TV’lerdeki magazin çılgınlığı AKP’yi tek başına iktidara getirdi” anonsu ise Recep Tayyip Erdoğan döneminin başladığını duyuruyordu!

Evet, aradan 21 yıl geçti. Ve Türkiye genel seçimler öncesinde benzer sorunlarla boğuşuyor. Yoksulluk gırtlağa kadar dayanmış durumda. Yolsuzluk en parlak günlerini yaşıyor. Ali Yeşildağ’ın video yayınlarına bakılırsa havaalanı ihalesinden tarım destekleme fonuna herkes bir şeyleri söğüşlemiş! Adalet içi boş bir kavram. TV’lerdeki magazin çılgınlığı ise yerini sosyal medya çürümüşlüğüne bırakmış. DSP’nin başını yiyen olumsuzlukların fazlası söz konusu.

Demek ki “Tarihte her şey iki kez yaşanır” sözünün gerçekleşmesine az bir süre kaldı. Üstelik, CHP’nin oy patlaması yaptığı 1977 seçimlerindeki gergin ortam neredeyse yarım asır sonra ülkenin üzerine yine çökmüşken. Burada gerginlikten kasıt, seçim propagandası için sahada çalışan CHP, İYİ Parti, Yeşil Sol ve Ata İttifakı adaylarına yapılan taşlı, sopalı, kurşunlu saldırılar. 1977’de de sahnelenmiş faşist, paramiliter baskılar. Ne var ki kaos ortamı ters tepmiş şimdilerdeki gibi sakin kalan CHP yüzde 41.4’le rekor kırmış. Sessiz çoğunluk zalimin değil mazlumun yanında durmuş! O yüzden AKP’nin Atatürk Havaalanı’na getirdiği (varsayılan) 1.7 milyon kişi belirleyici değil. Hele o kişilerden çoğu eve dönerken soğanın -hâlâ- 25 TL, 1 kg kıymanın 400 TL olduğunu acı acı anımsıyorlarsa! 

KILIÇDAROĞLU’NUN KAMPANYA EKİBİ!

Geçenlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ülke dışından yönetildiğini iddia etti. Oysa kampanyanın başındaki kişilerden biri (adını vermeyeceğim), bu ülkenin en iyi okullarında okumuş, Fransızca ve İngilizceyi orta 1’de öğrenmiş, sonrasında da hem profesyonel yaşamında hem STK’lerde alnının akıyla görev yapmış bir isim. Hatta şu an Türkiye’nin en önemli kurumunun seçilmiş başkan yardımcısı. Diğeri ise göçmen ailenin bu topraklarda yetişen çok dil konuşabilen kıvrak zekâlı bir evladı. Kitlesel iletişim sektörünün markalarından. İkisi de Altun kadar yerli, hatta ondan fazla milli! Zaten bu ekip, Türkiye gerçeğini sokakta, çarşıda, pazarda, lise bahçelerinde yaşamasa Kılıçdaroğlu’nun kampanya müzikleri dahil attığı her adım milyonları peşinden sürüklemezdi.