Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İçerden kuşatılan kurumlaşmalar…
Sabahattin Eyuboğlu yaklaşık 60 yıl önce bir denemesinde özetle şöyle yazmıştı: “Ülkemizdeki kurumlaşma girişimlerinde en sık rastlanan hastalıklardan biri de ne yazık ki ‘benlik davası’ gütme tutkusudur. Olumlu bir amaç, bir imece için beş altı kişi bir araya gelmeye görsün, günün birinde aralarından benlik davası güden biri çıkar ve her şeyi bozmaya, yıkmaya koyulur…”
Aradan geçen yıllar içersinde bu hastalık ülkemizde, azalmak bir yana, iyice yaygınlaştı. Neredeyse aydınlarımız(!) çoğaldıkça, daha bir “kurumlaşamaz” olduk. Bütün bunları, geçenlerde benimle dertleşmeye gelen bir genç dostumun anlattıklarını duyunca, bir kez daha düşünmeden edemedim.
Gerçek bir aydın olduğuna kesinlikle inandığım bu genç dost, 3-4 yıl önce İstanbul’da inandığı yol arkadaşları ile birlikte düşüncede yoğunlaşmayı, düşünce eğitimini, sanatın her alanında eleştirel düşünmenin önemini, her alanda özgürlüğü ve her şeyden önemlisi, “Aydınlanma” ilkesini mesele edinen bir atölye, bir imece odağı kurmuştu. Ama şimdi, bir zamanlar gözbebeği olan bu kurumla arasına artık bir “mesafe” koymuştu. Çünkü yaklaşık iki yıllık çok verimli bir imece atmosferinin ardından, Sabahattin Eyuboğlu’nun bir zamanlarki uyarısı bir kehanete dönüşmüş, bir iki benlik davası heveslisi o kurumda da ortaya çıkarak kendi “Ben”lerini, ne pahasına olursa olsun “bir şey olma” heveslerini atölyenin amaçlarına yeğlemeye başlamışlardı. Ve nihayet başlangıçtaki o güzelim “Biz”in yerini alan kısır “Benleşme” tutkusu, her şeyin sonunu getirmişti.
“Kusura bakma, ama senin hatan!” dedim genç dostuma, eski deneyimlerimi hatırlayarak. “Neden Hocam” diye sorduğunda da şöyle yanıtladım: “Çünkü ameliyat yapmakta geciktin! Bazı hastalıklar ilaçla iyileşmez. Hastalıklı kısmın o organizmadan kesilip alınması gerekir! Hastalığın yayılması ancak böyle önlenebilir!”
Peki, kimlerdir çok verimli bir imecenin, birlikte insanca bir üretimin içindeyken böyle ansızın ortaya çıkıp her şeyi bozanlar? Bu noktayı yeterince eleştirel bir bakış açısıyla çözümlemeden bir çare bulabilmek olanaksızdır.
“Kimlerdir” diye sorduğumuz bu kişiler, aslında kimliksizdirler, birer “hiçkimse”dirler, ve sorunun ana kaynağı da budur. “Birlikte üretmek”, aslında onlara yabancıdır, çünkü bu birlikteliğe katabilecekleri, böylece de o imeceyi zenginleştirebilecekleri, bilgi ve birikim yoluyla önceden belli bir olgunluk düzeyine vardırdıkları bir “Ben”leri yoktur – ya da, Ingeborg Bachmann’ın ünlü deyişiyle, “…kendisi için ‘Ben’ diyebilmek, ancak düşünen insanların harcıdır!”
Oysa sözünü ettiğimiz “benlik yoksunları”, girdikleri her ortamda: “Buraya ne katkıda bulunabilirim?” diye değil, fakat: “Burada ne olabilirim” diye sorarlar. Kısacası, böylelerinin hedefi hep bir şey olabilmek’tir – bu “şey”, yalnızca bulundukları kurumları canlarını dişlerine takarak kurmuş olanları yerli yersiz ve eleştirmek(!) adına karalayarak, birilerinin övgülerini kazanmak olsa bile: “Vay be, ne adammış! Falancaya bile posta koydu!”
İnsanca amaçlarla kurumlaşmalar amaçlayan bütün gençlere tavsiyemdir: Kurucusu olduğunuz yerlerde böyleleri ile karşılaştığınızda, kurayım derken kuşatılmak istemiyorsanız, onları ameliyatla uzaklaştırmaktan çekinmeyin!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'ı yenen isim belli oldu
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Belediyelerin gelirlerini nasıl etkileyecek?
- 'Kimsenin hakkı da haddi de değil'
- Kılıçdaroğlu'nun 'sine-i millet' çıkışına yanıt