Ölü yıkamaktan dinozor temizlemeye...

01 Ekim 2015 Perşembe

“Hangi partiye oy vereyim?”
Beyaz Saray’da Başkan Danışmanlığı da yapan ünlü bankacı Bernard Brauch’a (1870-1965) kulak verirsek elimiz zinhar CHP’ye gitmemeli!
Öğüdü çok kısa ve İngiliz anahtarı gibi çok pratik:
“Oyunu en az vaat eden partiye ver -
Hayal kırıklığın az olsun!”

***

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün o kadar çok çok şeyin sözünü verdi ki...
İktidar olur da sözünde duramazsa, yandı!
CHP milletvekilleri insan yüzüne çıkamayacak, ülkenin her yanından “Elim kırılsaydı da vermeseydim!” feryatları yükselecektir.
Ama siz de bendeniz gibi, “Zarar yok, her mihnet kabulüm; yeter ki Saray’ın kapılarıyla birlikte Saraylı’nın çenesi kapansın!” diyorsanız, mesele yok!

***

Keşke hayat ve siyaset böyle akla kara olsa ve pire için yorgan yakılsa...
CHP bildirgesinde yok yok.
Her derde bir ebegümeci tarifi veriliyor.
Bildirgeden çok parti programı gibi.
7 Haziran’da slogan “Oy verin gitsinler” idi.
Bu defa vaatler bakımından “Koy verin gitsinler!” olmuş.
Dün öğle üzeri havuz kesiminden yükselen velvelenin özeti böyleydi.

***

AKP “vaat” yerine “proje” demeyi tercih etti.
Ağzını neredeyse hiç “cek-cak” diye açmadı.
“Yapıyoruz... Açıyoruz” dedi.
Attığı en rantçı, en avantacı adımı bile “proje” diye sundu.

***

CHP’nin bildirgesinde ise “proje” sözcüğü pek geçmiyor.
Dürüst bir tutum...
Asgari ücretin 1500 TL’ye çıkarılması da proje sayılamaz...
Yüzde 10 barajının veya “Passolig”in kaldırılması da...
Gençlere “lise kart” sözü verilmesi, meydanların gösterilere açılması da...

***

Seçmen bizim siyaset pazarında, ne yazık ki (yasadaki deyimle) “müdebbir -tedbirli- tüccar” gibi davranmıyor.
“Az vaat - az hayal kırıklığı” formülüne rağbet etmiyor.
Din - İman - Hamaset - Kuran nutku çekenlere ve yüksek perdeden sallayanlara yöneliyor.
Ne söylendiğinden çok, kimin söylediğine bakıyor.
Dünyanın hangi ülkesinde biri çıkar da “Asrın Lideri” - “Ümmetin Önderi” diye oy isteyebilir.
Arkasına taktığı kavalcının “sıfır sorun” teranesiyle ülkesinin başını belaya sokar ve 13 yıldır aralıksız seçim kazanır?!

***

Asrın Lideri’nin hayali “Başkanlık” idi.
Anayasayı değiştirmeden önce “Cumhurbaşkanını halka seçtirme yasası” çıkarttı. Bu arada kurallara, yasalara ve hatta akla izana meydan okuyarak 1.150 odalı bir Saray yaptırdı.
Gerekçesini “İtibardan tasarruf olmaz!” diye ilan etti.
Ulufe olarak dağıtacağı “örtülü ödeneği” kendisine bağladı.
Uçaklar satın aldı.
İstanbul’un en tepesine altı minareli bir cami ve yanına da bir türbe diktirdi.
Ama bunlarla itibar olmayacağını, özendiği Amerikan Başkanı’nın çaktığı bir tokat ile anladı.
Randevu vermeyi reddettiği için, Birleşmiş Milletler’de her yılın eylül ayında toplanan dünya liderler zirvesine gidemedi.
Teselliyi Kaçak Saray’ında, muhtarlar genel kurulu toplayıp başkanlık etmekte buldu.
“Asrın lideriyim!” dedi ama, teselliyi Muhtarbaşı olmakta ve “Ey Müslümanlar, ölü yıkamayı öğrenin!” demekte buldu.
Zamana uygun bir talimat. Tayyip Bey’in itibarıyla birlikte AKP can çekişmeye başladı.
Yerini CHP’den başka doldurabilecek şimdilik bir güç yok. Ama bunun yolu dün liderinin söylediği gibi, CHP’nin “Dinozorlardan temizlenmesi” değildir.
CHP’nin hepsi dinozor olsa ne yazar? (Ancak “yüzde 26” yazıyor!)
Hele bir yüzde 40’lara çıkılsın, temizlik sonra...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rastlantı 27 Ekim 2024
Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları