Ahmet İnsel

Sünni -Türk sorunu önümüzde

23 Haziran 2015 Salı

Bugün Meclis açılıyor. 7 Haziran seçimlerinden güçlendirilmiş başkanlık rejimine gidişi sağlayacak bir parlamento aritmetiği çıkmasını bekleyen AKP yönetimi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, parlamenter demokrasiyi dayatan bir Meclis yapısına adapte olmaya çalışıyorlar.
Koalisyon görüşmeleri Ahmet Davutoğlu’na başbakanlık görevi verilmesiyle resmen başlayacak. Bugünden görünen en güçlü ihtimal, AKP ile MHP’nin anlaşması. Böyle bir koalisyonun MHP açısından orta vadede yaratacağı seçmen tahribatıyla, yıllardır iktidar olmaya susamış teşkilatı tatmin etme avantajı arasında kâr-zarar hesabını MHP yöneticileri yapıyorlardır. AKP yöneticilerinin ise esas kâbusu hükümet dışında kalmak olduğu için, MHP ile yapılacak koalisyonun siyasal yüküne katlanmaya hazırlar.
AKP-MHP koalisyonu eğer gerçekleşirse, Türkiye siyasetinde taşların yerine oturduğu bir an olabilir. Bu Sünni-Türk sağ koalisyonu, AKP’nin sağ parti olma niteliğini daha da belirgin kılacaktır. Bu, koalisyonun karşısında yer alan iki muhalefet partisine, özellikle iktisadi büyümenin yavaşladığı, iktisadi ve sosyal meselelerin daha fazla ön plana çıkacağı bir ortamda seçmen tabanını genişletmek imkânı sağlayacaktır. Kürt sorununun çözümünü de yeni bir mecraya, esas olarak Meclis içine taşıyacaktır.
Olası AKP-MHP sağ koalisyon hükümetinin en güçlü ortak paydasını Kürt meselesi oluşturacak. Tayyip Erdoğan’ın aylar önce ilan ettiği “Kürt sorunu yoktur” iddiasına MHP’nin diyecek bir şeyi yok. Koalisyonun büyük ortağı AKP’nin, iktidarda kalma havucuyla, MHP’yi Kürt sorununun çözümünde PKK ve Öcalan’la da müzakereleri kabul eder hale getirme ihtimali şimdilik pek zayıf gözüküyor. O zaman geriye MHP kadar milletvekiline sahip HDP’nin Kürt sorununun çözümü konusunda birincil muhatap olarak kabul edilmesi kalıyor. Burada CHP’nin de HDP ile daha fazla temas içinde çözüm yönünde devreye girmesi, sürece farklı ve belki daha sağlam bir ivme kazandırabilir.
Ama HDP’yi terör örgütünün Meclis’teki uzantısı olarak tanımlamaya devam eden MHP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bu nasıl olacak? Ayrıca silahlı mücadele yürütmüş bir örgütün temsilcileriyle değil de kiminle silah bırakma müzakeresi yapılacak? Kürt sorununu arkasında yatan esas sorun daha belirgin biçimde ortaya çıkıyor.
AKP-MHP koalisyonunun mayasında sadece Türkiye’deki Kürt sorunu değil, Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin Irak ve Suriye’de bir siyasal oluşuma sahip olmalarına karşı duyulan tepki de yer alacak. Türkiye’de Kürt sorununun her şeyden önce bir Türk sorunu olduğuna daha önce birçok kez işaret edildi. Kürtlerin eşit yurttaş hakkına sahip olma talebi karşısında Türk çoğunluğun tepkisi bu sorunun önemli bir nedenini oluşturuyor. Son günlerde AKP medyasında yer alan başlıklardan, hatta AKP genel başkan vekillerinden birinin yazısından anlaşılan, etnik Türklerin Kürt meselesine Sünni Türklerin bölgede hâkimiyet kurma saplantısı ilave olmuş durumda.
Kobani’de İslam Devleti güçlerine karşı direnenleri küçümseyen, “düştü düşecek” diye örtülü biçimde sevinen, “IŞİD de terörist, PYD’de de” (Tayyip Erdoğan, Ekim 2014) diyen zihniyet, İslam Devleti savaşçıları Tel Abyad’dan Kürtlerin başını çektiği güçler tarafından çıkarılınca, yaşadığı hüsranla olsa gerek endazeyi iyice kaçırdı. PYD’nin IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu ilan edenler baklayı ağızdan çıkardı, safını açıkça belli etti.
Yeni Meclis’in yapısı muhalefete iktidar ortaklarını zorlayacak inisiyatifler alma imkânı veriyor. Türk sağının milliyetçi-mukaddesatçı kadim zemini üzerinde yükselecek bir AKPMHP koalisyonu Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda muhalefete de yeni işbirliği olanakları yaratacaktır. AKP-MHP koalisyonu eğer kurulursa, Meclis’in yeni yapısını dikkate alarak, muhalefet bunu ustalıkla Sünni-Türk hâkimiyet saplantısının yapıbozumu vesilesi yapabilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları