Ahmet Cemal
Ahmet Cemal cemal.cemdost@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'İsyankâr Yüzyıl' Diye Bir Kitap...

18 Mayıs 2012 Cuma
\n

\n

\n

\n

2004 Nisanında Sel Yayıncılık, İsyankâr Yüzyılbaşlıklı, neredeyse yedi yüz sayfalık, yalnızca içeriği ile değil fakat baskı boyutlarıyla da ancak devasa diye nitelendirilebilecek bir kitap yayımlamıştı. Alt başlığıYirminci Yüzyılın Başkaldırı Sözlüğü olan kitap, Emmanuel de Waresquiel yönetiminde Philippe Gavi ve Benoît Laudier tarafından hazırlanmıştı. Özgün adı Le siècle rebelle olan, dilimize İsmail Yergüz tarafından çevrilen eserin yayın danışmanlığını yapan Enis Batur, kısa ama bütün birikimini konuşturduğu sunuş yazısında, kitabın başlığında yer alan isyankârlığın nasıl bir başkaldırı duygusunu dile getirdiğini şöyle açıklıyordu: Siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel mekanizmaların tümüne nüfuz etmekte gecikmeyen, çekirdek bir coğrafyadan, ihtiyar Avrupadan başlayarak yeryüzünün en ücra köşelerine dek sıçrarken engel tanımayan isyan duygusu, Modern Zamanların hiç şüphesiz ana damarı olma niteliğini taşımıştır: Bir Zürih kahvesinde Leninle satranç oynayan kişinin Tristan Tzara adını taşıması bir rastlantı değildi; Meksikada Troçkiyle buluşanın André Breton olması da, Kübadan 1968 Mayısına mesafe topu topu bir adımdı. Öte yandan, Gandiden Mustafa Kemale, Ernst von Salomondan Yukio Mişimaya olan uzaklık da sanılan ölçüde olmayacaktı. Camusnün yazgılarının akıntısına kapılmış adamların uzun dayanışmasısözleriyle tanımladığı bireyler, yalnızlığın yerine sırt sırta vermeyi yeğlemişlerdi. Şüphesiz, İsyankâr Yüzyılın çehresini belirleyen sayısız olayın, çıkışın içinde münferit davranışlar yok değildir, gene de asıl ağırlığı toplu hareketlerin, akımların, gruplaşma ve örgütlerin üstlendiği apaçık ortadadır…”\n

\n

Sunuşuna Camusnün Başkaldıran İnsanıyla başlayan Enis Batur, satırlarını yine Camusye ait ve kitabın bütününde sözü edilen isyankârlığın kaynağına ilişkin şu sözüyle noktalamış: Anlaşılmaz ve adaletsiz koşullar karşısında ortaya çıkan akıldışılığı seyrederken doğar başkaldırı.”\n

\n

Yirminci yüzyılın nasıl olup da düşünsel düzlemdeki onca başkaldırının yoğunlaştığı bir sahne olabildiği sorusuna yanıt arayan bu kitabın sayfalarını ilk karıştırdığımda, yine her zamanki çocukça heyecanıma yenik düşmüş ve Bu kitap kim bilir ne yankılar uyandıracak, insanları düşüncenin denizlerinde ne serüvenli yolculuklara çıkaracak!diye sevinmiştim. Ama böyle bir şey olmadı. Her zaman unuttuğum yoksa unutmayı mı yeğlediğim? bir gerçek, yine ağır bastı: Yaşadığımız ülke, insanlarının yüzyıllar boyunca, zamanın gelişimi içersinde, düşünmek ve eleştirmek için değil, biat etmek, boyun eğmek, tapmak, söz dinlemek,büyüklerininsözünden çıkmamak için eğitildikleri bir iklimdi. Böyle bir iklimde dünyaya, hayata ve insana aklın rehberliği ile değil, ancak alışılagelmiş kalıplar içerisinde bakılabilirdi. Bunun sonucunda da, Camusnün deyişiyle, anlaşılmaz ve adaletsizlik karşısında ortaya çıkan akıldışılığı seyretmek, bu ülkede başkaldırıya değil, ancak onları benimsemeye ve hiçbir şey olmamışçasına eski yollara devam etmeye yol açabiliyordu.\n

\n

İsyankâr Yüzyıl, yayımlanışının üzerinden henüz sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen, kanımca bugün ülkemizin unutulmuş kitaplarlistesinin başlarındaki yerini aldı. Ama bu durum, sıra dışı bir uygarlık tarihi diye de nitelendirilebilecek bu dev eserin Türkiyede yayımlanmasına hizmetleri geçmiş olanların onurlu çabalarına elbette gölge düşüremiyor!\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları