Öncelikle, Play-off ve Süper Final dayatmasını ortaya atanları kutlamak gerekiyor, gerçekten şampiyonluk son 90 dakikaya; lig ikincisi F.Bahçe’nin, lig lideri G.Saray ile Kadıköy’de oynayacağı maça kaldı. Hani ayarlasanız, ‘İzmir işi torba’ yapsanız bu kadar denk gelmez! Düşünün, takımın biri en yakın rakibinden 9, ötekilerinden 20 - 21 puan önde ligi bitiyor, sonra 4 takım aralarında kapışıyor, ardından şampiyonluk için son 90 dakika hesabı yapılıyor. Garip ama gerçek! İleri demokrasi ülkesiydik, ileri futbol ülkesi olduk! Bence önümüzdeki yıllarda İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya falan da bu bizim ‘şark’ usulü Süper Final’i gündemlerine alsınlar... Düne dönersek; kramponların sahada, akılların Trabzon’da olduğu bir maçtı. Soyunma odasındaki ‘gaz’ ile 1-0’ı, sonra da 2-0’ı buldu G.Saray, ama sonra Trabzon’dan ‘istenen’ sonuç çıkmayınca maçı bırakıverdi. Eh, sonuçta da rakip Beşiktaş; hani geçen hafta İnönü’de F.Bahçe’ye sahayı dar eden Kara Kartal. Eh, kadrosunda Almeida, Quaresma, Fernandes, Ernst gibi kalburüstü oyuncular olan takıma karşı, ‘oynar gibi’ yaparsan bırak beraberliği, yenilirsin bile. O yüzden G.Saray, 2-0 önde götürdüğü maçı son dakikalarda 3-2 kaybetmediğine dua etsin, belki de ‘şampiyonluk puanını’ aldı Beşiktaş’tan. Elbette 2 farkı koruyamamanın nedeni, motivasyon kaybı değil. G.Saray defansı dökülüyor son haftalarda. Eğer önlerindeki Melo biraz standart üstü oynamasa, rakip orta alan kâbus gibi çöker Semih - Ujfalusi ikilisinin üzerine, işin kötüsü dün kanatlar da çalışmayınca göbek dağılıverdi. Elbette bu ritmsizlik en önde oynayan Elmander’in ‘sezonu erken’ kapatmasından da kaynaklanıyor. Hiç oynamıyor İsveçli, kaçıyor, pres yapmıyor. Engin ayaklarından çok çenesini konuşturmaya başlamış, bir Melo da yetmiyor, Selçuk yorgun görüntü çizerken. Beşiktaş ise gerçekten onur mücadelesi verdi. F.Bahçe’yi yendiler, G.Saray’a yenilmediler. Ernst ile Fernandes bence dünün iki önemli ismiydi, İsmail ofansta iyiydi, Quaresma da F.Bahçe maçından sonra G.Saray önünde de alkış aldı. Şimdi son haftaya bakacak olursak, Fatih Terim’siz G.Saray, Kadıköy’de oyunu nasıl tutar? Beraberlikle mi şampiyon olur, kazanarak mı, yoksa kupayı rakibine mi bırakır? 3 bilinmeyenli denklem! Ama bir gerçek var ki, eğer bu takım kapanırsa Şükrü Saracoğlu’nda bir sezonun emeği Kurbağlıdere’ye dökülür. Çünkü bu defans ile 0-0’ı koruyamazsınız, ya kazanır şampiyon olursunuz, ya da kaybedersiniz... Bekleyip göreceğiz, kalbi rahatsız olanlara Tanrı yardımcı olsun!\n

\n\n