Türk basketbolunun en önemli 4-5 antrenöründen biri olan Ergin Ataman’ın, genç oyuncusu Göktürk Ural’ı ‘hafif’ biçimde tokatladığı haberinin yankılandığı saatlerde potanın kilometre taşlarından Tamer Oyguç ve Yusuf Erboy ile geçen ay yaptığım telefon görüşmeleri geldi aklıma...
Biri uzun boyu ve cüssesi ile Efes Pilsen’de (şimdiki Anadolu Efes) büyük başarılara imza atmış öteki, başarılı bir basketbolculuk kariyerinden sonra masa başına geçip Türkiye Basketbol Federasyonu yöneticiliği yapmıştı. İkisi de “Artık basketbolun tadı kalmadı, futbol seyircisi, salonları stada çevirdi” diyorlardı.
Gerçekten de haksız değil Oyguç ile Erboy...
Bilmem anımsar mısınız, 1980’li yılların basketbol maçlarını. İnsanlar, özellikle de üniversiteli ya da üniversite hazırlığındaki liseli kesim hafta sonları soluğu eski Spor Sergi’de alır ve gün boyu, pehlivan tefrikası tadındaki maçları izlerdi. Önce genç takımlar çıkardı sahaya, ardından bir alt lig, derken profesyonel lig müsabakaları. Galatasaray’ı, Fenerbahçe’si, Beşiktaş’ı, Eczacıbaşı’sı, İTÜ’sü, Beslen’i, Çukurova’sı, Karşıyaka’sı, TED’i, Kolejliler’i oynardı da oynardı... Gelgelelim ne G.Saraylı F.Bahçeli’ye laf ederdi, ne İTÜ’lü TED’liyle kapışırdı. En fazla, zemin kattaki tuvalet ve pide-ayran kuyruğunda hır çıkardı.
Daha doğrusu vakit olmazdı kavgaya, kız arkadaşın tahta portatif tribünde otururken, aşağıda sen kavgaya dalarsan, eve tek başına dönerdin.
Hatta o yıllarda İTÜ forması giyen Harun Erdenay’ın, babası ve hocası Kemal Erdenay tarafından tokatlanması bile “Kemal Abi Harun’u okşadı” diye yorumlanmıştı. Neden sonra bu hava bozuldu.
Kimine göre o yıllarda eğitim ile basketbolu aynı anda götüren sporcuların artık üniversite öğrenimine önem vermemesi bu sihri kaçırmıştı, kimine göre futbol seyircisinin salonları istilası, iyi basket seyircisini tribünden kaçırmıştı. Gerçekten de basketbol maçlarının, futbol maçlarının bitiş saatine alınıp, tribünleri “ne pahasına olursa olsun dolduralım” fikri, bozmuştu salondaki sportmen havayı...
Evet, birkaç sezondur basketbol da futbol gibi.
Kavga var, dövüş var, bıçaklanıp öldürülen seyirci var, küfürler havada uçuyor, tehditler dizboyu ve sonunda da tokat olayı.