Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Trump’ın ‘kerizma’sı

17 Mayıs 2016 Salı

2016 ABD başkanlık seçimlerinin en ilginç kişisi bence Bernie Sanders. Bir insanın 75 yaşında, Amerikan Başkanlık adaylığı kampanyasının fırtına gibi havasına ayak uydurabilmesi başlı başına bir olay. Ayrıca ABD gibi kapitalizmin kalesi bir ülkede sosyalizan bir kampanya ile kimsenin tahmin bile edemeyeceği desteği sağlamak, şaşırtıcının ötesinde bir fenomen. Sanders’in tüm başarılarına karşın, eğer bir mucize olmaz ise Hillary Clinton karşısında adaylık yarışını kaybetmesi bile Demokratlar’ın ve ABD’nin geleceği konusunda kimi soruları ortaya atmış olması gerçeğini değiştirmeyecek.
Ama kuşku yok ki kampanyanın gösterişli yıldızı Cumhuriyetçiler’in adaylığı pozisyonu kesinleşmiş olan Donald Trump. Onun herkesi hayretler içinde bırakan başarısı, sosyal bilimciler ve psikologlar tarafından mercek altına alınmış durumda.
Bu konuda okuduğum en ilginç yazılardan birinde, Trump’ın başarısının on öğesi sayılırken, bunlardan biri olarak da, “tutarsızlıktaki tutarlılığı” gösteriliyordu.
Tutarsızlıktaki tutarlılık “istikrarlı istikrarsızlık” gibi abes ama yine de garipsemediğim bir deyiş.

***

Bir zamanlar, anlamsız bulunan “kaosun düzeni” deyimi de artık eskisi kadar garipsenmiyor. Kaosun da kendine özgü bir düzeni olduğu anlaşıldı çünkü.
Tutarsızlığındaki tutarlılığı, Trump’ın başarı öğelerinden biri olarak gösteren yazar, onun alışılmışın dışındaki söylem ve davranışlarında ısrarlı olmasını ve bu çizgiyi takipten hiç vazgeçmemesini kastediyor.
Doğrusu, Cumhuriyetçi seçkinlerin, gittikçe artan öfkeli tepkileri karşısında, Trump’ın tutarsızlığına tutarlılıkla bağlı kalıp kalmayacağının, artık pek de belli olmadığı söylenebilir.
Kimi gözlemciler, hedef kitlenin makul Cuhuriyetçiler olacağı yeni dönemde, artık yeni taleplere yanıt verirken geniş topluluklarca daha kabul edilebilir, tutarlı davranışların zamanının geleceğini düşünüyorlar.
Unutmayalım, Trump’ın sattıkları kendi özgün buluşları değil, daha çok kendisine ısmarlanmış olanlar. Yani kapitalizmin altın kuralı burada da geçerlidir: Talep arzı belirler.
Yapılan araştırmalar, Trump’ın destekçi profilinin, işsiz, eğitimsiz, düzenden hoşnut olmayan bir figür olduğunu ortaya koyuyor. Yani Trump’ın tabanı Uğur Mumcu’nun deyişiyle, bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olan kişi. Böyleleri bizde olduğu gibi ABD’de de şaşırtıcı derecede bol.
Politika, hiç değilse insanlığın bugün vardığı aşamada, bu kesimi düzeysizliğini küçümseyerek, dikkate almayabilecek bir seçkincilik içinde olamaz, onları da peşinden sürüklemek zorundadır.

***

Evet, politikacı, eğitim düzeyi yetersiz, hünersiz, kimlik sorunlarıyla boğuşan, topluma öfkeli, taleplerinin topluma sunduklarıyla karşılanması olanaksız, pek bir şey olmayan, ama yine de kendisini bir şey sanan ve tam oluşmamış yarım yamalak değerlerini yoz beğenisiyle birlikte topluma dayatmak isteyeni de peşinden sürükleyecek özelliğe sahip olmalıdır.
Özellikle azgelişmiş olan ve kalmakta da direnen toplumlarda çok önem taşıyan bu yeteneğe “kerizma” denir.
Kerizma bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olanın boş kibrini okşayıp onu yüceltirken, onun gibi olmak veya oluyor görünmek, düşünmek, davranmak, veya öyle yapıyormuş gibi göstermek, dolayısıyla onu peşinden sürüklemek demektir.
Politikacının, peşine taktığı kitlelerle kesiştiği nokta kerizlik olduğundan bu özelliğe de kerizma diyoruz.
Kerizmatik liderler iki türlüdür:
Keriz olan kerizmatikler.
Keriz olmayan, “miş gibi görünen” hinoğluhin, cin kerizmatikler.
Görülüyor ki, kerizmatik liderin keriz olması şartı yok. Varlığı zorunlu gerekli olan keriz, tabandır.
İkinci gruptan kerizmatik liderleri de, keriz kerizmatiklerle karıştıranlar, kaçınılmaz olarak kerazet (kerizlik) çukuruna kendileri düşerler.
Demek ki keriz olmak istemiyorsak, “kerizmatik”e karşı uyanık olmak zorundayız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları