İlhan Selçuk

Çevre Ülke Değil, Merkez Ülke...

26 Nisan 1998 Pazar

PENCERE

iLHAN SELÇUK

Çevre Ülke Değil,

Merkez Ülke...

Osmanlı aydını 19’uncu yüzyılda Avrupaya ayak basınca feleğini şaşırdı.

Ziya Paşanın ikilisi:

Diyarı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm

Dolaştım mülkü İslamı, bütün viraneler gördüm

20’nci yüzyılın ortasında Aziz Nesin, Ziya Paşaya mizahla katkıda bulundu:

“Eller Aya

Biz yaya

*

21’inci yüzyılın eli kulağında, ama, bu tür edebiyat gazete köşelerinden eksilmiyor. Oysa Batı ile farkımızı görmek için, artık ne şaire gerek var, ne yazara!.. İletişim devrimi sağ olsun!.. Televizyonun düğmesine bastın mı, ekran şenleniyor; Diyarı Küfrün bütün beldelerini, kâşanelerini görüyoruz, mülkü İslamın viraneleride sergileniyor. Köşe yazarlarımız yine de bununla yetinmiyorlar; Batıyı yüceltirken Türkiyeyi yerin dibine batırmaktan tuhaf bir zevk alıyoruz.

Yüzyılı aşkın bir süreden beri bu edebiyat sürüyor.

Entelimiz kendi yurduna yabancılaşmayı, evrensellik saymakta...

Ne toprağımızın insanı olabiliyor...

Ne de Batıya aşılanabiliyor.

*

Soğuk Savaşta Batı-Doğu ikileminin bir ucunda Amerika bulunurdu...

Öteki ucunda Rusya.

1991’den sonra, bu ikilem masal oldu; artık dünyayı ikiye bölen enlem Kuzey-Güney kavramından geçiyor; Batının geçerli anlamı uygarlıkla özdeşleşiyor.

Doğru mu?

Batıyı Avrupa tarihinden kaynaklanmış uygarlık anlamında kullanmak, kuralını da birlikte getirir: Batılı olmak için ilk koşul Aydınlanma felsefesinin insana aşıladığı eleştirel aklı benimsemektir...

Eleştirel akıl nedir?..

Öyle bir şeydir ki Batıyı eleştirmekten kaçınan kişinin Doğulu olduğunu vurgular; Batıya salt hayranlıkla Batılı olmanın yolları kesiktir.

*

Soğuk Savaşta Amerikanın kucağına oturan Türkiye Batının ileri karakolu sayılıyordu; Avrupalı olacağımız günü umutla bekliyorduk; Avrupanın dışında bir hayat düşünemiyorduk...

Ama Avrupadan dışlandık...

Yarım yüzyıldır Avrupalı olmak rüyasını yaşayan bizler, şimdi ne yapacağız?..

Ne yapacağımızı şaşırdık!..

*

Kim bilir, belki de Avrupanın Türkiyeyi dışlaması çok iyi oldu.

Artık Doğu-Batı blokları yok...

Türkiye Avrupa Birliğininbencilve benci dünyasında itilip kakalanacak bir ülke değil. Şimdi Soğuk Savaşın koşulları güneşin altında kalmış buzlar gibi eriyor; küreselleşme Ziya Paşanın Diyarı Küfr kavramını siliyor; Amerika - Avrupa - Pasifik üçlüsünün yanında Avrasyayı yok saymak Batı için olanaksız. Çünkü Avrasya, gezegenimizde enerji kaynaklarının coğrafyasını oluşturuyor.

Türkiye bu coğrafyada çevre ülke değil...

Merkez ülke!..

Türkiye buna hazırlanmalıdır.

(26 Nisan 1998 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları