31 Ocak, Anayasa Profesörü, Büyük Atatürkçü Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 1990’da Faşistlerce katledilmesinin yıldönümüdür.

1989 yılında kurmuş olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği ADD, 2021 yılından beri 31 Ocak tarihinde, çeşitli dallarda “Yılın Atatürkçüsü Ödülleri” vererek hem onun anısını yaşatmakta hem de Atatürkçü düşüncenin yayılmasını sağlamakta.

2024 yılı ödülleri geçen Cuma günü Ankara’da ADD Genel Merkezi’nde verildi.

Bu yılki ödüllere, Edebiyat dalında Sunay Akın, KültürSanat dalında Volkan Konak, Basın dalında Fikret Bilâ, Doğayı Koruma, ve Çölleşmeyi Önleme Özel Ödülü için Nejla Işık layık görüldüler.

Yılın Atatürkçüsü ödülü bana da Eğitim-Bilim dalında verildi.

***

Hüsnü Bozkurt Başkanlığındaki Genel Merkez, çok güzel bir anma ve ödül töreni düzenlemişti.

Türkiye’nin bugünlere, Atatürkçü aydınların tek tek katledilerek cinayetlerle getirildiğini vurgulayan bir anma filmi bize kaybettiğimiz değerleri anımsattı.

Muammer Aksoy için hazırlanan biyografi de çok etkileyiciydi.

İsmet İnönü’nün kızı İnönü Vakfı Genel Başkanı Özden Toker de çok güzel bir konuşma yaptı ve iktidar tarafından yozlaştırılan yakın tarihin gençlere anlatılması için, bütün katılanlardan, sürekli görev yapmalarını istedi.

Gecenin sürprizi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gelmesi ve bana ödülü onun vermesiydi.

Günlük gazete yazılarım ve her geceki televizyon programlarım arasında inanılmaz bir yoğunlukta geçen günlerim açısından Ankara’ya gidip ödül almak çok zordu.

Fakat hem bu onurun güzelliği hem de Atatürk’ü, ülkenin içinde düştüğü bugünkü bunalımdan çıkarma çabalarının ışığı olarak anma görevi ile, TELE 1’deki 18 Dakika Programı’na bile geç kalma pahasına yollara düştüm.

İyi ki de gitmişim: Kemal Nehrozoğlu, Bilge ve Ali Apaydın, Mustafa Balbay, Işık Kansu gibi dostları görmenin yanında, ödül alan değerli arkadaşlarla birlikte olmak büyük bir keyifti.

Ama esas sürpriz, Özgür Özel’in konuşmasıydı:

İhraç edilen Teğmenler ve Komutanları konusunda net bir tavır belirledi ve yapılacak ilk seçimde iktidara geldiklerinde onları her türlü müktesep haklarıyla birlikte göreve iade edeceklerini ve onları cezalandıranları ihraç edeceklerini açıkladı.

Aynı gün, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Çağlayan’daki ifadesi sırasında halkın ve siyasal partilerin gösterdiği dayanışmaya da değinen Özel, ADD’nin bu toplantısına katılarak CHP’nin Laiklik ve Atatürkçülük konusunda görülen eksiklerini de telafi etmek niyetinde olduğunun işaretini verdi.

***

Ben yaptığım konuşmada Atatürk’ün Antiemperyalist niteliğine, Kurtuluş Savaşı’na, komutan olarak başarısına ve Ortaçağ’da kalmış bir İmparatorluğun enkazı üzerinde çağdaş bir Cumhuriyet yaratmaktaki Devlet Kuruculuğu dehasına değindim.

Daha sonra bu Demokratik ve Laik Cumhuriyetin, 16 Nisan 2017 tarihinde, oy sayımı yasalara aykırı olarak yapılan bir halkoylaması ile yıkıldığına ve yeniden kurulması gerektiğine işaret ettim.

Bu görevin Cumhuriyeti ilan eden, Çok Partili Düzene geçen, 1961 Anayasası’na öncülük eden CHP’ye, Atatürk’ün Partisi’ne düştüğünü belirttim.

***

Toplumsal krizler, korkaklık ve cesaret olarak insanların gerçek kimliklerini ortaya çıkarır.

Kimi zaman da yeni liderler yaratır:

Şu anda E. İmamoğlu, Ö. Özel ve M. Yavaş, CHP içinde böyle bir “Üç Silahşörler” imajı yaratmanın peşindeler.

Başarılı olup olamayacaklarını bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey varsa, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni yeniden hayata geçirme görevinin, yine CHP’ye ve onun kuracağı “Geniş Demokratik İttifaka” bağlı olduğudur!

ADD’nin ödül töreninden, umudum, biraz da olsa, artmış olarak ayrıldım!