Adnan Binyazar

Gençlere emanet

21 Mart 2025 Cuma

Victor Hugo, “Boaz Uykuda” başlıklı şiirinde “İnsan genç olunca yeniden doğan her gün zaferle doludur” der.

Hugo, üç beş sözcükle toplumlarda yerinin bilincinde olan gençleri tanımlamış oluyor.

Mustafa Kemal Atatürk de 10. Yıl Nutku’nda ülkenin karmaşalarla boğuştuğu dönemlerde kurtuluşa ermek için ülkenin sonsuzluğa ermesini gençlere emanet etmekte bulmuştur.

Gençler, emanetin onlara bağlandığının bilincine erince olanaksızıklar içinde büyümesine karşın sorumluluk duygusunu içinde duymuştur.

Onlardan biriyim ben. Aile dağılışından dolayı on dört yaşıma değin okul yüzü görmedim. Köy çocukları Köy Enstitüsünde okuma olanağı bulunca onların arasına ben de katılmıştım.

ATATÜRK ANLATIYOR

1950-56 yıllarında Dicle Köy Enstitüsü’nde (Diyarbakır) öğrenciydim. Enstitüye yazıldığımın ikinci günü kitaplığın yolunu tutmuştum.

Beden eğitimi öğretmenimiz pazartesi sabahları, cuma akşamüzerileri, üst sınıftaki öğrencilere 10. Yıl Nutku’ndan bölümler okuturdu. Bir gün bana da sıra gelmişti. Nasıl etkilenmiş olmalıyım ki “Bir gün, bağımsızlığını ve Cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için içinde bulunduğun durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin!” tümcesini okurken gözyaşımı tutamamıştım.

KİTABIN İÇERİĞİ

Elli beş yıl sonra, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ülkenin geleceğini emanet ettiği gençliğine, çocukluğundan başlayıp sonsuzluğa erdiği güne kadarki yaşamını Atatürk Anlatıyor adlı kitabımda anlatmaya çalıştım. (Can Çocuk Yayınları, 1. Basım 2010, 41. Basım 2024).

Atatürk Anlatıyor’u, onun yaşamında dönüm noktası sayılabilecek olayları, çocukların yalın bir dille okuyup kavramalarını sağlamak amacıyla hazırladım. Amacım, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği emanet edilen gençlerine, “Ya bağımsızlık ya ölüm!” diye yola çıkıp özgür, laik, çağdaş, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ü gerçek yönleriyle tanıtmaktı.

Atatürk’ün savaş başarılarının yanında, Türkiye’nin düşünsel, kültürel, özellikle eğitim alanındaki atılımlarını öne çıkardığım kitap şöyle özetlenebilir:

“Sarışın, mavi gözlü, iyi yürekli, öylesine de özgürlük tutkunu ki dayısının tarlasında kargaları kovmakla başladığı işi ömrünce sürüdürüyor. Sonunda işgalci gerçek kargaları yurdumuzdan kovuncaya değin neredeyse soluk almadan savaşıyor.”

YA BAĞIMSIZLIK YA ÖLÜM!

Atatürk’ün dilinden aktarılan anlatıda, gerçeklerin ışığında bir yolculuğa çıkılıyor. Bu uzun yolun duraklarında, o dönemi onunla birlikte yaşayanlar araya giriyor. Atatürk Türkiye’yi kurtarma yolları ararken onun önünü kesmeye kalkan nice kişinin akıl almaz tuzaklarıyla karşılaşmıştır. Kitapta o konu da yer aldı. Bağımsızlık yolunda nice savaşlar vermenin yanında, kurduğu Cumhuriyetin dünya çökmedikçe sağlam kalacağının temelini atıyor. Atatürk, geleceği gençliğe emanet ederken daha o zaman, onları yozlaştırmaya çalışan yurt düşmanlarını da anımsatma gereğini duyuyor: “Böyleleri, kişisel çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan düşmanların erekleriyle birleştirebilirler. Ulus yoksulluk içinde ezgin ve bezgin düşmüş olabilir.” Gençler günümüzde onların türediğine tanık oldukça en başta bilgiyle eğitimle sanatla onların önünü kesiyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gençlere emanet 21 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları