Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ne yazılsa ziyade değil

23 Temmuz 2015 Perşembe

Katliamın olacağı belliydi. Yalnızca, ne zaman ve nerede olacağı, dolayısıyla kime rastlayacağı belli değildi.
Onu da kestirmek güç olmasa gerekti. Sınırları kevgire dönmüş Türkiye’de, Kobani’ye kitap, oyuncak ve ağaç götürmeye gidenlere karşı eli kanlı cinayet örgütü IŞİD’in seyirci kalmayacağını, kendine özgü tepkisini göstereceğini kestirmek mümkündü.
Ama kurbanların, basın toplantısı düzenledikleri mahalde de yeterli önlem alınmamış, bir tek sivil polis bile yerleştirilmemiş, bombacı, olay yerine elini kolunu sallayarak girebilmişti.
Devletin Urfa’daki temsilcisi Vali İzzettin Küçük, Akçakale Sınır Kapısı’nda kendisine “Tel Abiyat ve Akçakale’de IŞİD’liler bulunduğunu ve tedirgin olduklarını söylüyorlar” diyen gazetecileri gözaltına aldırıyordu.
Bombalı saldırı gerçekleştikten sonra, yaralılara ilkyardım için koşuşturanlara TOMA’lar su sıkıyordu.

***

Başbakan Ahmet Davutoğlu, dört partiyi terör ile mücadele konusunda ortak bir bildiri yayımlamaya davet ederken, devletin teröre karşı önlem almayıp seyirci kalma, terörü kınayanlara saldırma tutumu devam ediyordu. Olay akşamı Beyoğlu’nda toplanıp terörü lanetlemek için anayasal demokratik gösteri haklarını kullanan yurttaşlar biber gazı sıkılarak dağıtılıyordu.
İktidarın tavrı buydu, söylemde teröre karşı, eylemde ise terörü kınayanlara karşıydı.
İktidar, IŞİD’e karşı yumuşak, demokratlara karşı ise acımasız, ödünsüzdü.
AKP’nin IŞİD’e kol kanat gerdiği, göz yumduğu, destek olduğu iddiaları söylenti olmaktan çıkmış, kanıtlara bağlanmıştı.
Terör örgütü IŞİD’e kol kanat germek suç değildi, onu ortaya çıkarmak suçtu. Buna tevessül edenler, hâkim, savcı, polis, sade yurttaş, gazeteci kim olursa olsun, mutlaka cezalandırılıyordu.

***

Gerçi, son zamanlarda, iktidarın IŞİD’e karşı dili değişmişti, ama hep IŞİD için bahane uydurulmaya devam ediliyordu.
İktidar, bölgeye ümmetçi, mezhepçi yaklaşımıyla temelde konuya IŞİD’den başka bir bakış açısıyla eğilmiyordu.
Üstelik iktidar, IŞİD’i kimi vesileler için kullanmayı kuruyor, kullandığını sanıyordu.
Ve Türkiye, iktidarın da desteğiyle IŞİD militanı kaynıyordu.
IŞİD, Esad’a karşı, PYD’ye karşı kullanılıyordu.
Çatışmasızlıktan beklenti kalmayıp karışıklık, terör, kaos ve çatışmadan medet umulmaya başlandığı şu sırada, “İktidar yine IŞİD’in yıkıcı gücünü mü kullanmak istiyor?” diyenlere kızmak mümkün mü?
IŞİD terörü ülkemizde artık kol geziyor ve gezecek de.
Yeni olayların olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Hafta sonu Suruç katliamını protesto için yapılacak demokratik mitinge dikkat!
Şimdiye dek hep taşları bağlayıp itleri salıverme politikası uygulayan iktidarın, polislerini, tazyikli su ve biber gazıyla demokratik gösteri yapanların üstüne salacağı, gerçek teröristlere karşı hiçbir önlem almayacağı açık.
Onu bekliyoruz da, daha vahim yeni katliamlara karşı insanları uyarmayı da görev biliyoruz.
Malum ya, terörden, kaostan, çatışmadan, ölümden siyasi çıkar beklentisi olduğu şu sırada, hiçbir şey ihtimal dışı değil.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları