Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zulmün Temyizi Olmaz

18 Temmuz 2013 Perşembe

Balyoz Davası’nın temyiz aşaması olaylı şekilde başladı.
Balyoz Davası da Ergenekon Davası da ne iddia edilirse edilsin, özde siyasal davalardır.
Siyasi davalarda, savunma sorunu beni hep düşündürmüştür. Tarafsızlığı hakkında, hem sanıkların, hem tanıkların, hem iddianın, hem savunmanın hem kamuoyunun yeterince fikir sahibi olduğu bu gibi davaları gören mahkemelere karşı yapılan savunma ne anlam taşır ki, diye düşünmüşümdür hep.
Bu nokta gerçekten önemlidir. Nahak yere suçlananlara sözde mahkemeler önünde oynatılmak istenen adaletçilik oyununa, savunma yaparak katılmamaları gerektiğini düşünürüm hep.
Ama olayın bir de öbür yönü var.
Bu gibi davalarda yapılan savunmalar, mahkeme heyetinden beklentilerden çok, tarihe bırakılmış belgelerdir.
Evet, savunmalar ne olursa olsun, karar değişmeyecektir. Ama o savunmalar, karardan yıllar sonra da okunacak, zaman içinde, kamu vicdanında değerlendirilecektir.
Bu bakımdan siyasi davaların sanıkları belki de savunmalarında mahkemeden bir şey beklemediklerini, tarih önünde savunmalarını yaptıklarını belirtebilirler. Ama yine de savunma yapmak durumundadırlar.

\n

***

\n

Balyoz Davası’nın avukatları, mahkeme önünde olduğu kadar, Yargıtay aşamasında da hukuki savunmaya ağırlık vereceklerini açıkladılar.
Savunmanın özü, delillerin sahteliği üzerine kurgulanmış bir ithamın söz konusu olduğu gerekçesine dayandırılmakta. “Ama diyorlar savunma avukatları bir an bu kurgulamaların doğru olduğunu düşünsek bile -ki düşünmüyoruz-, Türk Ceza Yasası’nın hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu düzenleyen 147. maddesi uygulanamaz, çünkü bu olayda icrai hareketlere başlanmamış. İcrai hareketlere başlanmadan da 147. maddede öngörülen suça teşebbüs fiili oluşamaz. Bu nedenle bütün sanıklar beraat ettirilmeli.”
Davanın hukuki yönü olduğu kadar, delillerin nitelikleri konusunda da çok yazıldı çizildi. Bu alanda Dani Rodrik ile Pınar Doğan’ın Balyoz Davası ile ilgili yazdıklarına olduğu kadar Oramiral Özden Örnek’in konuyla ilgilenenlerin mutlaka okumaları gereken “Cambazı Bırak Balyoz’a Bak” adlı kitabını tavsiye ederim. Ancak bugün ben olayın hukuki yönü ve delillerin niteliği üzerinde olduğu gibi, Yargıtay aşamasının üzerinde de fazla duracak değilim.
Davaların temyiz aşaması, yargı bağımsızlığının egemen olduğu sistemlerde anlam taşır.
Eğer yargının bağımsızlığı kalmamış, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ayaklar altına alınmışsa ya da bütün bunlara bile gerek kalmadan, kimi tutuklama ve mahkûmiyet kararları kamunun vicdanını kanatıyorsa, orada artık hukuk hukuk olmaktan çıkmış zulüm olmuş demektir.
Hukukta temyiz vardır. Ama zulmün temyizi olmaz.

\n

***

\n

İleri sürdüklerim, Yargıtay’ın, özel yetkili mahkemelerin yargıçlarının niteliklerinden, tarafsızlıklarından, vicdani özgürlüklerinden, hukuki yeteneklerinden tümüyle bağımsızdır.
Özel davalar için ihdas edilmiş, özel yetkili mahkemelerin olduğu yerde hukuktan, delillerin değerlendirilmesinden söz etmek, yargıçların nitelikleri ne olursa olsun, mümkün değildir. Usul hükümlerinin çiğnendiği yerde hukuk yoktur. Hukukun alanı boşaltıldı mı yerini zulüm doldurur. Bu açıdan sorarsanız eğer
“Balyoz Davası temyizi aşamasında ne olur?” diye, yanıtım açıktır:
- Zulmün temyizi olmaz.
Bugün yazıma, şair avukat dostum
Işık İşgüden’in dizeleri ile son vereyim:

Ezan Çiçekleri
Karartırsan günümüzü
Yanar ateşböcekleri
Unutursan dünümüzü
Açar Ezan Çiçekleri
Merhametin marazıyla
Tetiğin horozuyla,
Sıktığın biber gazıyla
Solmaz hazan çiçekleri

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları