“Bir Metin Oktay vardı, bir de Metin Oktay’dan ötesi...” diye yazmış, gol atma sanatının en usta sanatçısı diye adlandırdığı Metin Oktay için, spor gazeteciliğinin duayeni Kahraman Bapçum bundan 50 yıl önceki bir lig maçını okurlarına aktarırken....
Evet, dün de Türk Telekom Arena’da bir Metin Oktay vardı, bir de ötesi... Öncelikle belirtmekte fayda var ki Metin Oktay’ların sayısı onbinlerdi; taraftarı da yöneticisi de top toplayıcısı da G.Saray’ı G.Saray yapan futbol efsanesiyle özdeşleşmişti. Kimi parçalı forması kimi atkısı kimi ise söylemleriyle kendini ‘Metin Oktay’ gibi hissediyordu...
Elbet, bir de ötesi vardı; kuşkusuz ki onlar da futbolcuların ta kendisiydi... Skor tabelası her değiştiğinde “Golü atan futbolcumuz Metiiiiin Oktaayyy” anonsu yapıldı. 3 golde Snejder kimliğindeydi ‘Taçsız Kral’, diğer goller de Drogba, Eboue ve Selçuk... Sözün özü G.Saray, Bursaspor’u son yılların en farklı skoruyla geçiyor ve efsanevi golcüsünün doğum gününü 6 mumla kutluyordu... İşin aslına bakarsanız dün hiç kimsenin aklından bu denli farklı bir galibiyet geçmemişti. Çünkü G.Saray transferlerini bu maça yetiştirememiş yine geçen haftalarda tel tel dökülen isimler ilk 11’de kendilerine yer bulmuştu. Üstüne üstlük Bursa da 7 haftadan beri sürdürdüğü ‘yenilmezlik’ tacıyla çıkmıştı Arena’ya. Gel gelelim geçen haftalarda ağır aksak ilerleyen takım gitmiş, yerine başlama düdüğüyle rakibini ‘darmadığın eden’ bir takım gelmişti. Haftalardır ‘kayıpları’ oynayan Drogba dönmüş, Melo 100. maçının da verdiği hırsla olsa gerek her topu kovalayan bir kimliğe bürünmüş, Sneijder de ‘10’ numaralı formasının hakkını vermeye başlamıştı ki ilk çeyrekte gol perdesi açılıverdi. Melo’nun pası, Metin Oktay’ın formasını giyen Snejder’in tavana giden vuruşu farklı gecenin müjdecisi gibiydi. Ardından eğer yaşasa ve görse Metin Oktay’ın bile ayakta alkışlayacağı 2. Sneijder golü gelecekti. Inter’deki günlerden kalma bir vuruş farkı açmış, ardından Drogba’nın zorlamasıyla topu önünde bulan Eboue farkı 3’e, Snejeder’in 3. golü de G.Saray’ı 4-0’a taşıyacaktı. İşin garibi geçen yılın ‘gol kralı’ Burak’ın da karşı karşıya atamadığı 2 net fırsat vardı... 4-0 sonrası çoğumuz tribünlerde eminim ki milyonlar da TV’lerinin başında, “G.Saray hız keser” diye yorum yapıyordu. Gerçekten G.Saray tempoyu düşürmüş ama hücum üretkenliğinden bir şey kaybetmemişti. Öyle ki Sneijder’in alkışlanarak oyundan çıkmasından sonra bile gol sağanağı devam edecekti. Günün formda ismi Eboue’nin asistini tıpkı Real Madrid maçındaki gibi topuğuyla gole çeviren Fildişili yıldızla 5-0 olan skor, kaptan Selçuk’la yarı düzineye, 6-0’a erişmişti... Son düdük, G.Saray’ın ezeli rakibi lider F.Bahçe’yle arasındaki puan farkının 7’ye indiğini ilan etmiyor, kalan 15 haftaya da umutla bakmasını sağlıyordu.
Evet, dün canını dişine takmayan yoktu G.Saray’da; kaleci Muslera dahil. Ancak yerlerine sürekli adam aranan Hakan Balta ve Sabri için birer ayrı paragraf açmak gerek. Hakan gerçek bir profesyoneldi dün... Sabri ise sadece debriyaja basmak için kullandığı sol ayağıyla nasıl solbek oynanır, herkese ders verdi. Genç G.Saray muhabiri Evren Göz’ün, “Sabri’nin içine Philleppe Lham kaçmış” sözü galiba dünün en güzel yorumuydu... Gerçekten Alman Milli Takımı kaptanı gibi oynadı, 30’una gelmeden emekli etmeye çalıştığımız Sabri...