Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Milli Cephe engellenebilir mi?

15 Aralık 2015 Salı

Pazar günü yapılan eyalet bölge seçimlerinin 2. turunda Milli Cephe 13 bölgenin hiçbirini kazanamayınca, Fransa büyük şoku şimdilik atlatmış görünüyor. Birinci turda Marine Le Pen’in Milli Cephe’si 13 bölgenin altısında birinci parti olarak çıkıp toplam oyların yüzde 28’ini alınca, sağcı Le Figaro ile komünist L’Humanite belki de tarihte ilk kez aynı manşet yorumunda birleştiler: “Şok
Oysa şok olarak nitelendirilecek bir durum yoktu. Irkçı ve Nazi hayranı Milli Cephe’yi 1972’de kurup, katıldığı 1974 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 0.75 oy alan baba Le Pen, zamanla büyük mesafe almış ve 2002 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 16.86 oranında oyla, sosyalist ‘Lionel Jospin’i (yüzde 16.12) geçip, son tura kalan iki adaydan biri olduğunda şok yaşanmıştı.
Ne var ki, iki turlu seçim sistemiyle Fransız demokrasisi “şok”lara karşı güvenceye alınmıştı. Nitekim, Jospin’in lehine tercihini belirttiği, ilk turda yüzde 19.88 oy alan Chirac ikinci turda ülke tarihinde hiçbir seçimde görülmeyen yüzde 80 oy oranıyla seçilmişti.
Olay, o tarihte demokrasinin faşizme karşı zaferi olarak yorumlanmış, aynı uygulamanın geçmişte sağ tarafından sola karşı kullanıldığı da unutulmuştu.
2002’de babanın başına gelen 2015’te, babasını kurduğu partiden atan, kızı Marine’in başına geldi.

***

Eyalet bölge seçimlerinin ilk turunda 7 bölgede birinci parti çıkan Milli Cephe ikinci turda 13 bölgenin hiçbirinde kazanamadı. Bunda, sosyalistler ile Yeşiller’in, bazı bölgelerde Sarkozy’nin Cumhuriyetçilerine destek vermeleri ve ilk turda yüzde 49 olan katılım oranının, ikinci turda yüzde 59’a kadar yükselmesi de etkili oldu.
Fransa’nın demokratları şimdi bir badireyi atlatmış olmanın huzuru içindeler.
Ama, Milli Cephe’nin babasının bile gözünün yaşına bakmayan lideri Marine Le Pen ilk turda aldıkları sonuçlar üzerine, yurtseverlikle eşanlamlı kullandığı Milli Cephe’nin yükselişini kimsenin engelleyemeyeceğini belirtiyor ve yandaşlarına, 2017 cumhurbaşkanlığı seçiminde zafer muştuluyordu.
Gerçekten de Milli Cephe’nin yükselişi engellenemez mi?
Sorunun cevabı her şeyden önce, ne pahasına engelleneceğine bağlı.
Nitekim, sosyalistlerin seçilmesiyle ikinci turun birincisi olarak,13 bölgenin altısını kazanan Sarkozy’nin de (sosyalistler de beş bölgeyi kazandılar) ırkçılık ve demokrasi karnesi de pek iç açıcı değil.
Irkçı aşırı sağın antitezi kontrollü ırkçı aşırı sağ formülü pek demokratik bir çare olarak görülemez olsa gerek.

*** 

Milli Cephe’nin yükselişini durdurmak için, onu parlatan etkenleri ortadan kaldırmak gerek. Bu arada unutmamak gerekir ki, MC gençlerden ve bir zamanların Komünist Parti seçmenlerinden de büyük ölçüde oy almaktadır.
Yine dikkati çeken bir başka husus da, gerek baba Le Pen’in 2002’de, gerekse vefasız evlat Le Pen’in 2015’te kazandıkları zaferler Sosyalist Parti fiyaskosuyla birlikte komünistlerin erimesiyle solun alternatif olmaktan çıktığı dönemlere rastlamaktadır.
Eğer, amaç ırkçı uç sağa karşı ehvenişer kontrollü, faşizan eğilimlerini kibar görünümüyle örtmüş sağı (olayımızda bugün için Sarkozy, ama yarın bir başkası olabilir) değil de gerçekten demokrat tercihleri egemen kılmak ise o zaman solun ve demokrasinin yeniden alternatif hale getirilebilmeleri gerek.
Ama ne yazık ki, bugün için Fransa’da rüzgârlar hiç de o yönde esmiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları