Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türban ve Dürüstlük

31 Ekim 2013 Perşembe
AKP başı örtülü
milletvekillerini bugün Meclis
Genel Kurulu’na sokacak.
MHP ve BDP’nin konuya bir
itirazı yok. CHP’de ise parti
içinde zaten var olan çatlağı
biraz daha derinleştirse de
genel olarak tavır belli oldu.
‘Söylem’ seviyesinde bir
siyasi tepki gösterilecek
ama tutuklu vekillerle
ilgili ‘yemin krizi’ benzeri
sürdürülemez bir protesto
yoluna gidilmeyecek.
***
AKP’nin meseleyi bir
özgürlük ve demokrasi
sorunu olarak gündeme
getirmekten öte, yaklaşan
seçimler öncesinde CHP
ile yeni bir hesaplaşmaya
dönüştürdüğü başından
beri belli. Medyada
koro halinde “Aman
Kılıçdaroğlu 1999’daki gibi
fiili engellemeye gitmesin.
Yoksa CHP intihar etmiş
olur, seçimlerde tüm şansını
yitirir” türü yazılar çıkarken
AKP içinden çıkan ve
ana muhalefeti provoke
edici ‘Güçleri yetiyorsa
engellesinler de görelim’
türü yaklaşımlara en ufak bir
eleştiri yöneltilmemesi ise
düşündürücüdür. Türkiye’nin
neredeyse tüm sorunlarında,
çözüm sürecinden adalete,
sağlıktan eğitime kadar
hemen her alanda iktidarın
adımları körü körüne
desteklenirken sanki
iktidar koltuğunda CHP
oturuyormuş gibi tüm
eleştirilerin ana muhalefet
partisine yöneltildiği bir
dönemden geçiyoruz. Aynı
bakış açısı AKP’li vekillerin
örtünerek Meclis’e gelişi
meselesinde de kendini bir
kez daha gösterdi.
***
Medyadaki koronun
neredeyse hiç değinmediği
bir başka önemli konu da
AKP’nin ‘türbanlı vekil’
tartışmasında ilkesellikten,
siyasi dürüstlükten,
samimiyetten uzak,
kutuplaştırıcı yaklaşımıdır...
Anımsatmak
gerekirse; AKP’nin mevcut kadın
milletvekilleri 2011’de bizzat
Başbakan Tayyip Erdoğan
tarafından listeye kondu. O dönem
partiye çok sayıda başı örtülü
kadın adaylık başvurusunda
bulunmuştu. Hatta bu
isimler partinin aday
belirleme yöntemi olan
‘temayül yoklamaları’ndan
da geçtiler. Bazı türbanlı
kadınlar bölgelerinde ilk
sıraları kazandı. Buna karşın
Erdoğan tarafından Yüksek
Seçim Kurulu’na gönderilen
son listede hiçbirinin ismine
yer verilmedi. Sırf bu yüzden
AKP, bazı muhafazakâr
kadın platformlarınca ‘Oy
yok’ kampanyalarının
hedefinde dahi yer aldı.
İktidar partisi ve lideri
Erdoğan 2011 seçimlerinde
halktan ‘başı açık adaylar’
için oy istedi ve kazandı.
Ancak şimdi o seçimle
başlayan yasama dönemi
sona ermemişken bu
isimlerinin örtünerek
Meclis’e gelmesini teşvik
etmekte. İşte bu, ilkesel
olarak eleştirilmeyi hak eden
bir yaklaşımdır.
***
Ama aynı Erdoğan, iki
yıldır ne zaman tutuklu
vekiller konusu gündeme
gelse CHP, MHP ve
BDP’nin tutuklu vekilleri
aday göstermesini halka
şikâyet etmekte. Ancak o üç
partinin tutuklu vekiller için
açıkça halktan oy isteme
siyasetinin, iktidarın şimdi
karşımıza çıkan ‘başı açık
aday gösterip ilk uygun
fırsatta kapatma’ şeklindeki
çıkarcı yaklaşımından
çok daha ilkeli, ahlaklı ve
demokratik bir tutum olduğu
bu olayla daha net biçimde
ortaya çıkmıştır.
O tutuklu isimler
cezaevlerinde iken listelere
kondu. Tutuklu oldukları
biline biline seçmenden
oy istendi ve seçmen de
bu durumlarını bile bile oy verdi...
Siyasi etik açısından tam
burada sormak gerekiyor.
Bu iki tutumun hangisi daha
ilkeli, hangisi daha samimi,
hangisi daha dürüst?


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları