Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Düşman (06.06.2015)

06 Haziran 2015 Cumartesi

Bir seçim daha geçiyor.
Yarın seçim olup bitecek ve demokrasinin ihtiyarları, bir bir hatırlayacaklar eski kampanyaları.
Bu seçim kampanyasında, çevremde tanık olduğum en yadırgatıcı olay, sınıf arkadaşım Selçuk Şerefli’nin, bizim arkadaş grubunda dolaşan iletisi oldu. Lise 11’de bir yıl yan yana oturduğum Selçuk, genelde makul, konuştuğu zaman “şimdi bunu da nereden çıkardı” dedirtmeyen türden biridir.
Hangi partiye oy vereceğini açıklayan Selçuk, bu iletisinden hemen sonra gördüğü tepkiler üzerine, gerekçelerini açıklamak gereğini duymuş.
Açıklamaları bana fevkalade makul geldi. Asıl şaşırdığım onu yeni açıklamalara zorlayan tepkilerdi.
Hepsi iyi bir eğitim görmüş, hepsi meslek sahibi, hepsi bir faninin ömrü için oldukça uzun sayılacak, demokrasi deneyimi olan insanlar, içlerinden birinin tercihlerini doğal saymak yerine yadırgayıp ılımlı da olsa tepki gösterebiliyorlardı.
Bana son gününe ulaştığımız seçim kampanyasının en düşündürücü gelen yanı bu oldu.
Neyse kampanya bitti.
Asıl mesele, yani uzlaşma şimdi başlıyor.

***

Seçim sonrası oy sandıkları ile birlikte sorun paketleri de açılacak, sorunlar ortaya saçılacak.
Türkiye’nin çok sorunu var seçim ertesi göğüslemek zorunda olduğu. Yüksek genç nüfusu ve bu nüfusun karşı karşıya bulunduğu bir türlü düşürülemeyen işsizlik sorunu, bir türlü yeterli üretkenliğe ulaştırılamayan, sıcak paraya dayalı çok kırılgan ekonomisi, gittikçe düşen kalkınma hızı...
Bütün bunların yanı sıra, artık IŞİD’in komşusu olan Türkiye mezhep savaşlarının alanı haline gelmiş bir bölgenin ortasında yer almaktadır.
Ayrıca, Kürt sorununun çözümü konusunda, yeni adımların atılması kaçınılmazdır.
İstesek de istemesek de çok yönlü olan ve uluslararası boyut kazanmış bulunan Kürt sorununu bölgenin diğer sorunlarından soyutlayarak çözüme kavuşturmak olanaksızdır.
Kürt sorununda çözüm süreci denen süreç, bir savaşmama hali olup, ilanihaye sürmesi mümkün olmayan bir durumdur ve mutlaka yeni adımlar atılması zorunludur.
Kürt sorunu hem etnik, hem uluslararası bir sorun olduğu gibi, aynı zamanda bir demokrasi sorunu da olan mesele konumundadır ve bir partinin tek başına göğüsleyip çözüme ulaştırabileceği bir olay olmanın çok ötesindedir.
Rejimin içinde bulunduğu belirsizlik ve başkanlık tartışmasından kaynaklanan zorlamalar da içinde bulunulan karmaşık durumu daha da karışık hale getirmektedir.

***

Bütün bu sorunlar geniş toplumsal bir uzlaşıyı zorunlu kılıyor. Türkiye, kendisi gibi olmayanı düşman gören, saflarını sıklaştırmak için düşman kavramına ihtiyaç duyan politikalarla bugüne geldi.
Ama aynı yöntemle daha ileri gitmesi de mümkün görünmüyor.
Artık geniş çaplı uzlaşıların zamanıdır.
Ne var ki, anayasal konumu öyle olmasa da, fiilen siyaset sahnesinin en tepesine kurulmuş olan kişi, her türlü uzlaşıyı engelliyor.
Türkiye seçim ertesinde büyük sorunlarla karşı karşıya, ama en büyük sorunu, geniş toplumsal uzlaşının önündeki engel.
Bu engel aşılmadan uzlaşı olmaz, uzlaşı olmadıkça da büyük sorunların çözümüne ulaşılamaz.
Çıkmazı aşmak ancak uzlaşmakla mümkün.
Şimdiye kadar “düşman” politikalarıyla yürümüş olan bu toplumun şimdi bunu aşması ilk bakışta çok güç gibi görünse de zorunlu.
Bunun için yapılacak ilk şey, her yanda politikasını düşman kavramı üzerine bina etmiş olanların tasfiyesi.
İlk önce, düşman kavramını, politikanın temeli olmaktan çıkarmak gerek.
Çünkü unutmayalım ki, çağdaş siyasette, en büyük düşman bizzat düşman kavramının kendisidir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları