Öncelik Nerede?

23 Eylül 2011 Cuma
\n

Politikanın, duruma göre birçok tanımlaması olmuş, insanlar amaçlarına yönelik olarak öne çıkarmak istedikleri hususları vurgulayan tarifler yapmışlardır.

\n

Bunlardan biri de politikanın bir dengeler ve öncelikleri tayin sanatı olduğudur.

\n

Geçen gün Trabzonlu bir okurum telefon ettiğinde bu konuyu dile getiriyor ve şu soruyu soruyordu:

\n

- Şu anda, dış politikada en önemli sorunumuz Filistin mi?

\n

Bununla yetinmeyen okurum hemen ardından şu soruyu da ekliyordu:

\n

- Söyler misiniz, Filistinliler bugüne dek bize hangi davamızda destek oldular?

\n

Aslında bunlar yanıtlarını da içinde taşıyan sorulardı.

\n

Filistin örgütleri şimdiye değin, uluslararası platformlarda Türkiyeyi pek desteklemediler. Bu konuda çok acı kişisel deneyimlerim olduğundan Trabzonlu okuruma, çok haklısınızdemekten başka çare bulamadım.

\n

Özellikle, amiyane şekliyle Sev beni seveyim seni!diye özetlenebilecek mütekabiliyet ilkesinin diplomaside geçerli olduğu düşünülünce dikkat gerekir.

\n

***

\n

Türkiye bugün iç ve dış politikasında çok sıcak, kritik aşamaların eşiğindedir. Ülkeyi ateşe boğmaya ahdetmiş PKK, ne denli müzakere yanlısı olursanız olun, çatışmayı gündemin önüne koymakta, Akdenizde gaz arayan Kıbrıs Rum Yönetimi de, Türkiyeyi bir dış çatışma zorunluluğuyla karşı karşıya getirme olasılığını yaratmaktadır.

\n

Bu durumda iç politikada da dış politikada da önceliklerimizi iyi saptamak durumundayız. Dış politikada acil sorunumuz, Doğu Akdenizde Kıbrıs Rum Yönetimiyle aramızda patlak vermiş olan gerginliktir, Filistin sorunu değil.

\n

Öncelikleri, saptamak ve yerli yerine oturtmak, ilkeleri tümden kaldırıp atmak değil.

\n

Bu durumda, Filistinin BMde gündeme gelecek olan eşit haklara sahip birim olarak tanınması konusunda Türkiye, 1950leri hatırlatan utanç tavırlarını tabii ki benimsememeli, ABD ve kimi AB ülkelerinin önerdiği gibi, İsraili kızdırmayacak bir ara formüle, ki buna isterseniz utanç formülü de deyin, eğilim göstermemelidir.

\n

Ancak yine de Türkiye İsrail ile arasındaki ilişkilerde dikkatli olmalı.

\n

***

\n

Filistinlilerin davalarına her zaman yakınlık göstermiş, Türkiye karşısındaki tavırlarını da yaşayarak görmüş Siyonizmin bölgedeki tutumunu da tasvip etmeyen bir kişi olarak, İsrail ile ilişkilerimizi gereksiz yere germekte çıkarımız olmadığını düşünüyorum.

\n

Bölgede sıcak çatışmaya kadar yol açacak bir gerginliğin eşiğindeyken, İsrail ile, ABDdeki Yahudi lobisi ile gereksiz gerginliğe gerek yok, tıpkı Suriyeyi uyarmada başrole soyunmaya ihtiyaç olmadığı gibi...

\n

Bir noktayı daha gözden uzak tutmamak ileride büyük düş kırıklıkları yaşamamak açısından önemlidir.

\n

Arap dünyasında demokrasi olmaması, Arap ülkelerinde sokağın politika üzerindeki etkisini azaltmaktadır. Arap Baharı!” olgusu bu durumu değiştirmiyor.

\n

Yarın öbür gün, bir bölgesel ihtilaf halinde, hatta spesifik olarak belirtelim, Akdenizde gaz arama konusundaki Türkiye - Kıbrıs Rum Yönetimi çekişmesinde, bölgedeki Arap devletlerinin, Tayyip Beyin veTürk kardeşlerinin!değil, Kıbrıs Rum Yönetiminin yanında yer almaları kimseyi şaşırtmamalıdır.

\n

Dış politika dengeli ve öncelikler konusunda uyanık olmayı gerektirir.

\n

\n

DÜZELTME: Dünkü yazının ikinci bölümündeki 1942, 1943, tarihleri, 1952 ve 1953 olacak.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları