Eğitimdeki yangın

24 Ağustos 2023 Perşembe

Ülkem yanıyor. Çanakkale’de ya da güneyde yükselen alevlerden söz etmiyorum. Onları söndürmemiz zor da olsa, liyakatsiz ellere de bırakılsa, itibardan tasarruf etmemek uğruna araçsız gereçsiz de olsa, yine de bir şekilde söndürülüyor... Gelin görün ki eğitim alanındaki yangını söndürmek, bin kat daha zor, daha acımasız ve çok daha uzun zaman alacak. 

Geçen pazar size Rize’nin Fındıklı ilçesinden seslenmiştim. Kendim döndüm ama kalbim ve aklım orada kaldı. Akıl yolunda ilerleyen, imeceyle halkın katılımıyla ilçede sorunları çözen, kültür ve sanatla beslenen belediye başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu’nun önderliğinde gerçekleşen 2. Viçe Kitap Günleri’nde Emin Çapa’yı dinleme fırsatım oldu. Kötü bir televizyon izleyicisiyim, böylesine güçlü bir konuşmacı olduğunu bilmiyordum. Çok etkilendim.

HERKES UZAYA, BİZ ORTAÇAĞA 

Öğrenimin ve eğitimin dünyada nasıl değiştiğine, evrildiğine ve bunların geleceğine ışık tutan Emin Çapa, açık seçik şunu vurguladı: “Akıl ve bilimden uzaklaşma Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkımı olmuştu. Şimdi de aynı yöntemle Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışıyorlar.” Matbaanın yasaklanması, Sanayi Devrimi’nin ıskalanması, cehalet vb. Bugün ise herkes uzayda yer edinme çabasındayken geleceğin uzay malzemeleri, uzay ekolojisi, uzay atıklarıyla, uzay mimarisi, uzay hukukuyla ilgilenirken bizim ezbere dayanan eğitimimizin abesliğini; yaratıcılıktan, eleştirel düşünceden, teknolojiden matematikten uzaklaşmasını örneklerle önümüze serdi. Bugün bilgiyi ezberlemek kolay. Önemli olan o bilginin nasıl kullanılacağı. 

Milli Eğitim Bakanlığı, ABİDE (Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi) diye bir araştırma yapmış, sonuçların rezilliğini görür görmez internetten kaldırmıştı: Buna göre,

- Türkçe metinde derindeki bilgiyi öğrencilerin sadece yüzde 0.2’si bulabiliyor; bilmedikleri bir olayı açıklamak için sadece yüzde 0.1’i bilimi kullanabilir durumda. (Dikkat: Yüzde 1’den bile az!) 

- Öğrencilerin yüzde 26.1’i Türkçe metinde anafikri bulamaz. 

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda (PISA) durum daha da feci: Matematikte öğrencilerin sadece yüzde 0.9’u mükemmel, yüzde 36.7’si çok kötü. Fende yüzde 0.1’i mükemmel, yüzde 25.2’si çok kötü...

Bir zamanlar üç üniversitemiz (ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve İTÜ) dünyadaki ilk 200 üniversite arasında yer alırken bugün hiçbiri bu listeye giremiyor!

OKULLARA İMAM VE VAİZ

Tam bu bilgilerle kahrolurken dün Cumhuriyet’te Figen Atalay’ın manşete taşınan çok önemli haberi çıktı karşıma!

Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol ile İzmir ve Eskişehir illerinde il milli eğitim müdürlükleri ve müftülüklerince yürütülen program çerçevesinde, 842 ilkokul, ortaokul ve liseye “manevi danışmanlık” hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticisi görevlendirilmesi kararı alınmıştı. Hedefte bir kez daha karma eğitim ve laiklik vardı. Projenin adı ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum).

Hukuka ve eğitim bilimlerine aykırı bu projeye karşılık Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında 22 kurum bir araya gelip 25 Ağustos’ta Eskişehir’de “ÇEDES’e hayır” diyecek ve tüm yasalarımıza, laikliğe, ilime, bilime ve akla aykırı bu uygulamaya karşı harekete geçecekler. Onlara güç diliyorum. 

İktidardakilere sesleniyorum: Beyler kendinize gelin! Uzay çağındayız uzay! Yakında robotlar sizin yetiştirdiğiniz imamlardan bin kat daha güzel seslerle, daha doğru okuyacak Kuran’ı ya da herhangi bir dinin öğretisini hem de anlamadığınız Arapça değil, dilediğiniz tüm dillerde...

Muhalefete gelince. Doğrusu, onlar karşıdevrimle, akıl ve bilimin ayaklar altında çiğnenmesiyle, laikliğin, anayasanın yerle bir edilmesiyle pek ilgilenmediğinden onlara seslenecek halim yok! Onlar siyasal İslamla helalleşe dursun...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları