Çadır çatmaktan gelir

26 Şubat 2023 Pazar

Ölülerden geçtik. Dirileri de tam sayamadık.

“Enkazlar kaldırılsın” buyurulduğunda, ölü sayısı 36 bin “kadar” idi.

Dört, beş hatta altı gün sonra bile canlı kurtarılan çocuklar, yaşlılar oldu.

Dün “can kaybı” diye 44 bin 218 rakamı dolaşıyordu.

*

Arama kurtarma ekiplerinin çoğu çoktan ayrıldı.

Enkaz ve moloz tepeleri “makinelere” kaldı.

Dozer ve kepçe operatörleri Allah ne verdi ise, daldırıp daldırıp kamyonlara yüklüyordu..

...

Enkaz başında bekleyenler vardı. Ama moloz yığınını gözleyen pek kimse kalmadı.

“2 milyon kişi kadar” bölgeyi terk etti diye açıklandı.

Buna iki kez sevinmeliyiz..

O kadar kişi demek ki zatürreeden, donmaktan, enfeksiyondan kurtuldu demektir.

Ayrıca iktidara da büyük de iyilik yaptılar..

Üçüncü haftaya giriyoruz, hâlâ çadır bekleyen mahalleler ve köy haberleri geliyor.

İyi ki o 2 milyon kişi gitmiş.

Yoksa çadır krizi daha da derin olacaktı.

*

Binalarımızı depreme hazırlayamadık, bari sonrasına hazırlıklı olsaydık.

Bakmayın muktedirlere, doğuştan itibardan tasarrufa yatkın bir milletiz.

Günlerdir, binler yüz binler aç sefil. Soğuktan tir tir..

Hiç kimse “Nerede prefabrik konutum?”, “Hani konteynerim?” diye ortaya dökülmüyor.

Tek istedikleri çadır.

Devlet farkında değil. Ama Türklük demek çadır demek.

16 devletin temelleri çadırlarda atıldı..

Çadır , “çat” kökünden, birbirine tutturmak, bir araya getirmek, birleştirmek anlamında Türkçe sözcük.

Askerlikte “Tüfek çatılacak- Çat!” komutu beceri gerektiren en önemli komuttur.

Mehmetçik emri alır almaz saniyeler içinde tüfeklerini çadır direği gibi birbirine tutturmak zorundadır.

Türkçenin türlü lehçelerinde birçok Asya ve Doğu Avrupa dillerinde “çatır-çaçır-çaşır” diye kullanılıyor.

*

İstanbul’u yıllardır depreme hazırladıklarını itiraf eden Soylu Bakanımıza sayın danışmanları, acaba çadırın önemini anlatmadılar mı?

Beyazıt’taki Çadırcılar Çarşısı’nı gezdirmediler mi?

Ya Çadır Köşkü’nü?

Peki ya, Fatih Sultan Mehmet’ten bu yana padişahların emrindeki Çadır Mehterleri’nden söz eden de mi olmadı?

Önümüz Ramazan.

AFAD doğrudan size bağlı.

AFAD üst kademe yöneticileri ile il müdürleri ilahiyat ve imam hatip mezunu.

Bunları tayin ederken aslında çok tutarlı davrandınız.

Depreme karşı bir önlem alamayacaklarını bildiğiniz için, hiç değilse “kader planını gözetmelerini” istediniz.

Siz de bu kişilerle birlikte işi kader planına bıraktınız.

Peki, bunlardan birisi çıkıp da size Kuran’daki çadır ayetlerini de hatırlatmadı mı?

    • “Allah, hayvanların derilerinden (....) konaklama zamanında sizin için taşınması kolay evler yarattı” (Nahl 16/80).

    • “Hiçbir insan veya cin tarafından dokunulmamış ceylan gözlü huriler çadırlarda (hayme) otururlar” (Rahman 55/72-74).

**

Çadır Kuran ve hadislere göre, ahiret hayatında da cennette bir huzur ve mutluluk mekânıdır.

Bu sizin ilahiyatçı AFAD yönetimi bu “gerçekleri” size anlatmadı mı?

Bence yarın derhal siz siz olun, bakanlık teftiş kuruluna talimat verin, o tiplerin diplomalarını bir incelettirin.

Diploma konusu çok hassas falan diye de sakın ihmal etmeyin..

*

Son söz Bilal Erdoğan’a..

Keşke “Ecdat geleneğine sahip çıkıyorum” diye Okçular Vakfı kurmak yerine çadırcılar vakfı kursaydı..

Çırağan Sarayı ile Boğaziçi’ne nazır Yıldız Parkı’ndaki Çadır Köşkü doğal makamı olurdu.

Babacığının gözüne girer, hem de kışta kıyamette çadır çadır diye inleyen depremzedelerin kalbinin kazanırdı.

*

Her kentte her semtte, kumdan kale gibi 10-15-20 katlı apartmanlar dikiliyor.

Ne kadar öylesi apartman..

O kadar çok çadır, o kadar çok gönül..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları