Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bu Kadarını 12 Eylül Bile Yapmamıştı

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Cumhuriyet okurları Aykut Göker’i, Bilim Teknoloji ekindeki yazılarından tanırlar.
12 Eylül dönemi kader arkadaşım Aykut Göker, 38 ayını hapishanede geçirmiş, babasını o sırada yitirmiş, ona karşı son görevini de yerine getirme imkânını bulamamış bir bilim insanıdır.
Çarşamba gecesi telefonum çaldığında baktım karşımda kadim dostum.
- Ali, söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Cumhuriyet’in haberi günün en önemlisiydi, dedi ve ekledi:
- Doğrusu ya bu kadarını 12 Eylül bile yapmamıştı. Umarım değinirsin.
Söz konusu olan, Cumhuriyet’ten
Özlem Güvemli ile Ayşe Sayın’ın yaptıkları, Gezi Direnişçileri’nin adli suçlularla aynı koğuşa kondukları haberiydi.
Gezi Direnişçileri’nin katil ve tecavüzcülerle bir araya konulmalarını
Ertuğrul Özkök de köşesinde yayımlamıştı.
Aykut Göker’in nazik, ama o ana kadar konuyu işlememiş olmam yüzünden örtülü sitem dolu çağrısını alınca
“Olur canım” dedim, “hemen yarın yazarım”.
Ancak ertesi gün gazeteleri açtığımda E. Özkök’ün köşesinde gördüm ki, adı bende hep tebessüm yaratan Adalet Bakanlığı, haberi yalanlamış.
Araya
“ver anayasayı, al tutuklunu” kabilinden rehine pazarlığı girmişti, onu yazdım.
Ama dün baktım ki, Cumhuriyet haberinde ısrarlıydı ve
“Nereye Kadar Gizleyeceksiniz?” başlığıyla yalanlamayı yalanlıyordu.

\n

***

\n

Adalet Bakanlığı’nın Gezi tutuklularına yönelik çıplak arama, katil ve tecavüzcülerle aynı koğuşa koyma gibi kötü muamele iddialarını yalanlayan açıklaması üzerine 8 Gezi tutuklusunun avukatı Elif Çalışkan şu açıklamayı yapıyordu:
- Müvekkilimiz
Özgür Yıldırım Metris Cezaevi adli tutuklular koğuşunda 8 kişi tarafından öldüresiye dövüldü ve hastaneye sevki yapıldı.
Yine dünkü Cumhuriyet’te Ayşe Sayın, Cezaevleri İzleme Komisyonu üyesi CHP Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın Gezi tutuklularına yönelik çıplak arama, zorla oruç tutturma ve adli suçlularla aynı koğuşa konma gibi kötü muamele iddialarını içeren raporlarının sonuna kadar arkasında olduğunu belirtiyor ve ekliyordu:
- Adalet Bakanlığı Pozantı’daki çocuklara kötü muamele ve tecavüzü de yalanlamıştı, sonra cezaevini kapatmak zorunda kaldı.
Evet sevgili okurlar, benzeri durumlarda da aynı tepkiyle karşılaşılmıştı. Gerçekten de Şakran ve Silivri örneklerinde de görüldüğü gibi, birçok olayda Adalet Bakanlığı önce yalanlıyor, sonra kabul etmek zorunda kalıyor.
Gerçekten de 12 Eylül bile bu kadarını yapmamıştı.

\n

***

\n

Dikkat buyurunuz, Gezi Parkı’nda gösteri yaptıkları için tutuklananlardan söz ediyoruz. Yani suçlulukları konusunda kesinleşmiş bir karar olmayan, masumiyet karinesinin koruyucu kalkanı altında olmaları gereken kişilerden.
Bu durumda olan kişilere yapılan uygulama ise şöyle:
Bunları alıyorsunuz, katiller, ırz düşmanlarıyla bir araya koyup, her türlü saldırıya açık bir hale sokarak daha o andan itibaren cezalandırmaya başlıyorsunuz.
Böylelikle kamuoyuna da şunu söylemiş oluyorsunuz:
- İktidarın hoşuna gitmediğiniz andan itibaren cezalandırılmaya tabi tutulursunuz; ona göre ayağınızı denk alın!
Gezi göstericileri tutukluluk yoluyla, başka mahkûm ve hükümlülerin saldırılarına maruz bırakılarak cezalandırılmaktadırlar.
Ceza ve tutukevlerinin yönetiminden sorumlu olan Adalet Bakanlığı ise bunları engellemek yerine, yalanlamakla yetiniyor ve yalanlamalar kimseyi inandırmıyor.
Gerçekten bu kadarını 12 Eylül bile yapmamıştı.
Yazarımız Aykut Göker haklıydı.
Bu arada son günlerde haberlerine, manşetlerine sık sık atıf yapılan Cumhuriyet’ten Adalet canibiyle ilgili bir haber:
Günlerdir süren kriz, hükümet ile cemaat kanatlarının zorunlu uzlaşmasıyla aşıldı.
Zerrin Güngör Danıştay Başkanlığı’na seçildi.
Bu da adalet cephesinden iyi haberimiz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları