Cumartesi gecesi Sürmene’de meydana gelen olay salt Fenerbahçe’ye yönelik, maalesef bölgede örneklerini çok gördüğümüz yerel bir bağnazlık olayı değil.
Olay Trabzon Valisi’nin büyük bir gayretkeşlikle, küçümsemeye çalıştığı gibi bir taş atma olayı olmanın ötesinde, öldürme kastıyla ateş etmek fiilini de aşan ve Türkiye’nin her köşesinde her alanda, her konuda görülen kendisi gibi olmayanı yok etme, ona hayat hakkı tanımama eylemidir.
Her şey çok açık. Müdahale edilmeseydi, maazallah Fenerbahçe takımının çoğunluğunun ölmesiyle sonuçlanabilecek olay, bunun da ötesinde, Türk insanının bir arada yaşama yetisinin ciddi olarak sorgulanmasına neden olacak vahamettedir.
Bu durumda çanlar Fenerbahçe için çalmıyor.
Çanlar Rizespor için çalmıyor.
Çanlar Karadeniz için çalmıyor.
Çanlar futbol için çalmıyor.
Çanlar senin için çalıyor, yalnız, zavallı, mazlum ve zalim yurdum ve şaşkın halkım.
Bilmem farkında mıyız? Her gün yeni bir şiddet olayı, her gün yeni bir saldırı girişimiyle karşılaşıyoruz.
Her sabah yeni bir musibet, yeni bir felaketle karşılaşmak korkusuyla uyanıyoruz.

***

Son olayı fazlalıklarından ayıklayarak irdelemeliyiz.
Yok efendim son yıllarda, özellikle Trabzonspor ile Fenerbahçe arasındaki husumete varan gerginlikmiş olayın temelinde yatan, yok efendim bu bütün bir camiaya teşmil edilemezmiş, eninde sonunda kendini bilmez fanatiklerin işiymiş vb.
Olay, bir iki kendini bilmez fanatiğin işi, dahası, bütün bir camiaya teşmil edilebilir olmanın ötesinde, bütün bir topluma, ülkeye mal edilebilir niteliktedir.
Yeterli eğitime sahip olmayan, hâlâ ürettiğinden çok üreyen, hâlâ üretkenliği türetkenliğinden eksik olan, birçok alanda dünya sıralamasındaki yerini görmezden gelip, bütün bunlara karşın kendini bir şey sanan ve kendisi gibi olmayana hayat hakkı tanımayan, herkesi ötekileştirip yarattığı öteki umacısı karşısında ilkel tepkisini ortaya seren bir toplumun çağdışı kitlelerinin tepkisi bu kez Sürmene’de Fenerbahçe karşısında dışa vurdu.
Futbol hızla kirleniyor. Yöneticiler, bağnaz, ahmak, saldırgan bir hasta taraftar grubu yaratıyorlar; demeçleri ve davranışlarıyla, sonra onların esiri olarak, fanatizmi mecburen tırmandırıyorlar. Ardından da bu durum karşısında “olayı bütün bir camiaya teşmil etmemek gerek, bir iki fanatiğin işi” diyerek sıyrılmaya çalışıyorlar.

***

Yalnız futbola özgü bir durum değil bu. Ülke yönetimi de böyle, diz boyu habaset, diz boyu hamasetle örtülmeye çalışılıyor.
Ülkenin dizginlerini ellerinde tutanlar, toplumu “biz” ve “onlar” diye ikiye ayırıp, birbirlerine düşürerek, böl ve yönet ilkesiyle yönetmeye çalışıyorlar.
Türkiye her köşede, her alanda, her konumda bölünmüş durumda.
Selameti bölünmede arıyor Türkiye ve tarih, selameti bölünmede arayan kavimlerin iflah olduğunu gösteren tek bir örnek bile sunmuyor.
Her bir yanda, her konuda bölünmüş olan toplum her gün yeni çatışmaların eşiğinde geziniyor.
Ulus devletin kurum ve kurallarını değiştirmeye, aşmaya çalışanlar, bir ulustan, birbirini gırtlaklamaya amade güruh yarattılar.
Türkiye birbirini “öteki”leyen ve “ötekileri tepeleyen” insanlar yurdu haline getirildi.
Bilerek, isteyerek, çalışıp çabalayarak elde edilmiş bir sonuçtur bu.
Bu durumda “çanlar kimin için çalıyor” diye sorma!
Çanlar senin için çalıyor sevgili yalnız yurdum ve şaşkın halkım. Çanlar senin için çalıyor!..