Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Polis devleti olmayacağız

29 Temmuz 2011 Cuma

Norveç’in Ankara Büyükelçisi Cecilie Landsverk, ırkçı Anders Breivik tarafından düzenlenen ve çok sayıda vatandaşlarını kaybettikleri saldırılar sonrasında ülkesinin bir polis devleti olmayacağını belirterek “11 Eylül’den sonra ABD’nin gösterdiği tepkiyi göstermiyoruz. Biz farklı yöne gideceğiz. Uzun vadede sorunun çözümü polis devleti olmak değil, toplumsal barışı ve demokrasiyi korumaktır” dedi.

Breivik’in saldırıları için, “Bir çılgın caninin münferit hareketleri” diyen Landsverk, “Bu saldırı sonrasında öfke ve öç alma duygusu hâkim olmamalı. Bunu sembolleştirip ‘İslamofobi’ demek, o canini ekmeğine yağ sürmek olur. Bunu engellemek için Dışişleri Bakanımız camiye giderek Müslümanlarla birlikte acımızı paylaştı” dedi. Türkiye’deki görev süresinin son gününde, Cumhuriyet’i kabul eden Landsverk, saldırılar nedeniyle hazırladıkları özel defterin başında, Norveç’i şoka uğratan trajik saldırılara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

Ben de onlardan biriyim: Dışişleri Bakanlığı’na girmeden önce 20’li yaşlarımın başında yaklaşık bir buçuk yıl İşçi Partisi Gençlik Kolları Sekreterliği görevi yürüttüm. O gençlerin saldırıya uğradığı yaz kampı, partinin kuruluşundan beri düzenlenen geleneksel bir etkinliktir. Ben de o yaşlarda yaz kampına katılmıştım. O yıllardan bu yana aktif siyaset yapmamakla birlikte, İşçi Partisi üyeliğim sürmekte.

Bir çılgının münferit hareketi: Bu trajik saldırıyı bir çılgının münferit bir hareketi olarak görüyorum. Avrupa’da ırkçı hareketler var. Bu aşırı ırkçıların fikirlerini kullanmış olsa bile onların bir parçası, temsilcisi olmayabilir. Kendi kafasında bu canice fikirleri üretmiş olabilir. Bu çılgın adamın demokrasimizi mahvetmesine izin vermeyeceğiz. Genç ve masum insanlara karşı yapılan bu saldırı sonrasında nefret ve öç alma duyguları hâkim olmamalı. Öyle olursa bu çılgınlık kazanır. Çokkültürlü bir toplum olarak, içimizdeki tüm unsurlara karşı kapsayıcı olmak konusunda ısrarlıyız.

Amerika’dan farklı yön seçeneği: Bazıları, bu vahşi saldırıya ‘Norveç’in 11 Eylül’ü’ adını takıyor. Bence tek benzerlik iki ülke halklarının yaşadığı şok. Amerikan halkı da Norveç halkı da büyük bir şok yaşadı. Ama gösterilen tepki bağlamında biz ABD’nin o dönemki tepkisinden çok farklı bir yönü seçtik. Milyonlar demokrasi için ayağa kalkarak el ele verdi ve aşırılık yanlılarına “kazanamayacaksınız” diye haykırdı. Dışişleri Bakanımızın camiye yaptığı ziyaret de bunun somut kanıtlarından biri.

Açık toplum korunmalı: Toplum olarak ayağa kalkıp demokrasimizi koruyacağız. Tabii ki “bu nasıl oldu” diye bakacağız. Güvenlik alanında zaafımız var mı bakacağız. Ama kendimizi güvenlik ve istihbarat öncelikli bir polis devletine de çevirmemeliyiz. Bu bir sorundur ama en önemli sorun değildir. Uzun vadede çözüm, arttırılmış güvenlik değil, açık ve kapsayıcı toplum yapısının korunmasıdır. Aşırılık yanlısı grupların güçlenmemesidir. Bunu da istihbaratla, polisle değil, toplumsal barış ve açık toplum ile sağlayabiliriz.

