Arif Kızılyalın

Mahalle baskısı demişken...

01 Kasım 2015 Pazar

Bugün seçim var, sandık başına gideceğiz; gitmeliyiz de..
Seçim yasakları dolayısıyla, herhangi bir parti, lider, iktidar, ya da muhalefetle ilgi görüş belirtmek namümkün.
Zaten işimiz de iktidar-muhalefet değil, spor! Daha doğrusu spordaki mahalle baskısı.
Geçenlerde genç bir üniversiteli kardeşim anlattı; çocuk öğrenci. Parası sadece basketbol maçlarına yetiyor. Çünkü Passolig’in sırf yıllık maliyeti, üniversite harç bedeli kadar. O da salonlara gidip nefsini köreltiyor. Eh, tribüne girince de doğal olarak futbolu izlemesine engel olan e-bilet sistemini protesto ediyor arkadaşları ile: “Passolige karşı omuz omuza” diye bağırarak.
O sırada, kirli suratlı 2-3 kişi geliyor yanlarına. Vay, sen misin, malum bankanın sattığı e-biletleri eleştiren, başlıyorlar itip kakmaya. Çocuklar efendilik gösterip, susmasa kavga çıkacak. Başlarını öne eğiyorlar, adı türlü karaborsacılığa, yaralamaya karışan sözde “ağabeyler” de küfür ederek yerlerine dönüyor. Biraz araştırdım, bu grup, TT Arena’daki protest tezahüratı kaba kuvvetle bitirenlerden başkası değil. Hatta bazıları, kulüp uçaklarının arka koltuklarının müdavimlerinden! Bu arada kısa bir not, “elektronik bilet çıktı, karaborsa ve bedava bilet bitti” söylemlerine asla inanmayın, çünkü yukarıdaki “sözde” ağabeylere elektronik ortamda nasıl bilet servis edildiğini sağır sultan ile birlikte il güvenlik kurulu da biliyor; sadece işlem yapmıyor şimdilik!
Bu mahalle baskısının ilki.
Rehin tutulan hakem
Diğer mahalle baskısı Trabzon’da yaşandı.
Hepimiz duyduk, gördük, okuduk. Hakem Çağatay Şahan, uzatmalarda vermediği penaltı için (ki, hakem dünyası penaltı olmadığını söylüyor) resmen Avni Aker’de rehin tutuldu. Evet,TCK’nın ilgili maddesine göre bu bir alıkoymaydı; neden sonra işin vahameti ortaya çıkınca valisinden, emniyet müdürüne, kulüp başkanından, TFF yöneticisine herkes çark etti. Çünkü yürekli bir savcı, adaletli bir hâkim isterse zanlıları 2 yıl 6 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezasına çarptırabilir. Ama mümkün mü, F.Bahçe otobüsünün kurşunlanmasının faillerini bulamayan sistem, bu konuda dava mı açacak, komik olmayalım!
Mahalle baskısına dönecek olursak; burada 2 nokta var affedilmeyecek. İlki, TFF’nin başkanvekili İbrahim Usta’nın, tarafsızlık gömleğini çıkartıp, kulüp formasını giyerek hakem odasının kapısını tekmelemesi, ikincisi, Trabzonspor paydaşlarının hakemler üzerinde, “burası Trabzon, burada penaltımızı vermezseniz, sizi soyunma odasından çıkartmayız” algısı yaratması. İkisi de futbolun “adalet” terazisini bozan gelişmeler.
İngiliz yargıcın örnek kararı
Yazıyı bir örnekle noktalayacağım. İngiltere’de bir yargıç, Hyde Park’ta yürüyen genç kıza sözlü tacizde bulunan bir genci yargılamaktadır. Karar açıklanırken salonda buz gibi bir hava eser. “7 yıl, 7 gün” der heyet başkanı. Failin avukatı itiraz eder. Yargıç, elindeki tokmağı masaya sertçe vurur ve şöyle bağırır: “Evet, ceza ağır. Aslında sözlü tacizin cezası 7 gün, hatta ertenebilir. Ama 7 yıl cezayı, artık hiçbir ‘foolish’ (ahmak), İngiliz kızlarının parkta yalnız başlarına yürüme özgürlüğüne engel olamasın diye verdim..”
Kıssadan, hisse çıkartır mı bizim futbol dünyası bilinmez, ama bu 2 mahalle baskısının üzerine gidecek yürek yok gibi duruyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024
Forvet yok gol yok 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları