Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tutuklu vekiller için mahkemelere yazı yazmam 30 Ağustos töreninin anlamı
Çiçek’ten Kılıçdaroğlu’nun talebine yanıt:
\n\n\nTutuklu milletvekillerinin durumu Meclis tatile girdiğinden bu yana ikinci plana itilmişti. Ergenekon davasının yarın başlayacak duruşması ile yeniden ülke gündemine taşınacak.
\nAna muhalefet partisi CHP, ikisi kendi Meclis grubundan, toplam 8 tutuklu vekilin durumunu ve tutukluluk sürelerinin uzunluğunu iç ve dış kamuoyuna duyurabilmek için değişik taktikler izliyor. Önce Meclis’te bir süre yemin etmeyerek tepki gösterdiler. Ardından AKP ile “tüm milletvekillerinin Meclis’te olması gerektiğini” vurgulayan bir ortak bildiri yayımlamayı başardılar.
\nCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta Cumhuriyet’e verdiği demeçte, Başbakan Tayyip Erdoğan’a ortak bildirideki iradesinin arkasında durması çağrısında bulundu. Ancak iktidar sözcüleri hiç de oralı değil.
\nCHP’nin Çiçek’ten beklentisi
\nKılıçdaroğlu’nun beklentisi sadece hükümetle sınırlı değil. Yeni TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e Cumhuriyet aracılığıyla çağrıda bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı:
\n“Kimsenin yargıya müdahale etmesini istemiyoruz. Ancak bazı doğruların da fırsatlar kullanılarak hatırlatılmasında büyük yarar var. Tutuklu vekillerle ilgili mahkemelerden gelen ve Meclis Genel Kurulu’na okunan yazılar var. Şimdi Meclis Başkanı olarak Sayın Çiçek’in o yazılara yanıt göndererek şunları demesini bekleriz: ‘Bu isimlerin tutuklu olduğunu söylüyorsunuz. Ama imzaladığımız ve tarafı olduğumuz BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi var, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi var. Anayasanın 90. maddesi gereği bu sözleşmeler bizim için en üst iç hukuk haline gelmiş durumda. Bu sözleşmelere göre o isimler gelip burada yemin etmelidir.’ Tüm milletvekillerinin yasama faaliyetlerine eksiksiz katılması konusu TBMM’nin başkanının da öncelikli sorunu olmalıdır. Mahkemelerin yazılarına yanıt verilerek bu sağlanmalıdır.”
\nÇiçek: Bilgilendirmeye yanıt veremem
\nKılıçdaroğlu’nun talebini Çiçek’e aktardığımda ilk yanıtı “Mahkemelerden gelen yazılar bildiğim kadarıyla yanıt istemiyor” şeklinde oldu. Ancak bununla yetinmeyerek konuyu inceleyip ikinci kez aradı. Çiçek’in CHP liderinin isteğine bakışı şöyle:
\n“Yazılar yanıt istese ona göre karşılık veririz. Ancak TBMM’ye bu isimlerin durumunu ve yargılamanın devam ettiğini bildirmek için gönderilmiş yazılar. Ben de okutarak Genel Kurul’un bilgisine sundum. Mahkeme yanıt istemiyor ki. Benden bir şey istenmiyorsa ben ne yazayım? Yazılarda ne istenmişse ona yanıt verilir. Diyebilirler ki ‘bu kişiler milletvekili mi değil mi?’ Onun yanıtını yazarım. Öyle bir soru da yok ki ortada. O yüzden bir yanıt yazmam sözkonusu olamaz.”
\n‘CHP’nin teklifi çözebilir’
\nÇiçek, tutuklu vekiller için başka bir girişimde bulunamaz mı? Bu soruyu yanıtlarken TBMM Başkanı’nın yetkilerini belirleyen mevzuata işaret ederek “Meclis başkanının neleri yapabileceği anayasa ve içtüzük ile sınırlı. Benim pozisyonum icracı değil daha ziyade temsili bir görev. Anayasanın bana vermediği hiçbir yetkiyi kullanamam. Yapılacak şey belli. Muhalefet zaten kanun teklifi veriyor. Bu Meclis’ten geçirilirse problem çözülür” dedi.
\nCHP’nin tutuklu vekiller için yaptığı ısrarlı çağrıları hükümet ve Meclis Başkanı bugüne kadar duymazdan geldi. Ancak yeni anayasa için uzlaşı aramaya çıkmadan önce bu tutumlarını gözden geçirmelerinde büyük yarar var.
\n\n\n\n
\n\n\n
Demokratikleşme yönündeki tek icraatı “askerle uğraşmak” haline dönen iktidar partisi, son olarak Genelkurmay Karargâhı’nda yapılan 30 Ağustos törenlerine kafasını takmış durumda. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, devlet protokolünün Genelkurmay Başkanı’nı kutladığı töreni, Meclis Başkanı ve Başbakan sıraya girip beklemek zorunda kaldığı için eleştirdi. Kutlamalarda Genelkurmay Başkanı’nın yanında Meclis Başkanı ve Başbakan’ın da yer alacağı bir düzenlemeye gidilmesi söz konusu.
\nEski Anayasa Mahkemesi Başkanvekillerinden Güven Dinçer defalarca katıldığı törenlerin anlamını şöyle aktarıyor:
\n“23 Nisan, 30 Agustos ve 29 Ekim kutlamaları Cumhuriyet Türkiyesi’nin en önemli devlet geleneklerindendir. Cumhuriyetimizin kurumlarının temsilcileri, 23 Nisan’da halkın meclisi olan TBMM’nin kuruluşunu, 30 Agustos’ta Türk ordusunun düşmanı yenerek bağımsızlığımızı sağlamasını ve 29 Ekim’de de yönetim biçimi olarak Cumhuriyeti benimseyişimizi kutlar.
\nKutlamalar gelenekselleşmis protokol kurallari çerçevesinde TBMM’de, Genelkurmay’da ve Cumhurbaşkanlığı’nda yapılır. Tören ve kutlamalarda kişiler değil kurumlar temsil edilir. Kutlamalarda kimsenin bekletilerek rencide edilmesi söz konusu degildir. Kutlamalar devletimizin onurudur ve katılanlar icin de yüce birer anıdır.”
\nHal böyleyken, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan orduyu temsil eden Genelkurmay Başkanı’nı kutlamaya gitmek çok mu zor acaba?..
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?