Ali Apaydın

Veli zorbalığı

19 Eylül 2024 Perşembe

10 yıl önce bir veli, oğlunun kimya dersi öğretmeninin yasa dışı bir eyleme giderek derslerine girmediğini iddia ediyor ve öğretmeni hem MEB’e hem de savcılığa şikâyet ediyor. Ve müfettişler öğretmen hakkında inceleme başlatıyor. İnceleme sonucunda anlaşılıyor ki, öğretmen, ne yasa dışı bir eyleme gitmiş, ne söz konusu velinin oğlunun sınıfına ders veriyor ne de kendisi bir kimya öğretmeni! Sonrasında öğretmen dava açıyor ve davayı kazanıyor. İlgili veli 12 ay hapse mahkûm ediliyor, ancak iyi hal indirimi ve erteleme kararlarıyla birlikte iftira atan velinin avukatlık ve yargılama giderlerini ödeme cezasıyla tamamlanıyor süreç.

Bu denli açık bir iftira durumunda bile veli zorbalığının ülkemizde ödediği en ağır bedellerden biri bu kadar işte! Ve maalesef çoğu iftira, bu denli basit bir şekilde temizlenmiyor öyle…

***

Hayır, bir Antik Çağ tablosunda değiliz! Yargıcın gözleri Garez tarafından kapatılmış değil, bir yanında Cehalet bir yanında da Kuşku bulandırmıyor kafasını. Midas gibi zayıf düşünceli de değil elbette; olan biteni en açık şekliyle görüyor gözleri. İhanet ve Sahtekarlık güzel görünmesi için çiçeklerle süslemiş değil İftira’nın saçlarını ve Pişmanlık da yok sahnede! Ama işte, İftira çekincesiz bir cüretle sürüklüyor Kurbanı ve Hakikat en çıplak haliyle bakıyor yine bize...*

İftira

Maalesef yanılıyorum, tam da bir Antik Çağ tablosunun içindeyiz aksine. Garez, İhanet, Sahtekarlık, Cehalet, Kuşku ve İftira el ele vermiş müthiş bir zorbalıkla saldırıyorlar etrafa. Zorbalanan kişiler öğretmenlerimiz, zorbalanan kurumlarsa okullarımız!

Eğitim tarihinde daha önce eşi benzeri görülmemiş bir zorbalık bu; hem ülkemizi hem de dünyayı etkisi altına alan bir zorbalık. 

Okula gelmeyen çocuklarının okuldaymış gibi gösterilmesi için okul yöneticilerini tehdit ediyorlar. Çocukları için öğretmenlerden sahte notlar talep ediyorlar. Gecenin en geç saatlerinde öğretmenlere mesaj atmak ve telefon etmek çok sıradan bir davranış onlar için. Ve iftira atıyorlar, sahtekarlığa başvuruyorlar, kin güdüyorlar (belki de kindar neslin ilk ürünleri onlar), kuşkuyu hakikatle ikame edip bulabildikleri her mecraya yalan dolu şikâyetlerde bulunuyorlar!

Peki kim bunlar? Her meslekten birileri var aralarında; doktorlar var, subaylar var, işçiler ve memurlar var, esnaf da var, savcılar, hakimler, avukatlar bile var! Ve maalesef öğretmenler de var! En beteri onları pek muteber eğitim vakıfları ile eğitim derneklerinin yöneticileri olarak bile görebiliyorsunuz; sokaklarda öğrencilerin, gençlerin eğitim hakları için pankartlar açan sloganlar atan bu insanlar, kendi çocukları için her tür hileye başvurmayı bir hak olarak görüyor.

İlk başlarda birer çocuk bakımevi olarak kullandıkları okulları şimdilerde kendilerine tahsil edilmiş bir veli bakımevi olarak kullanmak istiyorlar. Bu durumu kabul etmeyen öğretmenler ve okullarla karşılaştıklarındaysa durmuyorlar öyle; derhal iftira atıp tehditler savuruyorlar. Ve evet, birçoğu gruplar halinde hareket ediyor, dahası etraflarında iftira ve yalan dolanlarına eşlik edecek onlarca kişiyi bulmakta da zorlanmıyorlar hiç. Dünün çocuk padişahları olan bu kişiler, şimdilerde ebeveyn padişah yaşıyorlar!

Cüretleri ve zorbalıkları gün be gün artıyor. Artıyor, çünkü, hemen her zorbalıklarında hiçbir hukuki yaptırımla karşılaşmıyorlar. CİMER onlar için bir iftira atma mekanizmasına dönüşmüş durumda. Hakaretlerini, tehditlerini, yalanlarını ve iftiralarını yayımlayıp bolca gelir elde eden platformları layıkıyla kullanmayı çok iyi biliyorlar. İnterneti adeta bir recm meydanına dönüştürmüş haldeler; diledikleri öğretmeni, diledikleri okulu kuma gömüp öldürünceye dek taşlıyorlar! Ancak bu zorbalıktan herkesten önce öğrenciler zarar görüyor, çünkü ilk başta velisi oldukları öğrencileri zorbalıyor bu veliler.

Okullarımızda eğitimci olmayan eğitimcilerin yol açtığı sorunlarla mücadele ederken zorba velilerin şiddet dolu davranışları karşısında öğretmenlerimizi ve okullarımızı korumayı unutma hakkına sahip değiliz. Eğitim, velilerin değerlerine emanet edilemeyecek kadar ciddi bir iştir. Ve okulları eğitim profesyoneli olmayan veliler değil eğitim profesyonelleri olan öğretmenler yönetir!

* Sözü edilen tablo, Antik Çağın en parlak ressamı Apelles’in İftira adlı eseridir. Apelles’in hiçbir eseri takip eden çağlara kalmamış olsa da Antik yazarlar tarafından betimlenen eserleri günümüze dek pek çok ressam tarafından “yeniden” çizilmiştir. Yazıdaki tabloya ilişkin en ünlü çizim de erken rönesans dönemi ressamlarından Sandro Botticelli (Küçük Fıçı) lakaplı Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi’ye aittir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veli zorbalığı 19 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları