Adnan Binyazar

Toplumsal dayanışma

28 Mart 2025 Cuma

Hep “Ben!” diyen, benliğinden olur. Bir süre sonra da dile düşer. 

Çocuk yaşlarımda büyüklerden bir söz duyardım: 

“Büyüklenme padişahım, senden büyük Allah var!” 

Okumasız yazmasız annem de “Övünme, bırak seni el övsün” derdi. 

Bunları aklımdan geçirerek umut içinde uyanmışken 19 Mart 2025 sabahının karanlığında, radyolarda, televizyonlarda “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı!” haberini duyunca derin bir kuyunun içine düşmüş gibi olmuştum. 

Dışarıda bir kesimin ağzından da zafer sözcükleri yayılıyordu karanlığa. 

ATATÜRK GENÇLİĞİ

Oysa Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, geçen haftaki bir toplantısında çevresini saran gençlerin “Dik dur ezilme, bu gençler seninle!” seslerini duyunca mutlu anlar yaşamıştı. 

Gençlerin bu yaklaşımı, Mustafa Kemal Atatürk’ün değerlerini çiğneyip yerine ortaçağ gericiliğini yerleştirmeye kalkanlara bir uyarıydı. 

Gençler toplumun güvencesidir. Atatürk’ün, sivil ya da asker, savaş deneyimli yüzlerce yakını varken Cumhuriyetimizi gençlere emanet etmesinin özünde, onlara beslediği güven duygusu yatar. 

TARİH YANILMAZ

Bilinçli toplumlar, her çağda, aralarındaki dayanışmayla uygarlığa bir taş daha yerleştirmiştir. İçten içe, öyle toplumlarda hiçbir zaman gençlerin başından böyle baskılı 19 Mart sabahları geçmediğini düşündüm. 

İnsan tükenmez, gençler, toplumların dar durumlara düştüğü dönemlerde, kısa bir süre sonra esenliğe ermeyi başarmıştır. 19 Mart olayı da sanırım bir süre sonra, tarihin kirli sayfalarında küflenmeyi bekleyecektir. Yeter ki gençler, kendilerini yetiştirmede çağlarının olanaklarından yararlanmayı bilip ülkelerinde söz sahibi olsunlar...

GÜVENCE KAYNAĞI

Bu hafta içinde olanların gerçek yüzünü temelinden kavramak isteyenler, Emre Kongar’ın Cumhuriyet gazetesinin 25.03.25 günkü “Şahsım Devleti’nin çöküşü” başlıklı yazısını bulup okusun. O zaman olayın nerden kaynaklandığını anlayacaklardır: 

“‘Şahsım Devleti’nin çöküşü önlenemez: Çünkü hem temel çürük hem de yapı çarpık! 

1) Her şeyden önce, ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ denen ‘şahsım devleti’, 21. yüzyıldaki çağdaş bir topluma hizmet etmesi gereken devlet yapısını, tek bir kişinin, denge ve denetim olmadan, mutlak yönetimine bağlamıştır ki böyle bir yönetim olanaksızdır çünkü hiçbir kişi, tek başına böyle bir yeteneğe sahip değildir.

Başka hiçbir yanlışı ve eksiği olmasa bile bu yapı, sadece bu nedenle çökmeye mahkûmdur! 

2) Devlet yapısı, olumsuz insani duygulardan, kıskançlıktan, öfkeden, iltimastan uzak, bütün yurttaşlarına eşitlikçi, adil ve koruyucu olmak zorundadır. 

‘Şahsım devleti’ ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten tek bir kişinin duygu ve düşüncelerinden bağımsız olmadığı, tam tersine o kişinin bütün bireysel özelliklerinden etkilendiği için devletin tarafsızlık, tutarlılık, eşitlik ve adalet ilkeleri zedelenmiştir.” 

Bugün 19 Mart girişiminin etkilerine karşı direnişin 9’uncu günündeyiz. Başta gençler olmak üzere sürüyor. Türkiye kadını erkeğiyle yaşlısı genciyle sokaklarda gerçeği ortaya koymaya çalışıyor. Hem de öyle bir dohla ki önlerine engel çıkarsa kolaylıkla aşarak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Toplumsal dayanışma 28 Mart 2025
Gençlere emanet 21 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları