Herkes döksün eteğindeki taşları!

25 Ekim 2024 Cuma

Geçen hafta Özdemir İnce, Kürt sorununun ne olduğunun açıkça söylenmesi gerektiğini yazdı ve sordu:

“Bağımsız devlet mi, federasyon mu, yoksa özerklik mi? Sorun denen şey bu üç seçenekten biri olmak zorundadır. Ağızlarında gevelemeyecekler, harbi söyleyecekler ama susuyorlar.” Haklıdır; halka gerçekler açıkça söylenmeli, bazı çekici kavramların ardına saklanmamalı.

Örneğin Bahçeli’nin başlattığı BOP destekli yeni saçılım bir anda Türkiye’yi allak bullak ederken Özgür Özel’in ağzından yine “eşit yurttaşlık” ifadesini duyduk. Kendisi 8 Kasım 2023’te CHP genel başkanı olduktan sonra 26 Kasım’da bu köşede “Eşit yurttaşlık” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazımdan alıntılarla konuyu bir kez daha gündeme taşımanın doğru olduğunu düşünüyorum çünkü toplumun önemli bir kesiminin bu konuda yeterli bilgi sahibi olmadığı açık.

‘EŞİT YURTTAŞLIK’ İLE NE KASTEDİLİYOR?

2018’den beri CHP’nin kurultay bildirilerinde de yer alan bu kavram, 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçiminden önce de gündemdeydi. 2015’te Ankara’da gerçekleştirilen HDP İkinci Olağan Büyük Kongresi hakkındaki haber, Diken adlı portalda şu şekilde yer almıştı: 

Eş başkanlık görevine bir kez daha Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ seçildi. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapılan kongrede en dikkat çekici detay ise büyük ekrana PKK lideri Abdullah Öcalan ve Türkiye bayrağıyla yansıtılan “Eşit Yurttaşlık Ortak Vatan” sloganı oldu.

Mardin’de düzenlenen Arap buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise bu kavramı şöyle tanımlamıştı: “Eşit yurttaşlık ilkesinin de bir sürü gereği, şartı vardır. Eşit yurttaşlık dediğimizde ülkede yaşayan bütün halkların ve kimliklerin eşit yaşamasını kastediyoruz.”

İlginç bir şekilde, 2015’te AKP genel başkan yardımcısı olduğu sırada Süleyman Soylu da “Çözüm süreci eşit vatandaşlık sürecidir” demişti. 

AMAÇ NE?

Anayasaya göre herkes kanun önünde eşittir. 10. madde aynen aşağıdaki gibidir:

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

Anayasa bu kadar açıkken, mezhepler ve ırklar arasında ayrım kesin olarak reddedilmişken şimdi “eşit yurttaşlıktan” söz ediliyor. Anayasada var olan yurttaşların eşitliği yaklaşımının uygulamada yerine getirilmesi için çabalanması ayrı, “eşit yurttaşlık” gibi farklı algılara yol açan bir kavramı kullanmak ayrı.

O ZAMAN AÇIKÇA SORALIM

Anayasada belirtilen hakların öznesi olan yurttaşların kimler olduğu da anayasa metninde yer alır; bu hukuki bağ anayasada tanımlanır ve bu madde bizim anayasamızda 66. maddedir.

“Eşit yurttaşlık” ile hedeflenen madde, bazılarının iddia ettiği gibi anayasada vatandaşlığı “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” şeklinde tanımlayan 66. madde midir?

Ali Babacan gibi AKP eskisi siyasal İslamcıların, aynı kavramı kullanarak bu maddeyi tartışmaya açtığı bir dönemde, Özgür Özel’in “eşit yurttaşlık” ile ne kastettiğini, anayasada vatandaşlıkla ilgili hangi ifadeyi eşitsizlik olarak gördüğünü açıklığa kavuşturması gerekir.

Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” sözüne mi karşısınız?

“Eşit yurttaşlık” kavramı ile vatandaşlığa mezhepçi ve etnikçi anlam yüklemeye çalışanların, halkı sömüren emperyalizm beslemesi feodaliteye, toprak ağalarına, şeyhlere, şıhlara ve sermaye sınıfına neden iki çift laf etmediğini de açıklaması gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları