Gazetemizin başyazarı İlhan Selçuk, yıllar önce tarihe şu notu düşmüş:

“...Türkiye’yi parçalama planlarının dış ve iç dünyada piyasaya sürüldüğü şu sıralarda 9 Eylül’ü kutlamanın özel bir anlamı var.

İzmir Türkiye’dir... Türkiye de İzmir...”

Gerçekten özel bir 9 Eylül kutlaması yaşadık ülkece. Çünkü yüreği Türkiye sevdasıyla atanlar biliyordu ki, 9 Eylül sadece İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu değildir. Türkiye kurtulur o gün, emperyalist güçlerin pençelerinden.

O yüzden çok özeldi, kurtuluşun 100. yılı olan 9 Eylül 2022...

Ve Cumhuriyet gazetesi özel sayfalarıyla okurlarının karşısına çıktı.

Yılların Cumhuriyetçisi Erhan Karaesmen’le Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hüsnü Bozkurt’un kaleme aldıkları yazılar, tüylerimizi diken diken etti. O günleri yaşattılar adeta. Hepimizi 9 Eylül 1922 sabahı saat 10.00 sularına götürdüler.

Cumhuriyet’i satır satır okurken, eminim hepimiz Basmane’deki Yunan barikatını yarıp geçerken mitralyöz ve bombalı düşman saldırısına uğrayan Yüzbaşı Şerafettin olduk biraz da gözlerimiz nemlenerek.

Hani atı vurulan, bacağına kurşun ve şarapnel geldiği halde arkadaki yedek atla, İzmir Hükümet Konağı’na girip, Yunan bayrağını indiren, ardından da şanlı, aynı zamanda da üzerine kendi kanı süzülen Türk bayrağını İzmir semalarına çeken Yüzbaşı Şerafettin ve birkaç arkadaşı var ya, onlardık Cumhuriyet’i okurken. En çok da Atatürk’ün özel isteğiyle “İzmir” soyadını alan, vatan kahramanı Şerafettin’dik galiba.

Aslında bu şanlı günün 100 yıl ve 12 saat sonrasında Gündoğdu Meydanı’nı dolduran 2 milyon yurttaş da Yüzbaşı Şerafettin’di 9 Eylül’de!

Gerçekten müthiş bir kutlama yaptı İzmir Büyükşehir Belediyesi. Başkan Tunç Soyer ve ekibi unutulmayacak bir çalışmaya imza attı. Keza sahne yıkıldığı halde konseri ertelemeyen Tarkan da “Yolla” diyerek sahneye çıkıp baskılar karşısında susan kendi meslek grubu adına mesaj verdi. Miyase İlknur, Mehmet İnmez ve Orhun Atmış’ın yazıları tarihe düşülen birer nottu.

Ve kısa bir not: İzmir’in o günkü davetlileri arasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da vardı. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve torunu Duru ile meydana geldi, Türk bayrağıyla protokolü selamladı, kendisine uzatılan mikrofonu istemeyip Tarkan’ı dinlemekle yetindi; konseri mitinge çevirip - bazı parti liderleri gibi - fırsatçılık yapmadı!

Samsun çarpıtması!

Konu, 9 Eylül kurtuluş gününden açılmışken, geçen hafta tarihçi(!) Murat Bardakçı, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla ilgili bir sav ortaya attı; elindeki “gemi kalkış” bildirim listesini gizli izin belgeleri olarak gösterdi kamuoyuna. Güya, Atatürk, Sultan Vahdettin’in öncülüğündeki bir operasyonla Anadolu’ya gönderilmiş, miş, miş! Çarpıtılmış bir konu. O döneme ait tüm tarihi kayıtları elinde bulunduran Cumhuriyet gazetesi de yarından itibaren konunun tüm ayrıntılarını okurlarıyla paylaşacak ve ‘Vahdettin yalanlarını’ belgeleyecek. İzmir Temsilcimiz Tuncay Mollaveisoğlu, bazı basılı eserlere yansıyan ve gazetemizin Osmanlıca kayıtlarındaki gerçekleri sizler için kaleme alacak.

Gündem!

Cumhuriyet 9 Eylül haftasının yanı sıra ülkedeki karanlık noktalara da ışık tuttu. Özellikle de aydınlara, sanatçılara ve siyasetçilere, yarı tehdit, yarı engellemeyle getirilen “yasağı” hafta boyu irdeledik. Yazarımız Barış Terkoğlu CHP Genel Merkezi’ne sunulan mafya-siyaset-ticaret ilişkilerini ortaya koyan rapora herkesten önce erişti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gündeme  getirdiği, Boğaziçi’nin, iktidarca el konulmak istenen ünlü yalıları haberi de gündemimizdeydi. Daha önemlisi Tuncay Mollaveisoğlu’nun, İBB yalılarının Katar ve BAE’li şeyhlere peşkeş çekilmek istenmesini yazması, sıcak paraya sıkışan AKP’nin gerçek yüzünü ortaya koydu. Para demişken, yurttaşa acı reçete üzerine acı reçete dayatan Saray’ın kendi harcamalarına ek 6.6 milyar, Diyanet’e de 35.9 milyar bütçe ayırması Mustafa Çakır tarafından haberleştirildi ve gündem yarattı.

Yeniden görüşmek dileğiyle.