Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Milli Duygun Yok ki Milli İçkin Olsun!..

30 Nisan 2013 Salı

Tayyip Bey Yeşilay kongresinde konuşurken buyurdu:

\n

- Milli içkimiz bira değil ayrandır.

\n

Daha sonra da alkol tüketimine karşı savaş açılması gerektiğini söyledi.

\n

Açıklama her ne kadar gündem değiştirmeye yönelikse de aynı zamanda yaşam biçimini dayatma saplantısının göstergesi olduğu için yine de tartışılmalı.

\n

Tayyip Beye baştan şu yanıtı vererek başlayalım:

\n

- Üstadım milliliğiniz yok ki, milli içkiniz olsun.

\n

Şimdi de milli içkiyi millisinden başlayarak tartışmaya koyulalım.

\n

Kuvayı Milliyeciler, milli devletlerini kurdukları zaman, Osmanlı döneminde, gelirleri, imparatorluğun alacaklılarının paralarını tahsil için kurdukları Düyunu Umumiye İdaresinin tasarrufu altında bulunan tütün ve alkollü içkilerle ilgili olan Rejiyi millileştirdiler; T.C. boyunca kamunun çok önemli gelir kaynaklarından ve tütün üreticisinin en büyük destekçilerinden biri olan Tekeli ayrancılariktidara gelince özelleştirmeye karar verdiler.

\n

***

\n

Tekelin özelleştirilmesinin ibret dolu öyküsü için Av. Tülay Özermanın Mülkiye Dergisinin 262. sayısında yayımlanmış olanTekelin Özelleştirilmesinin Sonuçlarıadlı makalesini internetten okumanızı salık veririm.

\n

Neyse fazla ayrıntıya girmeden konuyu özetleyeyim.

\n

Ayrancılar özelleştirmeye karar verdikleri Tekeli ÖİB tarafından Alkollü İçkiler Sanayii ve Pazarlama, Tütün Mamulleri Sanayii ve Pazarlama olmak üzere ikiye böldüler.

\n

Alkollü içkiler bölümünü 2003te, 17 fabrikası, depolarında 100 milyon dolarlık hammaddesi ve 35 milyon dolarlık stokuyla birlikte 292 milyon dolara sattılar. Bu satış yapılırken, firmanın istihdam etmekte olduğu 3 bin 631 mavi yakalının tüm kıdem ve ihbar tazminatlarının Tekele ait olduğu da karara bağlandı.

\n

Alkollü İçkiler Sanayii Pazarlama ve Dağıtımı satın alan firma, bunu altı ay sonra 920 milyon dolara bir Amerikan firmasına, o da kısa bir süre sonra 2 milyar 100 milyon dolara bir İngiliz firmasına sattı.

\n

Böylece Cumhuriyetin kamuya mal ettiği milli kuruluş olan alkollü içkiler (şarap hariç) üretim pazarlama ve denetimini elinde tutan milli bir kurum kamudan alınarak, özelleştirilme adına yabancılaştırılmış oldu.

\n

Kamunun bir gelir kaynağını yabancıya peşkeş çekenlerin milli değerlerinin olmadığını söylerken bunu kastediyorduk.

\n

Milli değerler kamunun zenginliklerini yabancıya peşkeş çekmemek demek.

\n

İş vatan millet Sakarya edebiyatı olsa, onu peşkeşçiler yapıyorlar zaten...

\n

***

\n

İşin toplum sağlığı ile ilgili yönüne gelince: Önce belirteyim ki, içki tüketimi medeniyet ve modernite demek değildir illa.

\n

Bütün alkol karşıtları gerici olmadığı gibi, bütün sosyal içiciler de ilerici değillerdir.

\n

Toplumun sağlığı için alkol bağımlığı ile mücadele devlete düşen bir görevdir. Nitekim sekiz aylık başbakanlığında (1954-1955) yaptıklarıyla, ülkesinin tarihine geçen ilerici Pierre Mendes France (1907-1982) iktidarı sırasında alkol bağımlığına karşı açtığı savaş ile de bilinir ve toplum sağlığı ile toplumsal esriklikle mücadele konusunda çıkardığı kanun ve yönetmelikler ülkesinde hâlâ geçerlidir. Tarihimizde de savaş döneminde yürürlükte olmuş olan (ama hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamadı) Men-i Müskirat Kanunu, Gazi olarak anılan 1. TBMMnin eseridir.

\n

Ancak bunlar, alkol tüketiminin toplumsal bir sorun haline geldiği ülkeler ve dönemler ile sınırlı, eğitici, caydırıcı, düzenleyici önlemlerdir.

\n

Kişi başına alkol tüketiminde 1.4 litre ile 193 ülke arasında 143üncü sırada olan Türkiyede ise toplumsal tehlike söz konusu değildir.

\n

Dilerseniz şöyle rastgele seçilmiş bir liste içinde bazı ülkelerdeki alkol tüketim miktarlarına bakalım.

\n

Türkiye 1.4 litre. Özbekistan 1.5, Finlandiya 9.3, Yunanistan 9, Avusturya 11.4, Bosna Hersek 9.1. İtalya 8.0, İspanya 11.7, İngiltere 11.8, ABD 8.6, Afganistan 0.

\n

Görülüyor ki, Türkiyede toplumsal bir tehlike olmadığı için ülkenin gerçek gündeminde alkol bağımlılığıyla mücadele gibi bir sorun da yok.

\n

Ülkenin sorunu alkol bağımlılığı değil, ayran budalası gibi, kendi yaşam tarzını karşısındakine dayatma tutkusudur.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları