Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Düşman ceza hukuku görev başında
Ceza yargısının iktidarın baskı ve sindirme aygıtı olarak kullanılmasından öteye, düşman ceza hukuku zihniyetiyle çalışmasının örneklerini son on yılda birçok vesileyle gördük. Ergenekon davalarının üçüncü veya dördüncü dalgalarından itibaren, Balyoz, OdaTV, Askeri Casusluk, vb... davalarında ise baştan sona bu zihniyet hâkimdi. Bunun yanında, “yardım ve yataklık” suçlaması, çoğu zaman hiçbir somut suç deliline dayanmadan, bir parti teşkilatında görev almanın, üye olmanın veya bu partinin yönettiği yerel yönetimde çalışmanın yeterli suç delilini oluşturdu. Binlerce tutuklu sanıklı KCK davalarında bu uygulama zirvesine ulaşmıştı. KCK davaları, aynı zamanda, “paralel devlet yapılanması” suç iddiasının ilk kez dile getirildiği davalardı.
Hepsi AKP iktidarı altında açılan bu davalarda, polislerin, savcıların ve hâkimlerin yürüttükleri şeytani işbirliğinin esas olarak Gülen cemaati çevresinde yer alan bir şebeke tarafından gerçekleştirildiği konusunda güçlü karineler vardı. İktidar bunları uzun süre görmezlikten, duymazlıktan, anlamazlıktan gelmeyi tercih etti. Bıçağın ucu kendine dokununca davrandı.
Bugün devlet ve toplumun Gülencilerden arındırılması adı altında iktidar yargısının yürüttüğü ceza soruşturmaları yukarıda saydığımız davalarla aynı yöntemleri kullanıyor. Darbeyi planlamış ve yönetmiş, darbeye dahil olmuş veya son anda vazgeçmiş ya da darbeden haberi olup kazananın yanında yer almak için sessizce beklemiş olan asker, polis, devlet memuru ve sivilleri hedef alması gereken soruşturmalar artık iktidarın belli bir çevreyi toptan cezalandırması operasyonuna dönüşmüş durumda. Darbe öncesine kadar muhalif gazeteciliği olağan şüpheli olarak gören iktidar, şimdi Gülen cemaatine yakın gazetelerde çalışanları, yazı yazanları, üniversitelerde ders veren kişileri terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamasıyla gözaltına alarak, KCK davalarındaki uygulamaları tekrarlıyor. Hatta daha ileri gidip, gerçek anlamı müsadere olan, Tanzimat’la birlikte resmen terk edilmiş olan ama “iç düşman unsurlara” karşı o günden beri zaman zaman kullanılan müsadere ve toplu cezalandırmayı yeniden canlandırıyor.
Herhangi bir şekilde darbe ile ilişkisi olmadığı son derece açık olan ama toplu cezalandırma arzusu nedeniyle, ifade vermeye çağırmakla yetinilmeyip gözaltına alma veya tutuklama cezasına çarptırılan, işten atılan insan sayısı çığ gibi artıyor. Gerekçe genellikle terör örgütüne yardım ve yataklık. Ne var ki ortada devlet kurumlarını denetim altına alma amacıyla yıllardır hareket etmiş bir suç örgütü varsa, bu örgüte en açık, en güçlü, en uzun ve en etkin yardım ve yataklığı yapan kişiler, bugünkü ve ondan önceki cumhurbaşkanı, AKP hükümetlerinin birçok bakanı, yüzlerce belediye başkanı, binlerce AKP yerel teşkilat yöneticisi ve bunların emirlerini yerine getiren mülki idare amirleri, kamu yöneticileri değil midir? Soruşturmaya ivedilikle oradan başlamak gerekmez mi?
Yürürlükte olan güçlünün hukukunda bunun mümkün olmadığını, olmayacağını biliyoruz. Eğer ortada bir suç örgütü varsa ve “aldatıldık” savunması yöneticiler için geçerliyse, neden bir gazetede çalışan veya yazıları yayımlanan bir kişi için bu geçerli olamaz? Siyasal sorumluluğu omuzlarında taşıyan kişilerin aldatılmış olmalarının siyasal hesabını vermediği bir yerde, neden bir gazeteci, bir doktor, bir öğretim üyesi veya bir tüccar için bu durum bir suçsuzluk karinesi olmaz? Devlet içine yasadışı yollardan sızma suçunun yanında, devlet içine yandaş yerleştirme amacıyla bu suça göz yumma, devlet içine davet etme suçu da Türkiye’de yakın tarihte sistemli biçimde işlendi. Bugün iktidar yargısı bu suçun üzerini örtmek için cadı avı yürütüyor.
Bu öç alma hukuku, darbe soruşturmalarıyla sınırlı değil. Aynı hukuk, Ankara garı suikastında hayatını yitiren kızı Şebnem Yurtman’ın arkasından duyduğu acıyla yaralı bir babayı, sosyal medyada yaralayıcı ağır eleştiri niteliğinde olan mesajlar paylaştığı için, cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla dava açmakla yetinmeyip tutuklarken de yürürlükte değil mi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 3 ülke daha BRICS'e 'ortak üye' oldu!
- 'Adama lafını yedirirler böyle, ensendeyim'
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- 'Tahmin edemedikleri kadar dirençliyiz'
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Özel'e soruşturmada 'yetkisizlik' kararı
- Mesele 'yeşil alan' değil 1.5 milyar dolar!
- Rusya, bir ülkeye daha gaz tedarikini kesiyor
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...