Arif Kızılyalın

Bu Kin Zor Biter!

05 Haziran 2014 Perşembe

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki, iki ezeli rakip arasında oynanan Kadın Basketbol finalinde yaşanan taraftar-yönetici gerginliği Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Liv Hospital maçına yansımadı.
Ahmet Ocaklı, Mete İkiz, Sedat Doğan, Emir Sarıgül, Necati Demirkol ve Murat Özyer’den oluşan Galatasaraylı yönetici kafilesi, Ülker Arena’ya sorunsuz gitti. Maçı 3. kattaki özel locada izledi, karşılaşma biterken de salondan ayrıldı.
Burada elbette önlem alan Spor Büro amirliği ile Avrupa’nın en modern spor salonlarından Ülker Arena’nın başta Esra Kartal Tezel olmak üzere tüm yöneticilerini kutlamak gerek.
Demek ki, planlayınca yönetici - taraftar gerginliği yaşanmıyormuş.
Sadece maçın 3. periyodunda, bir grup Fenerbahçe taraftarı locanın önünde, “Alkışlayın ulan ...’ler” diye tempo tuttular, ona da güvenlik güçleri engel oldu...
Buraya kadar her şey güzel.
Amma ve lakin, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki kin pek biteceğe benzemiyor.
1930’larda kardeş kulüp, 1950’lerde ebedi dost olan bu iki büyük camianın tartışmasız tüm bireyleri, birbirlerine ‘düşman’ gözüyle bakıyorlar.
Maça gittiğinizde eğer üzerinizde ev sahibi kulübün alameti farikası yoksa, ‘potansiyel tehlike’siniz, onlardan değilsiniz, her an başınıza bir iş gelebilir.
Avrupa yakasında da böyle, Anadolu’da.
Kadınlar finalinde yaşananları biliyoruz, Fenerbahçe Basın Sözcüsü Mahmut Uslu başta olmak üzere Sarı-Lacivertli kulübün temsilcilerine yönelik hareketler hepimizi üzmüştü.
Onda bile iki taraf geri adım atmadı, ne doğru dürüst özür dilendi, ne de özür kabulunu sağlayacak bir ortam yaratıldı.
Keza iki kulübün bitmek bilmeyen atışmaları, karşılıklı demeç yarışı, transfer dahil pek çok platformda birbirinin yolunu kesme çabası, modern dünya düzeni öncesindeki yüz yıl savaşlarını andırıyor. İşin garibi kimsenin de dostluk eli uzatmaya niyeti yok gibi!
Galatasaray’ın evine gidiyorsunuz, hoparlörlerden, “Ağlama, Fener ağlama” bestesi, Fenerbahçe’nin sahasına gidiyorsunuz, “Âlemin kocası Fenerbahçe” şarkısı.
Bu iki eylem de yönetimlerden habersiz yapılamaz. Birine Ünal Aysal, ötekine Aziz Yıldırım onay vermese, inanın ne Abdi İpekçi’de ne de Ülker Arena’da görevliler MP3’ün tuşuna basabilir.
Öyleyse?
Öyle ise, ulusal takım hocası Ergin Ataman’a, öteki tarafta dünyanın en iyi 4-5 hocasından biri Obradovic’e, Cenk’e, Oğuz Savaş’a, Ender’e, Ömer Onan’a küfür eden taraftarlara kızmaya hakkımız yok.
Yönetimler kendilerine engel olamazsa, freni boşalan taraftarın sahaya girip sporcuları dövmediğine şükür edeceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024
Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları