Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Deprem ve siyaset

18 Ekim 2019 Cuma

Ülkenin yapısı yüzünden, gündemi çok hızlı değişen Türkiye’nin, şiarı “bişiy olmaz abi!” olan insanı, dikkatini uzun süre bir konuda yoğunlaştıramıyor.
Bir sorunla karşılaşıldığında, başlangıçta yoğun telaş, vıcık duygusallık, koyu hamaset, sonra da sanki o sorun yaşanmamışçasına “bişşiyy olmaz abi!” vurdumduymazlığına bürünülüyor.
Ama her zaman belirli nedenler bir araya geldiklerinde, hep benzer sonuçları doğuruyor. Yani bir şeyler oluyor. Sebep sonuç ilişkisini yadsıyan “bişiyyy olmaz abi”ci düşünce tarzı, bir şeyler olunca da tepkisini şaşkınlıkla dile getiriyor:
- Aaa bak neler oldu! Hayret acaba neden oldu?
Deprem konusunda da durum aynı.
Eylül 2019’da İstanbul 5.8 büyüklüğünde bir deprem ile sarsıldı.
Herkes, 20 yıl önce merkezi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve 17 bin 480 kişinin öldüğü felaketi anımsadı, aynı korkuyu bir kez daha yaşadı.
Sonra 5.8 büyüklük az görülmüş olsa gerek ki unutuldu.
Deprem unutuldu, ama o bir köşede bekleyip ağlarını örüyor.

***

İşin daha da kötüsü, 5.8’lik Eylül 2019 depreminin, 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos 1999 depreminden daha da vahim bazı göstergeleri gözler önüne sermesiydi.
Türkiye’nin GSMH’sinin yüzde 34’ünün yaratıldığı, ülkedeki toplam verginin yüzde 58’inin toplandığı bölgede, kimi kaynaklara göre, toplam 15 , TÜSİAD’a göre 17, DPT’ye göre 19 milyar dolar ile 1999 yılı GSYİH’sinin yüzde 9’unun kaybına neden olan deprem, daha büyük afetlere karşı bir uyarıcı rolü oynayabilirdi.
Ama 5.8’lik 2019 depremi, devletin, elle tutulur herhangi bir önlem almaması yüzünden aradan geçen 20 yıllık süre içinde İstanbul’un depreme karşı daha hazırlıklı değil, daha kırılgan hale geldiğini ortaya koymuştur.
2019 depreminden sonra hasarlı olduğu için boşaltılan 29 okul binasının 19’unun 1999 depremi sonrasında yapılmış olması, başta İstanbul olmak üzere avanta, yağma ve talan düzeninin pençesinde kıvranan bütün Türkiye’nin, depremden de çok, bu yağma sisteminin tehdidi atında olduğunu göstermiştir.
1999 depreminden bu yana geçen 20 yılın tamamına yakını içinde merkezi ve yerel yönetimlerde iktidarda bulunan AKP 2019’da birinci derecede deprem bölgesi olan ve 7 veya üstü bir depremde mevcut yapı ünitesinin yarısının yıkılabileceği öngörülen Bahçelievler Belediyesi’nde deprem komisyonu kurulmasına oylarıyla karşı çıkıp engel olmuştur.

***

Bütün toplumun ortak kaderi olarak, herkesi doğrudan vuracak deprem de siyaset üstü kalamamıştır.
Yaşamda her şey siyasidir. Nitekim, ekonomisini üretime, yönetimini meritrokrasiye dayamayıp avanta talan ve yağma temeli üzerinde biat yönetimi bina eden iktidardarlar, depreme karşı gereken önlemleri kafa yapıları ve çıkar kaygıları yüzünden alamazlar.
Merkezi ve yerel yönetimlerde bu gerçeği AKP kendi iktidarı süresince icraatıyla kanıtlamış, İstanbul’da depreme karşı kaçınılmaz olarak yaşama geçirilmesi şart olan kentsel dönüşümü kokuşmuş yoz bir rantsal dönüşüme döndürmüştür.
Bu arada, Ekrem İmamoğlu’nun geçen gün açıkladığı İstanbul’da afet odaklı kentsel dönüşümü gerçekleştirecek İstanbul’un Deprem Seferberlik Planı için gerekli kaynak olan 44 milyar lirayı nereden sağlayacağı sorulurken, asıl unutmadan sorulması gereken soru şudur:
- 1999 depremi sonrasında konulan AKP’nin kalıcı hale getirdiği deprem vergisi olarak 2004 ile 2018 arasında halkın cebinden toplanan 60.6 milyar lira ne oldu, kimlere gitti?
Görülüyor ki, rejimin niteliği, yargının adilliği kadar afetle mücadele de siyasidir.
Ve bu yüzden diyoruz ki, AKP yapısı gereği depreme karşı önlem almaz, alamaz.
Yaşamda siyaset dışı, siyaset üstü diye bir şey yoktur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları