Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

220 km. hızla ‘bi şey olmaz abi’

04 Haziran 2015 Perşembe

Seçim meydanlarında incir çekirdeği doldurmayan lafların da, görece içeriği olanların da edildiği ortamda, 1 Haziran Pazar günü, çok parlak bir genç gazeteci olan (bütün yazılarını tüm okurlarıma salık veririm) Hürriyet’in Washington muhabiri Tolga Tanış, Akkuyu Santralı ile ilgili, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporunu yayımladı.
UAEA’nın Akkuyu Santralı ile ilgili olarak yazdığı ve 20 Şubat 2014’te teslim ettiği rapor yetkililer tarafından kamuoyundan gizleniyordu.
Hatta ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) konusundaki olumlu rapor üzerine açılan bir dava sırasında, rapor mahkemece talep edilmesine rağmen gönderilmemişti. Tolga Tanış’ın açıkladığı raporla ilgili haber pazartesi günkü Hürriyet’te yarım sayfa yer almasına rağmen seçim nutuklarının gölgesinde kaldı.
Oysa Tanış’ın haberleştirdiği raporun özetini okuyunca, Türkiye’nin daha henüz bir nükleer politikasının olmadığını, Enerji Bakanlığı ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu arasında sorumlulukların netleştirilmesi konusunda yapılacak olanların da henüz saptanmadığını anlıyoruz.
Türkiye’de devlet nükleer programın ilerlemesinde nasıl bir yol haritası izleyeceği konusunda herhangi bir politika oluşturmuş değildir.
Türkiye henüz nükleer yasasını çıkarmış değildir. Bu yasanın bir an önce çıkarılması, önemli konuların yeterince yer alması gerekmektedir. Yine nükleer hasar konusunda sivil sorumluluk düzenlemeleri de yerine getirilmelidir.
Nükleer enerji bütün dünyada geniş çapta tartışılan bir konu. Nükleerin yararları ve riskleri, zararları konusu çok tartışma götürür, ama tartışma götürmeyen husus, böyle bir politikanın kamuoyu tarafından enine boyuna tartışılmadan oluşturulmasının bir cinayet olacağıdır.
Ben yaptım oldu, yöntemiyle nükleer politika oluşturulamaz. TAEK’nin bu politikanın oluşturulmasında özerk kuruluş olarak yer almasını sağlayacak yasal düzenlemenin yapılması Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası güvenlik konvansiyonu gereği olduğu halde, bu konuda herhangi bir adım atılmış değil. Türkiye’de devlet nükleer politikası konusunda kamuoyunu sürekli aydınlatmak zorunda olmasına rağmen, bunu yapmamakta. İşin garibi kamuoyundan da böyle bir talep gelmemektedir. Örneğin radyoaktif atıkların ne olacağı konusunda herhangi bir açıklama da yoktur ve kamuoyu bu konunun belirginleşmesi konusunda bir talepte bulunmuş değildir.
Tolga Tanış ise raporla ilgili olarak bilgisine başvurduğu yetkililerden herhangi bir doyurucu açıklama almamıştır.
Dünyada nükleerin taraftarı da karşıtı da çok. Her ikisinin de kendine göre savları var. Ama, nükleeri yeterince tartışmadan eyvallah diyen, karmaşık güvenlik sorunlarını garantiye alacak mekanizmaları yapmadan, doğru dürüst bir nükleer politikası oluşturmadan, bunun özerk kuruluşlarını düzenlemeden nükleer enerjiye kafadan dalan bir ülke örneğine ilk kez Türkiye’de rastlıyoruz galiba.
“Bi şey olmaz abi” sloganının ulusal düstur haline getirildiği bir ülkede pek yadırganacak bir durum olmasa gerek.
Kağnı üzerinde saatte 4 kilometre hızla giderken, “bi şey olmaz abi” demek yine mantıklı değildir ama yarattığı tehlikenin boyutları, son model bir arabada 220 km.
Hızlı viraja girerken “bi şey olmaz abi” demekle aynı olmaz tabii ki.
Hele hele, nükleerde aynı şeyi yapmak, kusuru aşıp insanlık suçu oluşturacak bir kasta doğru seyreder.
Türkiye’de basın da, bu konudaki tehlikeye yeterince dikkati çekmelidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları