Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Toplumun sinir uçlarıyla oynamayı kesin!

19 Şubat 2023 Pazar

Durup durup sinsi sinsi ortalığı bulandıran Bülent Arınç, şimdi de seçimi erteletmeye çalışıyor. Hukukçular, çok net olan anayasa hükmünü anlatınca şöyle buyurmuş:

“Savaş hali dışında seçim ertelenmezmiş. Ayet-i kerime mi var? Allah’tan korkun.”

Ayet-i kerime yok ama Türkiye Cumhuriyeti Anayasası var!

Kendisi de bir hukukçu olan Arınç, “kutsal ayet” anlamına gelen Arapça “Ayet-i kerime”, ifadesini kullanarak Kuran’a atıf yapıyor. Türkiye, bir şeriat devleti mi oldu da eski bir başbakan yardımcısı böyle konuşabiliyor? Bir dönem başkanlığını yaptığı Türkiye Büyük Milet Meclisi, anayasasında laik bir hukuk devleti yazan ülkenin Meclisi’dir!

Anayasasının 78. maddesi çok nettir: “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir” diyor. 

Türkiye, savaşta mı ki seçim ertelensin? Seçim, en geç 18 Haziran’da yapılır. O zamana kadar da dört ayda gerekli hazırlıklar tamamlanır.

Anayasayı çiğneyerek seçimleri iptal etme çağrısında bulunmak bir darbe çağrısıdır. Arınç’ın bir hukukçu olarak bunu bilmemesi olanaksız. Öyleyse niyeti nedir? Seçim öncesinde yine R.T. Erdoğan’a yaranmaya çalıştığı anlaşılıyor ve taşıdığı o meslek unvanı kendisine hiç yakışmıyor.

DİYANET’TEN MEDENİ KANUN’A AYKIRI FETVA

Aynı şekilde Diyanet’in evlat edinme hakkında verdiği son fetva da laik bir hukuk devletinde kabul edilemez.

Deprem sonrasında refakatsiz ve kimsesiz kalan çocukları tarikatların aldığı haberlerinden sonra, bu gerici yapılanmaların çocuklar için deprem kadar büyük bir afet olduğunu bilen herkes büyük bir endişe duydu. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, depremden sonra hayatta kalan çocukların bazılarının kaybolduğuna dair iddiaları yargıya taşıdı. 

Dernek yönetimi, Antalya Adliyesi’nde yaptığı suç duyurusunda, kendilerine ve başka kurumlara yapılan ihbarlarda refakatsiz depremzede çocukların devlet kurumları dışında tarikatlara, alanlarda çocukların akrabaları olduğunu söyleyen kimselere teslim edildiklerini öğrendiklerini belirtti.

Bunun üzerine Diyanet, İslamda evlat edinme müessesesinin bulunmadığını, evlat edinilen çocuğun evlatlık alan kişinin soyuna kaydedilmesinin caiz olmadığını, evlatlık ile evlat edinen arasında evlenme engelinin de bulunmadığını belirten bir fetva verdi! 

Üstelik de bunu Medeni Kanun’un kabulünün 97. yıldönümü olan 17 Şubat’ta yaptı. 

BU AÇIKÇA LAİKLİĞE MEYDAN OKUMADIR

Evlat edinme konusu Medeni Kanun ile düzenlenmiştir; “nesep” (soybağı) sorunu olmaksızın yargı kararıyla kendi soyuna kaydetme hakkını verir. Türkiye Cumhuriyeti, dini fetvalarla yönetilen bir şeriat devleti değildir. Fetva veren kurum da anayasal sınırlar içinde kalmak durumundadır. 

Anne ve babalarını yitiren çocuklar sokakta kalmışken, onları evlat edinmek caiz değildir demek, bir insanın evlat edindiği çocuğu büyütüp onunla evlenebileceğini söylemek, her olayı cinselliğe bağlamak, karanlık bir zihniyettir.

Anayasa ve yasalar keyfinize göre eğip bükeceğiniz metinler değildir. Ya uyacaksınız ya da uyacaksınız!

Seçimi tarihinde yapacak, kimsesiz kalan çocuklara yuvalarını açmak isteyen ailelerin önüne geçmeyeceksiniz. 

Bu kahredici günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynamayacaksınız. Haddinizi bileceksiniz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları