Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çevre Ülke Değil, Merkez Ülke...
PENCERE
iLHAN SELÇUK
Çevre Ülke Değil,
Merkez Ülke...
Osmanlı aydını 19’uncu yüzyılda Avrupa’ya ayak basınca feleğini şaşırdı.
Ziya Paşa’nın ikilisi:
“Diyarı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülkü İslamı, bütün viraneler gördüm”
20’nci yüzyılın ortasında Aziz Nesin, Ziya Paşa’ya mizahla katkıda bulundu:
“Eller Ay’a
Biz yaya”
*
21’inci yüzyılın eli kulağında, ama, bu tür edebiyat gazete köşelerinden eksilmiyor. Oysa Batı ile farkımızı görmek için, artık ne şaire gerek var, ne yazara!.. İletişim devrimi sağ olsun!.. Televizyonun düğmesine bastın mı, ekran şenleniyor; “Diyarı Küfr”ün bütün “beldelerini, kâşanelerini” görüyoruz, “mülkü İslamın viraneleri” de sergileniyor. Köşe yazarlarımız yine de bununla yetinmiyorlar; Batı’yı yüceltirken Türkiye’yi yerin dibine batırmaktan tuhaf bir zevk alıyoruz.
Yüzyılı aşkın bir süreden beri bu edebiyat sürüyor.
Entelimiz kendi yurduna yabancılaşmayı, evrensellik saymakta...
Ne toprağımızın insanı olabiliyor...
Ne de Batı’ya aşılanabiliyor.
*
Soğuk Savaş’ta Batı-Doğu ikileminin bir ucunda Amerika bulunurdu...
Öteki ucunda Rusya.
1991’den sonra, bu ikilem masal oldu; artık dünyayı ikiye bölen enlem “Kuzey-Güney” kavramından geçiyor; Batı’nın geçerli anlamı uygarlıkla özdeşleşiyor.
Doğru mu?
Batı’yı Avrupa tarihinden kaynaklanmış uygarlık anlamında kullanmak, kuralını da birlikte getirir: Batılı olmak için ilk koşul “Aydınlanma felsefesi”nin insana aşıladığı “eleştirel aklı” benimsemektir...
Eleştirel akıl nedir?..
Öyle bir şeydir ki Batı’yı eleştirmekten kaçınan kişinin Doğulu olduğunu vurgular; Batı’ya salt hayranlıkla Batılı olmanın yolları kesiktir.
*
Soğuk Savaş’ta Amerika’nın kucağına oturan Türkiye “Batı’nın ileri karakolu” sayılıyordu; Avrupalı olacağımız günü umutla bekliyorduk; Avrupa’nın dışında bir hayat düşünemiyorduk...
Ama Avrupa’dan dışlandık...
Yarım yüzyıldır Avrupalı olmak rüyasını yaşayan bizler, şimdi ne yapacağız?..
Ne yapacağımızı şaşırdık!..
*
Kim bilir, belki de Avrupa’nın Türkiye’yi dışlaması çok iyi oldu.
Artık Doğu-Batı blokları yok...
Türkiye Avrupa Birliği’nin “bencil” ve “benci” dünyasında itilip kakalanacak bir ülke değil. Şimdi “Soğuk Savaş”ın koşulları güneşin altında kalmış buzlar gibi eriyor; “küreselleşme” Ziya Paşa’nın “Diyarı Küfr” kavramını siliyor; “Amerika - Avrupa - Pasifik” üçlüsünün yanında “Avrasya”yı yok saymak Batı için olanaksız. Çünkü Avrasya, gezegenimizde enerji kaynaklarının coğrafyasını oluşturuyor.
Türkiye bu coğrafyada “çevre” ülke değil...
“Merkez” ülke!..
Türkiye buna hazırlanmalıdır.
(26 Nisan 1998 tarihli yazısı)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kalben ödül gecesine 'erkek' olarak katıldı
- İstanbul'un suç haritası belli oldu
- Önce kağıdı yırttı, sonra valizi çıkardı!
- Tapuda yeni dönem başlıyor!
- Parlamento sıkı yönetim kararını geçersiz saydı!
- Devlet Bahçeli vekaletini akrabasına verdi
- Suriye'de 'karşı saldırı' öncesi hareketlilik
- Antalya'daki sır ölüm dünya basınında!
- AYM o maddeyi iptal etti, tazminat yolu doğdu
- Naci Görür'den 'fay' değerlendirmesi!