Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çağdaş vampirler

02 Şubat 2025 Pazar

Yaşamın “son” gerçeğiyle yüzleşmek kolay değildir. Her başlangıcın bir sonu olduğu gibi doğumun da ölümle bitmesi doğaldır. Ama ölümün doğallığına razı gelinmez, maruz kalınır.

Hiçbirimiz ölmek istemesek de ölüm gerçeğine en çok direnen, ölmemek için her yolu deneyenler; nedense iktidar ve paranın gücüyle bütünleşmiş yüksek egolardır.

Yeni teknolojilerin yaratıcısı milyarder dahiler arasında, kafayı kan nakliyle gençleşmeye takıp ölümsüzlüğe yatırım yapanlar var.

PayPal’ın kurucusu Peter Thiel, dünyada yaşam kalmadığında yaşamayı sürdürmek için enerjisini, suyunu kendi üreten devasa bir yeraltı sığınağı yaptırmakla kalmadı. “Transhümanist” denilen şey oldu. Kan nakliyle gençleşe gençleşe “ölmeyecek” üstün insan ırkı yaratmaya çalışan deneylere para yatırıyor. Kaliforniya’daki Ambrosia kliniğinin müdavimi.

ON YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLARIN KANI

Klinik, “Yaşa bağlı biomarkörlere yönelik genç donör plazma nakli” başlıklı bir tedavi yöntemiyle, on yaşından genç çocukların kanını erişkinlere zerk ediyor.

Ambrosia, zengin müşteri kaynıyor. Her kan nakli, 8 bin dolar. Ölümsüzlük peşinde koşan varsıllar için fındık fıstık parası. Manikür pediküre gider gibi ayda bir ya da iki kez “genç kan” nakli yaptırıyorlar.

Amazon’un kurucu yöneticisi ve Blue Origin uzay turizminin yaratıcısı Jeff Bezos ile Rusya doğumlu İsrailli milyarder Yuri Milner, genç kan nakillerini ortak oldukları Altos Labs laboratuvarlarında yaptırıyorlar.

Altos Labs’ın resmi internet sitesi, “Silikon Vadisi’nin sonsuza dek yaşamak üzerine girdiği son çılgın bahis” sloganıyla açılıyor.

SİLİKON VADİSİ’NDE ÖLÜMSÜZLÜK YARIŞI

Beyin aktivitelerini izleyen teknolojiyi geliştiren Kernel’in kurucusu ve OS Fund’ın CEO’su Brian Johnson, genç kalmayı takıntı haline getiren bir başka milyarder. Ergenlik çağındaki oğlundan “genç kan” nakli yaptırıyor. Ama bencil değil. Kameralar önünde 17 yaşındaki oğlundan kan alıyor, kendi 45 yaş kanından birazını da 70’lik babasına veriyor. Ama bu gösterinin ardında, defalarca özenle seçtiği ve on yaşın altında çocuk donörlerden yaptırdığı kan nakilleri var.

Zaten ölümsüzlüğe açıkça yatırım yapan ve genç kan nakli yaptırdığını gizlemeyenler, nedense milyarlarını Silikon Vadisi’nde kazananlar.

Yoksa dünyadaki siyasal muktedirlerin ve milyarderlerin çoğu “genç kan” nakli yaptırıyor, adlarını özenle saklıyorlar.

Çağdaş vampirlik diyebileceğimiz genç kanla beslenerek ölümsüz olmak tutkusu, elbette vampirlerin ölümsüzlüğüne ilişkin mitolojiye uzanıyor. Ama muktedirlerin esin kaynağı, Drakula edebiyatı değil. Aleksandr Bogdanov (1873- 1928) adlı Bolşevik bir politikacı ve doktor.

SAĞLAMCI VAMPİRLER ŞANSLI

Bogdanov, 1926’da Sovyetler Birliği’nin ilk kan nakil laboratuvarını kurmuş. O yıllarda, birinci kuşak komünist yöneticilerin bilimin ölümü yeneceğine ilişkin umutları varmış. Aleksandr Bogdanov, daha o zaman başladığı genç kan nakilleriyle bu umudun öncüsüymüş. Sıtma ve verem hastası bir gencin kanını kendine nakledince, 54 yaşında ölüvermiş.

Günümüz vampirleri, hem şanslı hem de sağlamcı. Şanslılar, çünkü kan tahlilleri artık hiç bir mikrop ya da parazite geçit vermiyor. Donör çocukların kanı, önceden “tertemiz” raporu alıyor.

Sağlamcılar, çünkü DNA’sı insana en yakın fareler üzerinde yapılan deneylerle genç kan verilen yaşlı farelerin gençleştiği; yaşlı kan verilen genç farelerin yaşlandığı kanıtlandı. Stanford Üniversitesi’ne bağlı Alkatest, Harvard’ın Amy Wagers gibi araştırma laboratuvarları; Alzheimer ve Parkinson benzeri hastalıkları tedavi için yaptıkları bu deneylerin, bir ölümsüzlük beklentisine dönüşmesinden şikâyetçi.

Haklılar, tam da böyle oluyor.

Ölümsüzlüğün özü genç kana kilitlenince toplumsal bellekteki vampirlik algısı canlanıp komplo teorileri salgılıyor.

İŞKENCEYLE YAŞAM İKSİRİ DAMITMAK

Komplo teorileriyle ünlenen QAnon dijital medya platformu, kandaki adrenalin türevi “adrenokrom” salgısının uzun ömür iksiri olduğunu öne sürüyor. Çok genç çocukların, yenidoğan bebeklerin kanındaki “adrenokrom” hormonunun acı ve işkence altında en yüksek düzeyde salgılandığını iddia ediyorlar.

Hillary Clinton, Barack Obama, George Soros, Joe Biden, hatta Dalay Lama ve papa gibi siyasal kişilikleri, daha çok “adrenokrom” salgılaması için işkence ve tecavüz edilen çocuk kanı “içmekle” suçluyorlar.

Oysa “adrenokrom” zaten sentetik olarak üretilen ve oldukça ucuza satılan bir hormon. Ölümsüzlük iksiri falan da değil.

Ama genç kalmak, ölümsüz olmak için genç kan nakli yaptıran muktedir ve zenginlerden kaçı, işkence altında “adrenokrom”u yükseltilmiş bebek ya da çocuk kanını reddeder?

Soru bu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları