Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Suriye’nin toprak bütünlüğü’

11 Ekim 2019 Cuma

Son günlerde, ikide bir “Suriye’nin toprak bütünlüğü” tekerlemesiyle karşılaşmaya alıştık. “Barış Pınarı Harekâtı” açıklanırken de, “Suriye’nin toprak bütünlüğü”ne atıfta bulunuldu. Bundan sonra da sık sık işiteceğiz Suriye’nin toprak bütünlüğü laflarını. Tüm saptırılmış biçimde kullanılan deyişler gibi de herkesin meşrebine, maksadına uygun olarak dile getirdiği bu sözleri, Türk kamuoyu da aynı havada ve aynı aldırmazlıkla kullanılıyor.
Oysa, konu bizim için de çok önemli. Çünkü Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Türkiye’nin toprak bütünlüğünden soyutlanmış olarak düşünemeyiz.
Onun için Barış Pınarı Harekâtı’nın başladığı şu sıralarda, konunun özünü anlamak açısından yaşamsal olan bu kavramı biraz açsak iyi olacak.
Herhangi bir ülke için olduğu gibi, Suriye için de toprak bütünlüğü o devletin egemenliğinin tüm sınırları içinde herhangi bir yabancı müdahale olmaksızın, tam olarak, özgürce kullanılması demektir.

***

Suriye sorununun Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı biçimde çözülmesi demek, Suriye’de devletin egemenliğinin, Suriye halkının ve devletinin, herhangi bir yabancı müdahale olmaksızın serbestçe kullanılabileceği bir formülün uygulanması demektir.
Eğer Suriye sorununda, Şam’daki merkezi otoritenin, Suriye halkının da isteği doğrultusunda, egemenliği kimsenin müdahalesi olmaksızın icra etmesi sağlanamazsa, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmiş olmaz. Yani Suriye’nin bir bölümünde, Suriye merkezi otoritesinin Suriye halkının iradesine uygun olarak yürütülen egemenliğine, herhangi bir iç veya dış güç ortak olursa, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygıdan söz etmek mümkün değildir.
Şimdi ABD, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu söylüyor. Ama ülkenin bir bölgesini Şam’daki iktidarın dışında PKK uzantısı YPG-PYD’nin hâkimiyetinde, kendi güdümünde, bir egemenliğin hâkimiyetine geçirmeyi öngörüyor.
Böyle bir şey olamaz! Olduğu zaman da Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz edilemez.

***

Ankara da, “Barış Pınarı Harekâtı”ndan önce olduğu gibi, harekât ile ilgili açıklamaları sırasında da, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygısını vurguladı.
Aksi olması düşünülemezdi. Çünkü, Suriye’de ABD’nin ve YPG-PYD’nin istediği ABD-İsrail-PKK devletçiğinin yaşama geçmesi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü yerle bir ederken, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü de, büyük tehdit altına sokar.
O bakımdan, Barış Pınarı Harekâtı’nın, Ankara’nın amaçladığını ilan ettiği Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olmasının zorunluluğunu anlamak kolaydır.
Yalnız bu durumda şöyle bir açmaz çıkıyor ortaya:
Barış Pınarı Harekâtı’nın Şam’ın da amacı olan toprak bütünlüğüne saygılılığının inandırıcı olabilmesi için, o harekâtta, Şam’a rakip, iradesine ortak olmaya talip güçlerin olmaması gerekir.
Oysa Ankara’nın şimdilerde, Suriye Milli Ordusu dediği, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) harekâtta yer alıyor.
Şimdi Şam’daki resmi iktidarın, terörist olarak kabul ettiği bir gücün katıldığı harekâtın, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamaya yönelik oluğunun inandırıcılığı nasıl sağlanacak?
Herkes, ama herkesten önce hiç değilse biz, bu ÖSO-PKK-YPG ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün bağdaşmazlığı konusuna bir açıklık getirmeliyiz.
Göreceksiniz, ondan sonra her şey daha kolay olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları