Evrensel hukukun olmazsa olmaz özdeyişlerindendir, “Adaletin olmadığı yerde karışıklık (anarşi) başlar.” lafı. Galiba, neredeyse insanlık tarihi ile yaşıt bu söz, 2013 Türkiyesi’ndeki futbol organizasyonunu (daha doğrusu organizasyonsuzluğunu) özetlemeye yetiyor. Gerçekten ‘adaletsiz’ bir yönetim hâkim bizim coğrafyada. Kabaca ifadeyle, “Kör tuttuğunu öpüyor” derler ya o hesap. Ne yazık ki Yıldırım Demirören ve ekibi, bırakın adalet dağıtmayı, aldığı/alamadığı her kararla ateşin üzerine benzin döküyor. \n

Önceki gün Galatasaray’ın hukukçu kökenli yöneticisi Sedat Doğan bir dizi açıklama yaptı. Çok sert ve gündem yaratacak cinsten. Haklı ya da haksız demek istemiyorum. Ama bence filmi başa sarın; üç beş hafta önce benzeri sözleri Fenerbahçe yönetimi (sayın başkan hakemlere yaptığı çıkışla gündeme gelmişti) sarf ediyordu. Daha önce Beşiktaş, ondan önce de Trabzonlu yöneticiler vizyondaydı benzeri söylemlerle. Hepsi de kendine göre haklı. Ortak sıkıntı, tutarsız hakem yönetimleri, standardı olmayan PFDK ve Tahkim Kurulu kararları. Bir tükürük kavgası peydah oluyor; falancaya 4 maç, ötekine af... Birinin sahasına seyirci giriyor; birine saha kapatma, ötekine 25 bin lira para cezası. Birinin hocası neredeyse penaltı noktasına masa sandalye atıyor, ses yok; öteki topu yere vurduğu için tribüne. Birinin futbolcusu TV’de “Üzerimize oyun oynanıyor” dediği için ceza alıyor, ötekinin TV’deki küfür görüntülerine “Usule uygun değil” denilerek af geliyor.\n

Örnekleri çoğaltabiliriz; kalan 5 haftada çoğaltacağız da. Çünkü insanlar, kurumlara güvenmedikleri zaman, ‘bildikleri’ yoldan adaleti sağlama yolunu seçiyorlar. Ve ne yazık ki Türkiye’deki kaotik ortamın mihenk taşı TFF yönetimi. Görünen o ki Yıldırım Demirören ve ekibinin MHK, PFDK, Tahkim ve Temsilciler Kurulu üzerinde hiç ağırlığı kalmamış. \n

Örneğin G.Saray - Mersin maçı sonrası neredeyse yılın hakemi ilan edilip tarihin en yüksek notunu (8.6) alan Süleyman Abay’ın, 5 gün sonra Sivas - Gençlerbirliği maçına atanması resmen skandaldır. Ki Abay, Mersin maçının ilkyarısında Terim’in atıldığı ana kadar kurallara göre orta karar bir yönetim göstermiş, sonrasında ikinci yarıda resmen T.T. Arena Stadı’ndaki ortam karşısında ezilip kart kullanımı dahil, kuralları unutmuştur! Ama MHK, bu hakemi pek bir beğenmiş olsa gerek 5 gün sonra kritik bir maça atayıp yanlışı yanlışla devam ettirmiştir. İşin garibi Abay, kafaca hazır olmadığı Sivas - G.Birliği maçında kural hatasına gidecek ve belki de ligin yazgısı ile oynayacaktır. Çünkü G. Birliği’nden Tosic’e gösterilmeyen kırmızı kart hem Sivas’ın ligdeki konumunu belirleyecek önemdedir hem de G.Birliği’nin F.Bahçe maçına tam kadro çıkmasını sağlayacaktır! \n

Yine Fenerbahçe’nin golünü vermeyen hakem triosunun, ertesi haftalarda Galatasaray ve Beşiktaş’ın maçlarına gönderilip ödüllendirilmesi de MHK’nin Türk futbolu ile ‘dalga geçtiğinin’ kanıtıdır. Konya’nın maçına Konyalı hakem atayan, üst düzey organizasyonlara hakem göndermeyi unutan da bu MHK’dir. Merak edenlere bir not; Türk futbolunun uçuruma düşmesine neden olan Mahmut Özgener MHK’sinin yarıdan fazla kadrosu, şu an Yıldırım Demirören MHK’sinde çalışmaktadır (Okçuoğlu, Aksoy, Çimen vb...)\n

PFDK ve tahkimle ilgili örnek vermeyeceğim, sütun santim yetmez işbilmezliği sergilemeye. Ama Temsilciler Kurulu’ndan bir örnekle Türk futbolundaki ‘düzensizliği’ özetleyeceğim. Adanaspor, Play-Off grubunun adayı PTT 1. Lig’de. Geçen hafta Konya deplasmanına gidilyorlar. İki kulüp anlaşıyor, maça taraftar götürülmüyor. Maçtan 1 saat 45 dakika önce Adana, kamp yaptığı otelden polis eskortu ile çıkıp stada gitmek üzere yola çıkıyor. Otel - stat arası 8, bilemediniz 10 dakika, yürüseniz 15 dakika. Ama bazı ‘aklı erkenler’ Adana’yı yoracak ya, başlıyor kafile kenti dolaştırmaya. Mevlana’nın türbesi, Sahip Ata Külliyesi, Şems-i Tebrizi Türbesi, İpekçi Cami, yeni AVM, 50 dakikada Adana kafilesi stada geliyor. Elbette Adana Başkanı boş durmuyor, TFF’yi, temsilciler kurulunu arıyor, ama yapanın yaptığı yanına kâr kalmış! Temsilci oralı değil! Sahi, Süper Lig olsun, PTT 1 Lig olsun, tribünlerin ortak sesi niye bu sene: “Yeter... Yıldırım Demirören yeter...” Bence yetmez, insanları birbirine kırdırmak, isyan ettirmek için bu kurullarla yola devam Sayın Demirören!