Yabancıları tehdit görenler var: Norveç’te milliyetçi parti yok. Ama Avrupa’nın bir parçasıyız. Ülkemizde de sayıları az da olsa bazıları; yabancıların, farklı kültürlerin ülkemize gelişini tehdit olarak görebilir, yabancılara karşı olumsuz duygular besleyebilir. Bu sadece bizde değil, Avrupa’da hatta tüm dünyada yaşanmakta olan bir sorun. İnsanlar, özellikle de işsizlik ve ekonomik sorunların arttığı dönemlerde yabancılara karşı güvensiz olabiliyor. Bunu kabul etmesek de anlayabiliyoruz. Bu tür insanların aşırıcı, ırkçı grupların etkisi altına girmemesi için çaba göstermeli ve farklı kültürlere karşı hoşgörünün arttırılması için mücadele etmeliyiz. Yabancılara korku azaldıkça başarılı bir toplum oluruz.

Siyasete ilgi olağanüstü arttı: Bence bu trajediden aşırılık yanlıları güçlenerek çıkmadı. Tam tersine halkımız net mesaj verdi. Bu trajediye Norveç halkının gösterdiği tepki, insanların bu tür hoşgörüsüzlüklere karşı mücadele etmek istediğini gösteriyor. Siyasi partilere üyelik başvurularında son birkaç gün içinde olağanüstü artış oldu. İnsanlar ülkeleri için aktif sorumluluk üstlenmek istiyor. Bu caniye teslim olmak istemiyoruz. Eğer teslim olursak daha fazla canavarlar yaratırız.

İslamofobi demek yanlış: Biz bu trajedinin “Avrupalılar Müslümanlara karşı. İslamofobi artıyor” şeklinde yansıtılmasına karşıyız. Bunun böyle sembolleştirilmesinden kaçınmalıyız. Bu, çok tehlikeli olur. Ona da çok büyük bir iyilik yapmış oluruz. Norveç Dışişleri Bakanı’nın camideki anma törenine katılmasının anlamı da budur. Kiliselerde ve diğer yerlerde olduğu gibi camide Müslüman vatandaşlarımızla da acımızı, yasımızı paylaştık. Eğer bu olay İslamofobinin bir sembolü gibi algılanırsa, bu caninin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Farklı kültürlerle aramıza bariyer koymuş oluruz. Bu caninin vahşi saldırısı nedeniyle Avrupa’nın Müslümanlara karşı olduğu anlamı çıkarılamaz.

Her Norveçli onun gibi düşünmüyor: Breivik’in yazdıklarından Türkiye’ye epey ilgisi olduğu anlaşılıyor. Türkiye’yi hep izlemiş ama çok da iyi bildiği söylenemez. Benim kaygım bu sözlere bakıp Türk halkının, her Norveçlinin ülkeniz hakkında böyle düşündüğünü sanması. Bu tür üzücü bir algıyı engellememiz lazım. Türk halkından gelen binlerce mesaj da böyle algılanmadığını gösteriyor. Hepsi acımızı, yasımızı paylaşan mesajlar.

PKK ile mücadelenize saygımız var: (Bakanların Norveç’teki saldarı ile PKK terörü arasında benzerlik kuran açıklamaları hakkında) PKK ile mücadelenize saygımız var. Bu terör örgütü, birçok kişinin ölümünden sorumlu. Bu örgütle hem yurt içinde hem de özellikle finans kaynakları nedeniyle yurtdışında mücadele edilmesi lazım. Bakanlarınızın açıklamalarını bilemiyorum. Ama kendi yaşadığımız trajedi ile ilgili mesajımız şudur: Bu tür saldırılara karşı demokrasiyi savunmak için ayağa kalkmalıyız.

Riskli görev: Pakistan: Bugün (dün) beş yıllık görev süremin ardından Türkiye’deki son günüm. Buradan Pakistan’a gidiyorum. Biraz riskli bir görev ama bunun son saldırı ile alakası yok. Afganistan bizim için önemli bir yer çünkü orada askerlerimiz var. Afganistan sorunun çözümü için de Pakistan en önemli merkez. Güvenlik durumu genelde sorunlu. Orada da demokratik değerleri savunmaya devam edeceğiz.

Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları