Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Müzakere ve Riskler

04 Ocak 2013 Cuma

\n

Yeni yıla son 30 yıldır akan kanın durdurulabileceğine dair bir umutla girildi. Başbakan Tayyip Erdoğanın İmralıda Abdullah Öcalan ile silah bırakmaya yönelik görüşmelerin yeniden başladığını açıklamasının ardından müzakerelerin yılbaşı öncesinde bizzat MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından yürütüldüğü ortaya çıktı. \n

\n

Dün akşam gelen haber ise sürecin bundan sonra beklenenden de hızlı gelişeceğinin işaretçisi. BDP adına Ahmet Türk ve Ayla Akad Ata dün İmralıya giderek Öcalan ile görüştü. Böylece bir yılı aşkın süredir avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmakla kalmadı, bir anda BDPlilerle görüşmesi sağlandı. \n

\n

Daha önceki Habur ve Oslo sürecinin ardından şimdi, PKKnin silahlarının bıraktırılması ve soruna kalıcı çözüm bulunması konusunda en önemli noktaya gelinmiş olduğu anlaşılıyor ancak bu yeni fırsat, geçmişteki denemelerde yaşanan riskleri de beraberinde taşıyor çünkü görüşülen konu, Türkiyenin binlerce canına, milyarlarca dolarlık kaynaklarına mal olan, toplumun moral ve motivasyonunu yakından etkileyen Türkiyenin en büyük meselesi. İçerdiği riskler nedeniyle dikkatle, hassasiyetle yaklaşılması zorunlu bir konu. \n

\n

***\n

\n

Yüksek beklentiyle başlayan bu sürecin olumsuz sonuçlanmasının yaratabileceği hayal kırıklığı olasılığı, kaygı yaratan unsurların başında geliyor. Hem Habur hem de Oslo süreçleri çok taze olarak hâlâ hafızalarda. Her iki süreçte de hükümet toplumda büyük beklenti ve umut yarattı ancak sonrasında çözüm çıkmayınca fatura çok ağır oldu. Eskisine oranla çok daha büyük kayıplar verilen şiddet dalgaları yaşandı. Geride bıraktığımız 2012 yılı Öcalanın yakalanmasından bu yana en büyük can kaybının yaşandığı yıl oldu. Hükümet ise bu yanlışın hesabını vermek yerine sanki PKK ile müzakereleri hiç yapmamış gibi başkalarını suçlayan bir tavır sergiledi. Bu duruş, hükümetin iradesine yönelik soru işaretlerinin hâlâ ortada olmasının en önemli nedenlerinden biridir. \n

\n

***\n

\n

Yeni müzakerelerde sürecin nasıl yönetileceği konusu da en az içeriği kadar önemlidir. Burada en büyük sorumluluk hükümete düşüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı ile yeniden görüşmelerin başladığının ortaya çıkması üzerine partisinin kapılarını kapatmak yerine, olumlu mesajlar vererek katkı yapabileceklerinin işaretini verdi ve halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiğine işaret etti. \n

\n

Oslo sürecini Türkiye internete düşen bir video kaydından öğrendi. Şimdi doğru yöntem İmralıda alınan ve alınacak olan kararlarla ilgili toplumun doğru biçimde bilgilendirilmesidir. Kapalı kapılar ardında süren görüşmelere yönelik soru işaretleri ve kaygıların giderilmesi için konu Meclise taşınmalıdır çünkü müzakerelerden bir yasa ya da anayasa değişikliği ihtimali çıkacaksa, bunların konuşulacağı yer Meclistir. İktidar partisi AKP, başta muhalefet olmak üzere kamuoyunu süreç hakkında bilgilendirmelidir. Bilgilendirilmeyen bir muhalefetin en doğal hakkı eleştiridir. \n

\n

***\n

\n

Hükümete düşen bir görev daha vardır. O da toplumun ve Türkiyenin önüne kısa, orta ve uzun vadeleri olan bir takvim koymaktır. Hiç kimsenin yıllarca sürecek bir müzakereyi bekleyecek tahammülü yoktur. Bu yapılmadığı takdirde başta CHP olmak üzere bugün sessiz kalarak da olsa sürecin önünde engel olmayan toplumsal muhalefetin tavrının bir süre sonra siyasetin doğası gereği eleştiri ve suçlamaya döneceği ortadadır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları