Beşiktaş, 1-0 öne geçtiği maçı kaybetti. Trajik bir geceydi.
Belki 100 yılda bir yaşanacak olaylar geldi Kartal’ı buldu. Örneğin, ‘ahlâk yoksunu-yalancı’ Machiavelli’den daha ‘makyevelist’ bir futbolcu; Siyah - Beyazlıları ‘yakar top’ taktiğiyle 2. golden etti. Eğer futbol yürüyen ahlâk ise Donk hemen ülkesine gönderilmeli. Çünkü hem rakibin emeğini çaldı hem de pozisyonu gazetecilere yorumlarken ‘yalan’ söyledi. Madem Kasımpaşa, ‘efendilerin semti, semtlerin efendisi’ pankartını asmış stadına gereğini yapsın... Yine maçın sonlarında sahaya giren bir taraftar top oyundayken Fernandes’i tekmeledi. Güya Beşiktaşlıymış, Kasımpaşa kapalı tribünden sahaya giren Mustafa Ö. isimli 38 yaşındaki bu adam! M.Ö. Siyah - Beyazlı formayı giyse de Beşiktaşlı olamaz; çünkü benim tanıdığım Beşiktaşlılar takımlarına zarar verdirmezler, futbolcularını tekmelemezler. Ayrıca bu adam her maçta, her yerde, altında lüks araba! Gelelim güvenlik olayına; bu maçın önemi bilindiği ve ‘sahaya seyirci girebilir’ diye ihbarlar geldiği halde polis niye önlem almadı, özel güvenlikçiler neredeydi? Yanıt lütfen! Keza Slaven Bilic’in maç yorumunda söyleyemediği sözler var. “Aslında..” diye lafa başladı ama durdu. Acaba hukukçu, akademisyen ve sosyalist hoca ne demek istiyordu?
Takımın üzerine oyunlar mı oynanıyordu, Çarşı Grubu’nun Gezi Parkı olaylarındaki etkin rolü nedeniyle ‘birileri’ futbol takımından mı hırsını-hıncını alıyordu? Bunları Bilic’e açık açık sormakgerekiyor; ama Türkiye’den ayrıldığında... Çünkü öyle bir coğrafyadayız ki her 34. dakikada yayıncı kuruluş stattan gelen sesi sansürlüyor, hükümet karşıtı her görüntü filtreleniyor, gerekirse Karşıyaka - G.Saray maçında olduğu gibi olay anı yayından kaldırılıyor!..
O yüzden çoğumuz bildiğimizi de söyleyemiyoruz!..