Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Masumiyet Müzesi' ya da Birey Nedir?
\n
\nOrhan Pamuk, kurduğu ve kapılarını açmak üzere olan “Masumiyet Müzesi” ile ancak bir yazarın hayal edebileceği ve üstesinden gelebileceği bir projeyi gerçekleştirdi. Şimdi iş, hem toplum hem de birey olarak bizlere kaldı. Bu müzeyi nasıl yorumlamalıyız? Gezerken, neyi gezmekte olduğumuz sorusunun doğru yanıtını nasıl bulmalıyız? Bu müzenin bundan böyle düşünme eylemlerimize –istersek eğer!- hangi yeni kulvarları ekleyeceğini yeterince anlayabilmek için kendimize neleri rehber edinmeliyiz?\n
\nGerçi Orhan Pamuk, bu sorular bağlamında da bize yardımcı olabilmek için bir yazar olarak elinden geleni yapmış. Kaleme aldığı “Mütevazı Manifesto”, gerek günümüzün dünyasında müze olgusuna artık nasıl bakılması gerektiği gerekse “bireyin tarihi” kavramının yorumu konusunda bol ipuçları sunan bir metin. Ama bu metni, toplumsal ve bireysel bağlamda iç dünyalarımıza dal budak sarmış bir alışkanlıktan, özellikle düşünce açısından her rehbere bir reçete gözüyle bakma alışkanlığımızdan bütünüyle sıyrılarak değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü ancak bunu yapmayı başarabildiğimiz takdirde, artık bireyin tarihini neden ön plana çekmemiz gerektiğini ya da artık insanın tarihine yabancı kalarak insanlığın tarihine eğilmenin neden sonuçsuz bir çaba olarak kalacağını yeterince kavrayabiliriz.\n
\nOrhan Pamuk, dünyada bir ilk olan bu girişimiyle bir yazarın hayatını anlatmıyor. Bir yazarın bir romanının öyküsünü anlatmıyor. Yaptığı –ne kadar vurgulansa azdır!-, bir yazarın bir romanındaki baş kişilerin yaşamlarını, o kişilerin yaşamları boyunca günlerin akışı içerisinde en yakın çevrelerinde yer almış nesneler ve belgeler aracılığıyla belli bir mekânda görselleştiriyor. Yani biz, bu müzeyi gezerken, bakışlarımızın dokunduğu hiçbir nesnenin gerçek yaşamda yer almış hiç kimse tarafından kullanılmadığını, daha doğrusu, kullandıkları söylenenlerin (romandaki Kemal ile Füsun’un) onları kullanmadıklarını, çünkü romandaki Kemal ile Füsun’un gerçekte hiç yaşamamış olduklarını bileceğiz.\n
\nAma zihnimizin enerjisini biraz daha zorlarsak eğer, ya da şöyle diyelim, müzeleri gezmek bağlamında telkin yoluyla edinilmiş, alışılagelmiş edilgin tavrımızı bir yana bırakıp “Masumiyet Müzesi”nde artık etkin kişiler olmaya karar verirsek, bildiklerimiz asla yukarıdakilerle sınırlı kalmayacak. Çünkü o sınırı bir kez aştıktan sonra bileceğiz ki, örneğin hiç yaşamadıklarını bildiğimiz, birer kurmaca kişi olan Kemal ve Füsun, aslında, hem de yüzlerce yıl, hep yaşadılar ve bugün de yaşamaktalar. Her zaman bu adlarla değil. Başka adlarla. Ama o bireyler, hep vardılar; bu yüzden kullandıkları, değdikleri, süründükleri, bakışlarını gezdirdikleri ya da koklamayı sevdikleri bir şeyler de hep vardı; istesek, biz de elimizi uzattığımızda bunların çoğuna dokunabilirdik.\n
\nAma istemedik. Daha doğrusu, genelde istemeyi de düşünmedik. Gürültülü tarih anlayışını ve arayışlarını arkamızda bırakıp tekil bireylerin yaşamlarının kuytuluklarında gezinmeyi bir türlü akıl edemedik.\n
\nYoksa “cesaret edemedik” mi demeli? Hani, böyle gezinmeye kalkışırsak, yolun bir yerinde kendimizle de karşılaşabiliriz korkusuyla mı? Ama böyle bir karşılaşmayı göze almadan birey olabilmenin yolu var mı?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması