Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni Kıbrıs Politikasının Çelişkileri
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti öncesinde ve Ada’daki 20 Temmuz törenlerinde yaptığı açıklamaları ana muhalefet partisi CHP nasıl değerlendiriyor?
\nCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kısa destek açıklaması, Erdoğan’ın öteden beri CHP’nin savunduğu iki devlet esasına bağlı, siyasi eşitlik temelindeki çözüm çizgisine gelmiş olmasına verilen destekten ibaret gözüküyor. Ayrıntılara inildiğinde ise CHP sözcüleri, yeni Kıbrıs politikasına ilişkin çelişkilere ve kaygı verici noktalara dikkat çekiyor.
\nEski Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından, CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, “Bugüne kadar izledikleri ‘bir adım önde olmak’ yaklaşımının boş bir slogandan ibaret olduğunu ve verilen tavizlerin çözüm getirmediğini geç de olsa anlamış gibiler” dedikten sonra hemen ekliyor:
\n“Ancak bu meydan okumanın, hayra alamet olmayan ve çelişkiler içeren yönlerine de bakılması gerekir.”
\nLoğoğlu’na göre yeni politikanın Türkiye’nin Kıbrıs ve AB politikaları açısından temel çelişkileri şunlar:
\n1. AB, Haziran 1990’da Dublin’deki zirve toplantısında Kıbrıs sorunu ile Türkiye’nin AB üyeliği arasında doğrudan bağlantı kurmuştur. Türkiye ise bu bağlantıya tutarlı bir şekilde karşı çıkmış, iki hususun birbirinden ayrı tutulması gerektiğini savunagelmiştir. Oysa şimdi bu bağlantı, “Kıbrıs meselesi çözülmezse, katılım müzakerelerini dondururuz” diyerek bizzat Türkiye tarafından da kurulmaktadır. Kendi ayağımızla AB’nin tutumuna gelmiş durumdayız. Zaten yokuşa sürülen AB üyelik hedefimiz, Kıbrıs sorununun çözümüne böylelikle karşılıklı olarak bağlanmış olmaktadır.
\n2. Başbakan Erdoğan’ın, Karpaz ve Güzelyurt gibi Türk ve Rum tarafları arasında görüşme konusu olan ayrıntılara ilişkin görüş belirtmesi ciddi hata içermektedir. Müzakere gündemindeki hususlara dair görüşleri masada Türkiye değil, Kıbrıs Türk halkı söyler. Meselenin Ada’daki Türk tarafıyla değil, kendileri ile Türkiye arasında bir sorun olduğunu iddia eden hep Rum tarafı olmuştur. Şimdi Başbakan bu ayrıntılara da girip tutum beyan etmekle Rum tarafının eline gereksiz bir koz vermekte, Türk tarafının gücünü azaltmaktadır.
\n3. Türk ve Rumlar arasındaki müzakerelerin seyri, açıklamalardan etkilenecektir. Rumlar ve Yunanistan “Türkler çözümden vazgeçti” savıyla istismar etmeye çalışacaklar. BM Genel Sekreteri Türkiye’nin bu tutumunu BM’nin manevra sahasını daraltıcı bir etken olarak değerlendirebilir. AB’de Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıkan çevreler de kendilerinin cesaret edemedikleri bir adımı Türkiye’nin atarak yani AB’yle ilişkileri dondurarak, işlerini kolaylaştırdığını düşüneceklerdir. AB Komisyonu da köşeye sıkıştırılmış olduğu algılamasıyla, Ankara’ya olumsuz tepkiler verebilecektir. Netice olarak Kıbrıs sorununun çözüm şansı azalabilecek, AB’yle ilişkilerimiz daha da gerilere gidebilecektir.
\n***
\nAKP seçimlerden büyük başarı ile de çıkmışken neden Kıbrıs politikasında değişikliğe gitme ihtiyacı hissetti? Loğoğlu’na göre iktidarın kafasında iki farklı senaryo olabilir:
\nA) Gündem değiştirme taktiği olarak, içeride terör sorununun tırmanışı ve Kürt açılımının geri tepmesi karşısında AKP, milliyetçi hislerin yönünü Kıbrıs davasına çevirmek istemiş olabilir.
\nB) Aslında AB üyelik hedefinden kendine has nedenlerle vazgeçmiş ve bu kararı da Kıbrıs meselesi üzerinden Türk kamuoyuna hazmettirmeye çalışıyor olabilir.
\nCHP’nin her iki senaryonun da karşısında duracağını belirten Loğoğlu, “AB üyeliği Türkiye’nin laik demokratik geleceği için stratejik platformdur. Bundan vazgeçme planlarına ulusal davamız olan Kıbrıs alet edilemez. Türk halkını da Kıbrıs konusuyla oyalamak mümkün değildir” diyor.
\n***
\nBundan sonra ne olabilir, ne yapılmalı?
\nTavizsiz bir politikanın doğru uygulanabildiği takdirde olumlu sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Loğoğlu, “Ancak AKP ilkeli ve hedefli esaslara dayanmayan dış politika izleyegeldiği için, bugünkü tutumunu da ne kadar sürdüreceği konusunda tereddütlerimiz var. Bu dik duruşun arkası getirilemezse yukarıda saydığım unsurlar nedeniyle sonuç hüsran olur. Kıbrıs meselesi çözümsüz kalmaya devam eder, AB hedefimiz daha da çıkmaza girer, KKTC de bir köşeye hapsedilmiş olarak gelişmelere seyirci kalır” uyarısında bulunuyor.
\n“KKTC’nin uluslararası konumunun takviye edilmesi Rum tarafını çözüme sevk edebilecek en son kozdur” diyen Loğoğlu, CHP’nin hükümetten beklentisini şöyle özetliyor:
\n“Özellikle Arap ve Müslüman dünyasında çok ağırlığımız olduğu iddiası doğru ise Erdoğan ve hükümeti KKTC’nin bu ülkelerce tanınmasını sağlamalıdır.”
\n***
\nErdoğan’ın ‘yeni’ Kıbrıs politikasını, deneyimli diplomat Loğoğlu’nun bu vurguları ışığında değerlendirmekte yarar var.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?