Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sorularım...

30 Haziran 2014 Pazartesi

Bundan tam on beş gün önce, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı için CHP ve MHP’nin ortak adayı olduğu açıklandı. Aradan geçen iki haftalık sürede sürekli gündemde olmasına karşın, İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilirse nasıl bir yaklaşım sergileyeceği konusunda çok sayıda bilinmeyen var.

***

İhsanoğlu’nun aday olarak saptanması sürecinin nasıl işlediğini kamuoyuna açıklamak onu aday gösteren iki partinin yönetimlerinin görevi ve sorumluluğudur. Ancak, sürecin bir de aday tarafı vardır; kanımca, seçmen, adayın nasıl aday yapıldığını kendi sözlerinden de öğrenebilmelidir.
Ancak, en baştan açıkça vurgulayayım ki sorularım hiçbir biçimde diğer siyasal İslamcı adayın, yani, AKP adayının oy almasını kolaylaştırmak amacıyla sorulmuyor. Tam tersine aşağıdaki sorular, iki aday arasındaki farklılıkların açıklık kazanması amacıyla soruluyor.
Sorulara geçmeden bir durum saptaması yapılması gerekiyor. AKP iktidarının giderek yaşamsal bir dava noktasına taşıdığı siyasal İslamcı uygulamaları ve Osmanlı özlemi, çoğu Cumhuriyetin kazanımları olan, günümüzün, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve laiklik; düşünce özgürlüğü; kadın-erkek eşitliği ve özellikle de bilimsel bilginin yol göstericiliği değerleriyle uyum sağlayamıyor; bunlarla bağdaşmıyor; tersine çatışıyor. AKP, siyasal İslamı, yalnız hukukun işleyişini yaz-boz tahtasına çevirerek çökertmekle; eğitimi bilimsellikten uzaklaştırarak yıkıma uğratmakla; kamu yönetiminin tüm kurum ve kadrolarını kendine göre biçimlendirmekle kalmıyor.
AKP, siyasal İslamı, çalışırken ölümleri doğal sayacak kadar emek-sermaye ilişkilerinde; toplantı ve gösteri de dahil, havuzlara, plajlara varıncaya kadar bireysel hak ve özgürlüklerin kullanımında; ana akım siyasette; toplumsal yaşamın tüm alanlarında; kullanılan günlük dilde; kültürde ve müzik, tiyatro, yontu dahil sanatta da egemen kılmaya çalışıyor; giderek olmazsa olmaz anlayışıyla dayatıyor.
Eylemli iç siyasete en tepeden, yani Cumhurbaşkanı adayı olarak böyle bir ortamda giriyorsunuz. Bu durumda, bazı somut sorularım olacak: 1. AKP’nin yukarıda özetlediğim uygulamalarının neresinde duruyorsunuz?
Doğrudan seçmen oyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak elde edeceğiniz bu desteği kullanırken sizin bilinen siyasal İslamcı kimliğinizle AKP uygulamaları arasında ne gibi farklar olacak?
2. AKP iktidarının TBMM’den geçmesini sağladığı, örneğin, kamu ihaleleri yoluyla sermayenin el değiştirmesi ve özellikle de bu yöntemle basın–yayının baskı altına alınması; Sayıştay ve Danıştay gibi kurumsal yapıların yetkisiz kılınması süreciyle birlikte bağımsız düzenleme ve denetlemeden düşünce özgürlüğüne uzanan çok sayıda bilim ve hukuk dışı yasa var; bunları inceletmeyi ve gerekirse düzeltilmeleri için çaba harcamayı düşünür müsünüz?
3. Cumhurbaşkanı olarak yetkinizde bulunan denetleme süreçlerini çalıştırarak AKP iktidarının işlem ve eylemlerini, başta yolsuzluk savları olmak üzere, inceletme yoluna gidecek misiniz?
4. Geçmişteki çok yanlış kullanılan Cumhurbaşkanlarının rektör atama yetkisini, düzeltmeyi, örneğin, öğretim üyelerinden en çok oyu alan adayı rektör atayacak biçimde kullanmayı düşünüyor musunuz? Rektör atamalarında hangi ölçütleri kullanmayı düşünüyorsunuz? YÖK Yasası ile ilgili görüşleriniz nedir?
5. Bir bilim tarihçisi olarak AKP iktidarının ülkemizde en üst bilim kurumları olan TÜBİTAK ve TÜBA konusundaki uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Örneğin TÜBİTAK’taki akıl ve bilim dışı kadrolaşmaya nasıl bakıyorsunuz; bu kurumun 2009’da Darwin’i sansür etmesine; TÜBA’nın AKP iktidarı tarafından yok edilmesine ne diyorsunuz?
Bu kurumların yeniden yapılandırılmaları konusunda bir girişiminiz olacak mı?

***

Umarım bu ve benzeri sorular ve bunlara verilecek yanıtlar, ilk kez seçmenin doğrudan oylarıyla seçilecek Cumhurbaşkanı seçimi sürecinin içeriğini kısırlıktan kurtarır; geleceğe dönük yaklaşımların sergilenmesiyle anlamlı ve sağlıklı kılar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları